2019-2020 süper lig sezonuhazırlıklarını afyon'da yaptığı kampla sürdüren futbol takımına sahip izmir'in gururu.
bu transfer sezonu gene "yokları oynamak" ile "vasat" arasında geçmeye devam ediyor. takımın 1 buçuk yıldır ihtiyacı olan kaliteli sol bek eksiği halen giderilemedi. geçen yıl, daha fazla maaş istedi diye arkasına teneke bağlanarak erzurum'a gönderilen leo schwechlen'in takıma geri dönmesi an meselesi. alt lig topçusu istikrarsızlığındaki berkan emir ile birlikte, halen "bu adam ilk 11 çıkar" diyebileceğimiz bir sol bekimiz bulunmamakta. bu transfer döneminde adı göztepe ile anılan hem yerli hem de yabancı çok futbolcu oldu ama özellikle ismail köybaşı ve ömer bayram'ın transfer edilmemesine çok sevindim. köybaşı'nın halen düşünüldüğü de söyleniyor ama umarım böyle bir transfer olmaz. kendilerini dev aynasında görmekten bıkmayan, bunu yapmaktan da yorulmayan istanbul takımlarının kadrolarında düşünmediği isimleri nimetmiş gibi anadolu takımlarına pazarlamaya çalışmalarını içime sindiremiyorum.
şu ana kadar takım 3 hazırlık maçı yaptı (eskişehir, menemen belediye ve denizli). salı günü fas takımı el jadida ile karşılaşacağız. keşke (bkz: wydad casablanca) ile anlaşılmış olsaydı da, gözümüz rakip taraftar görebilseydi. hazırlık maçlarında takımın eksik olduğu noktalarını bölge bölge yazayım:
- stoperde titi'nin yanında kimin sürekli oynayacağı belirsiz. gerçi, bu sorun, transferi dün açıklanan bubacarr sanneh ile giderilmiş gibi görünüyor ama kendisini bir süre daha canlı izlemeden yorum yapmak istemiyorum. kısa boylu, güçlü fizikli, genellikle topa müdahaleleri "rakiple karışık" olan bir stoper ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum. en azından ayağının düzgün olması, geriden çıkışlarda ayağını değil, aklını kullanabilecek olması güzel. geçen yıl kendisini 8 milyon euro'ya midtjylland'dan transfer eden anderlecht'in 1 yıl içinde sanneh'yi hem de transfer etme opsiyonu tanıyarak (sanırım 6 milyon euro'ya kendisini uzun süreli göztepe oyuncusu yapabiliyoruz) kiralaması pek iyi görünmüyor olabilir. bu yüzden, stoperdeki sıkıntımız henüz giderilmiş gibi hissedemiyorum. birkaç hazırlık maçı ve ligin ilk 2 ayı bu sorunun takım içinde nasıl giderilmiş olduğunu gözlemleyerek geçecek bence. menemen'den transfer ettiğimiz veli çetin'in hazırlık maçlarındaki iştahlı oyununu da beğendim ama kadroda yer bulabileceğini sanmıyorum. müzmin sakatlardan hakan çinemre ise, uzun süredir kendisinden beklenen patlamayı hiçbir zaman yapamayacak ve bu büyük beklenti altında ezilecek bence. hatta bu baskı altında çoktan ezilmiş bile olabilir. kendisi artık genç de değil (25 yaşına geldi).
- sağ bekte lamine gassama'nın senagal milli takımıyla afrika uluslar kupası'ndaki performansı nefisti. ülkesinin en iyi beklerinden biri olduğunu gösterdi. geçen sezon ligteki tutarsız oyunu kafamızdaki soru işaretlerini devam ettiriyor. hatayspor'dan bonservis bedeli ödemeden transfer ettiğimiz sağ bek murat paluli hazırlık maçlarında kesiciliği ve top tekniğiyle beğeni kazandı. bu 2 sağ bek bizi bütün bir sezon idare edecektir. asıl sorun sol bekte. adama traore'nin müzmin sakat haline dönüşmesi (bağları 2 kere aynı yerden koptu), berkan emir'e mahkum etmişti bizi. geçen seneyi bizde kiralık geçiren sporting lizbon'lu lumor agbenyehu'yu da gönderdik (mallorca'ya kiralanmış hemen). sol bekte ne bir as oyuncumuz ne de bu ası yedekleyecek, güvenilir bir sol bek var kadromuzda. en az 1 as bek gerekiyor buraya. leo'nun hem sol bek hem de stoper oynayabilecek olması nedeniyle transferine sıcak bakanlar mevcut ama berkan ile hemen hemen aynı özeliklere sahip bir sol beke daha ihtiyacımız yok bence. sol bek transferinin birkaç hafta içinde bitmesine kesin gözle bakılıyor.
- orta sahanın göbeğinde büyük bir sıkıntımız bulunmuyor. andre poko ve "al yanağımız" andre castro gene ilk 11'de olacaktır. celso borges'in yüklü ve uzun kontratı sebebiyle kendisiyle yolları ayıramadık ve kadroda nasıl şans vereceğimizi bilmez bir haldeyiz. geçen sene, özellikle galatasaray maçında kaçırdığı penaltıdan sonra hem kendi performansı dibi görmüştü hem de takımın ivmesi bir anda değişmiş, küme düşme potasına uzun süreli olarak demir atmamız -hayaldi ama- gerçek olmuştu. saf bir 8 numara olması ama aynı bölgede oynayan castro'yu kesebilecek kadar da iyi olmaması sebebiyle bütün bir sezon ön libero olarak oynatmak zorunda kaldık ve sahaya çıktığı hemen hemen bütün maçlarda tel tel döküldü. tamer tuna'nın farklılıklara bakış açısı yeni sıvanmış bir duvar kadar sert olduğu için borges'i ne yapacağımız konusunda hiçbir fikrim yok. borissia dortmund'un paf takımından transfer ettiğimiz 20 yaşındaki hüseyin bulut'un sürekli ilk 11 çıkabilecek kadar şans bulabileceğini düşünmüyorum. ön liberoyu yedekleyebilecek alpaslan öztürk'ün hazırlık maçlarında stoper olarak denendiğini gördük. orta sahanın göbeğinde büyük bir sorun yaşayacağımızı sanmıyorum. bu bölgede oynayabilen tayfur bingöl ve axel ngando'yu da gönderdik.
- kanatlar takımın her şeyi olduğu için taraftarın üzerinde harıl harıl düşündüğü yer de bu bölge oluyor. yasin öztekin, serdar gürler, halil akbunar ve kiralanmazsa yalçın kayan kanatları oluşturacak. yasin'in tripli hali taraftarı bıktırmış durumda ama elimizdeki en iyi ve en kariyerli kanat oyuncusu o. geen sezonun ilk yarısındaki performansından sonra yokları oynaması bizi biraz üzmüş olsa da, kanatların değişmez adamı olacaktır. sol bek transferini yasin'in defansa hiç yardıma gelmemesi ve maçlar içinde oyundan yer yer kopmasını giderebilecek özellikteki bir ya da iki futbolcuyla kapatmaya çalışmamız gerekiyor. serdar'ın hazırlık maçlarındaki azmi nefisti. sezona bomba gibi hazırlanmış olduğunu gördük. halil ise, vasatın biraz üstü bir yedek olarak kadroda sırıtmayacaktır. yalçın'a tamer hoca'nın şans vereceğini pek sanmıyorum. beklentileri hiçbir zaman karşılayamamış yoan gouffran'la da yollar ayrıldı.
- 10 numara bölgesi, göztepe'yi uzun süredir takip edenlerin "ceyhun eriş'ten sonra iyi bir 10 numara görmedik be bilader" şeklinde isyan etmesine neden olur. bu bölge için transfer söylentilerinde adı sıkça göztepe ile anılan guilherme, geçen sezon yeni malatyaspor'da kiralık olarak nefis oynamıştı. bu sene malatya'da kalmayacağını düşünüyordum ama takımı 1 sezon daha kendisini kiraladı. "guilherme gelirse, takım boyut değiştirir" diye düşünen göztepelilerin içi cız etti. bizde ise, tek 10 numara mevcuttu ve o da forvet mi, forvet arkası mı, yoksa santrafor mu olduğunu kendisinin de bilmediği deniz kadah'tı. yukarıda yazdığım hüseyin bulut'un saf bir 10 numara olarak yetiştirildiği düşünüldüğünde, kadah'ın alternatifi değil, ilk 11 oyuncusu olmasını beklemek güzel bir rüya. ayrıca borges'in de bu mevkide düşünülmesi mümkün. kadah'ın geçen sezon oynadığı hemen hemen bütün maçlarda (bunların içinde gol ve goller attığı maçlar da var) sahada varlık gösteremediğini, taraftarı hop oturup hop kaldıracak kadar heyecan uyandıramadığını biliyoruz. yürekten oynaması ve sahada elinden geleni yaptığını kanıtlaması taraftarla arasını iyi tutmasını sağlamıştı. hüseyin'in kendisinden formayı söküp almasını çok istiyorum. umarım olur.
- forvet adis jahovic sonrası kara deliğe dönüşmüş durumdaydı. nabil ghilas bidonunu arkasına teneke bağlayıp sözleşmesini feshederek yollayabildik. eren derdiyok'u transfer ettik (yıllık maaşının milyon euro seviyelerinde olduğunu bilmek üzücü). 2+1 yıllık kontrat süresini de uzun buldum ben ama yasin ile birlikte takıma katkı verebileceğni düşünüyorum. geçen sene takımın aktif tek santraforu olan cameron jerome'un 28 maçta 5 gol, 3 asistle oynaması kağıt üzerinde hayal kırıklığı yaratmış olsa da, özellikle son 5 maçtaki özverisine aşık olmuştum. altyapıdan çıkartıp profesyonel sözleşme imzaladığımız 18'lik ege özkayımoğlu'nun hazırlık maçlarında gövde gösterisi yapması taraftarı fena halde heyecanlandırdı. eğer forvete transfer yapılmazsa jerome-ege-yer yer kadah 3'lüsüyle bu sezonu geçirebileceğimizi düşünüyorum. ege'ye ne kadar şans verilir; kadah sevildiği taraftara hangi boyutlarda saç baş yoldurur; gol atamayan çalışkan jerome'a taraftar daha ne kadar tahammül eder; bu soruların cevaplarını bilmiyorum. mehmet sepil'in yakın geçmişteki bir açıklamasında "bir stoper ve bir sol bek kesin alacağız"dan başka bir şey yoktu. stoper işini sanneh ile çözmüş gibiyiz. sol bek de leo olacak ve içimizi ferahlatmasa da, "en azından takımı bilen biri transfer edildi" goy goyuyla bu sorunu da halletmiş gibi görüneceğiz. sağlam bir santrafora para kıymasını yaklaşık 1 yıldır beklediğimiz sepil'in, yeni stadın 2020'nin başlarında işler hale geçmesiyle birlikte cebindeki akrebi çıkartacağını ve üzerinde taşıdığı beklentiyi sahiplenebilecek ve taraftarı da heyecandan uyutmayacak bir santrafor transfer edeceğini düşünüyorum. yani; eylül'e kadar forvete bir eleman eklenmeyecek gözüyle bakıyorum ben.
- kaleci konusunda değişiklik yok ama zaten bu mevkide iyiyiz. 37'lik beto ligin en yi kalecisi olmaya devam ediyor. altyapıdan çıkmış göztepe'nin çocuğu göktuğ bakırbaş ise, iyi bir yedek. eren bilen'e çok beklenti yükledik ama 3. kaleci yeri için arda özbilen ve -kiralanmazsa- yavuz aygün ile mücadele edecek kadar yetenekli bir çocuk.
gene serbest fikstürü çekmiş olmanın "10 bin küsurda 1" ihtimali ile ilgili çok goy goy yapılmıştı. istanbul takımlarının fikstürlerinin her sezon üç aşağı beş yukarı aynı olduğu, artık sadece isimlerinin değiştiği bir ortamda serbest fikstüre neden bu takımların hiç denk gelmediğini sorgulamayacağım. devre arasına kadar göt yanağı kadar küçük olan bornova doğanlar stadı'nda oynayacak olmamızı ve yarım devrelik kombinelerin satışa çıkmasından sonraki 2 hafta içinde tamamen tükendiğini düşünüp mutlu oluyorum. yeni sezon formalarının tanıtımı ise, bok gibi geçti. zaten yeni formalar da bi' boka benzemiyor. düz kırmızı olanın rengi baştan aşağı kırmızı gibi değil ve deseni anneanne donuna benziyor. çubukludaki armanın yeri ve boyutu tamamen yanlış. beyaz üzeri iki çizgili forma ise, deplasman forması olarak vasat. ayrıca geçen sene 135 liradan satışa çıkmış olan formalar (sezon sonu 100 liraya düştü), bu sezon 185 liraya fırlatılmış durumda. kombine fiyatlarında istanbul takımlardan sonra en pahalı fiyatı çeken takım olan göztepe'nin kendisini bu kadar seven taraftarları olmasa, "o 185 lirayı bi' tarafınıza sokun" denebilirdi. puma'nın önceden hazırlanmış katalogtan "alın, bunu giyin" şeklinde pazarladığı berbat yeni sezon formalarının fahiş fiyattan satışının düşük oranda kalacağından eminim. geçen sezonun formaları 80 lira civarına insin, 2'şer, 3'er alıp eşe dosta hediye etmek gerek.
aklıma gelmişken, yazayım: mehmet sepil'in yaklaşık 2 hafta önce afyon kampında bein sports'a verdiği röportaj da güzel ayrıntılar gizli. istanbul takımlarının 10 milyonlarca euro harcayıp taraftar gazı almaktan başka bir işe yaramayan borç bataklığında sürünmesine dair "1-2 sezon sonra bunları yapamayacaklar çünkü kulüpler birliği olrak bir karar aldık: artık finansal fair-play'i tff denetleyecek ve puan silme, lig düşürme gibi cezaları kendisi verebilecek. istanbul takımları dahil, herkes buna göre davranmak zorunda kalacak" yorumunu iştahla, ağzımdan salyalar akarak dinledim. süper lig takımlarının bütün borcunun %90'ını tek başına yapmış "dev aynasında büyütülmüşler"in halâ yıllık birkaç milyon euroluk maaşlar vererek yaptığı sözleşmeler başlarını çok ağrıtacak. "paramız var, kime ne"den başka elle tutulur hiçbir açıklaması olmayan takımların gelir gider tablolarının da tff'nin ana sayfasından açıkça paylaşılacağı müthiş bir haber. borçlarınız üzerinden sidik yarıştırmaya devam edebileceksiniz, gözünüz aydın.
yeni sezonun başlamasına yaklaşık 2 hafta var. umarım her şey göztepe adına güzel gider, 2020 ocak'ından sonra yeni statta oynayacağımız maçlarla birlikte avrupa kupalarına katılma ve atletico madrid'le 50 küsur yıldan sonra tekrar karşı karşıya gelme hayallerimiz vücut bulur. umut her zaman var.