1. içerisinde yer aldığı toplumu ve oradan ulaşabildiği herkesi uyarsın diye vahiy alan kişiye denir.
    tüm peygamberlerin mevcut toplumsal kalıpları yıkmak, değer önceliklerini değiştirmek için gönderildikleri için, bu anlamda, devrimci oldukları söylenebilir.
    daha özelde islam'da peygamberlik anlayışı incelemeye değerdir. benim en çok dikkatimi çeken iki husus var.
    ilki, islam dünyasındaki algının aksine, kuran'da peygamber aşırı yüceltilmiyor ve muhammed'in (aslında bütün peygamberlerin) sadece bir beşer olduğuna vurgu yapılıyor. peygamberler arasında bir üstünlük sıralamasına da gidilmiyor.
    ikincisi, yine islam dünyasındaki algının aksine, kuran'da, değil din adamlarına, peygamberlere bile zorlama yetkisi verilmemiş tam tersine bu konuda çok ciddi uyarılar var.
    bu konularda kuran'da pek çok hüküm bulunuyor ancak bir kısmını aşağıda aktarıyorum:
    1. peygamberin beşer olduğuna yönelik bazı ayetler:
    ''de ki: "ben sadece sizin gibi bir insanım. ilahınızın bir tek ilah olduğu bana vahyediliyor. o halde şaşıp sendelemeden ona yönelin ve ondan af dileyin. vay haline ortak koşanların!'' (fussilet 6)
    ''de ki: "ben, resuller içinden bir türedi değilim! bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. bana vahyedilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim." (ahkaf/9)
    “de ki: "ben de sizin gibi bir insanım; tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyolunuyor. kim rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa iyi iş yapsın ve rabbine (yaptığı) ibadete hiç kimseyi ortak etmesin.".” (kehf/110).
    “ey peygamber! de ki: ben size, allah’ın hazinelerine sahibim, demiyorum; gaybı da bilmiyorum; bir melek olduğumu da iddia etmiyorum. Ben sadece bana vahyedilene uyuyorum. de ki: hiç görmeyen ile gören/körü körüne iş yapan ile vahye tabi olan bir olur mu? siz hiç düşünmüyor musunuz?” (enam/50)
    2. peygambere insanları inanmaya çağırmaktan öte (zorlama, baskı, cebir vs) herhangi bir yetki verilmemesine ilişkin bazı ayetler:
    ''yine de yüz çevirirlerse artık sana düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir.'' (nahl 82)
    ''artık uyar/düşündür! çünkü sen bir uyarıcı/düşündürücüsün. Üzerlerine musallat bir despot değilsin (gaşiye 21-22)
    ''dinde baskı-zorlama-tiksindirme yoktur. doğru bilgiye dayalı eriş, bozuk bilgiye dayalı sapıştan açık bir biçimde ayrılmıştır. her kim tâğuta sırt dönüp allah'a inanırsa hiç kuşkusuz sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. kopup parçalanması yoktur o kulpun. allah, hakkıyla işiten, en iyi biçimde bilendir.(bakara /256)
    ''imdi, onları tehdit ettiğimiz (cezanın) bir kısmını ister sana (daha hayatında) gösterelim, isterse (ondan önce) senin ölümünü takdir edelim: unutma ki sana düşen yalnızca tebliğ etmektir; (onların) hesabını görmekse sadece bize düşer.'' (rad 40)
    biz onların neler söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen onların üstüne bir zorba değilsin. O halde, benim tehdidimden korkanlara sadece Kur'an'la öğüt ver.(kaf 45)
    #154536 little thirty | 6 yıl önce (  6 yıl önce)
    0din terimi