20.05.2019 saat 20:00'da başlayan B.B.Erzurumspor-Fenerbahçe maçında görüldü ki bu takım gerçekten yeteneği kısıtlı oyunculardan kurulu. Maçı aranızda izleyen oldu mu bilmem ama eğer olduysa bana hak verecektir diye düşünüyorum. Küme düşmeme yarışı veren Erzurum, leş bir takım olduğunu dün gösterdi. Maçın ilk yarısı iki takımın da neredeyse pozisyon bulamadan tamamladığı bir yarı olurken, ikinci yarı pozisyon cümbüşüne döndü. Erzurum'a mutlak 3 puan lazımdı, aslında Fenerbahçe'ye de öyle. Her neyse önemli noktaya gelelim. İkinci yarı rakibin direnci kırılmış, çok yorulmuş, geri dönüşlerde çok büyük sıkıntı çekiyorlar yani istesen 4-5-6 atarsın. Bir ara istedi de takım ancak istemesine rağmen 2.'yi bile atamadılar. Rakibi 2'ye 4 mü yakalamadılar, 3'e 5 mi yakalamadılar... Neler neler... Yanındaki adama düzgün pas atmaktan aciz olan futbolcu topluluğumuz, 30 metre ilerideki adamın koşu yoluna pası atamadığı için geride çok büyük boşluklar veren Erzurum'a bir gol daha atamadık. Kaldı ki o boşluğu değerlendirecek futbolcumuz da yok. Takımın en hızlısı chelsea'den kiraladığımız victor moses. Onun hızı da ortalama. Dün aynı Erzurum'un karşısında beşiktaş veya galatasaray olsaydı çok farklı biterdi diye düşünüyorum. Fenerbahçe'nin en büyük sorunu oyuncularının yavaş ve yetenek konusunda fakir olması. Takım kontraya çıkamıyor. Galatasaray denilen takım, hızlı kanat atakları sayesinde şampiyon oldu aynı şekilde Beşiktaş da önceki sezonlarda benzer oyun stiliyle ve ileride temiz bitirici ile şampiyon olmuştu. 12 oyuncunun sözleşmesinin biteceği Fenerbahçe'de, para da yok, her şeyin tersine dönmesi ve önümüzdeki sezon şampiyonluğa oynanması çok güç gözüküyor. Hayalden öte hayalcilik olur bu. Rakiplerinin nispeten oturmuş kadrolarına karşı, olmayan parayla yapacağın düşük profilli oyuncu transferleri, seni ne kadar şampiyonluğa yaklaştırır; tam bir muamma. Üstelik yeni oyuncular, yeni sistem ve alışma süreci demek. Fenerbahçe'yi çok uzun yıllar sürecek stresi bol süreçler zinciri bekliyor. Koyu bir taraftarı olarak canımı sıkıyor bu durum ancak başa gelen çekilir. Tek umut, Ali Koç'un ve beraberindeki yönetimin, birkaç yıl sonunda Fenerbahçe'yi bu kuyudan çıkarabileceğine olan inancımda gizlidir.