Bence insanın yaşamı, hayalleri üzerine kuruludur. İstisnasız her insan hayal kurar. Bunların kimi gerçekleşir kimi gerçekleşmez. Ben böyle düşünürken, yaşama dair en önemli bakışımı da bunun üzerine kurmam gerektiğine inandım; hayallere ve onların ölçülerine.
Yaşım 9, hadi 10 olsun. İlk hayal kırıklığını yaşadığım yıllar. Bilgisayarlar yeni yeni evlere girmeye başlamış. Her 100 ya da 200 evden birinde belki var, belki yok. İnternet kafeler rezervasyon ile iş yapıyor. Ya da saatlerce sıra bekliyorsunuz. Hah, işte o yıllar.
Bizde bilgisayar yok. Üst komşumuzda var, üzerine dantel örtülü. Ayda, yılda bir açıyorlar. Word'teyazı yazıp, mayın tarlası oynayıp kapatıyorlar. Üst komşumuz da beni çok sever, kendi evlatları benden yaşça büyük. Üniversitede okuyorlar. Zar zor ikna ettim, haftada 1 gün gelip 1 saat bilgisayar kullanabilecektim. Oyun yükleme hususunda da anlaşmıştık.
Koşa koşa internet kafeye gittim, giderken de bir tane Cd aldım. Sıramı bekledim, saatler geçti ve bir bilgisayara oturdum. Ulan çocuğum daha. Elimde cd gören herkes etrafıma toplanıyor. Ne yapacağımı merak ediyor. O günlerdeki en büyük hayalimin ilk adımı gerçekleşme aşamasında. en büyük hayal/#125289 İlk başta komşuda oyun oynayacağım. Sonra bir şekilde anneme, babama yalvarıp kendi evimize de bilgisayar aldıracağım. Hayal bu.
Her neyse, kafedeki bilgisayara Cd'yi yerleştirdim ve oyunların simgelerini tek tek tutup Cd'ye aktardım. İşim biter bitmez, koşarak eve gittim. Üst komşumuza çıktım. Bilgisayarlarını açıp cd'yi yerleştirdim. Okumasını bekliyorum. Ter boşalıyor ama benden. Sonra bütün simgeler gözüktü ama resimleri yoktu. Bir şekilde onları masaüstüne atıp, ilk olarak araba yarışına tıkladım. Açılmadı. Sonra başka bir oyuna, açılmadı. Sonra ve sonra yine. Sonuç tahmin edildiği üzere; hüsran.
Yıllardır, sırf bu yüzden hayallerimi ufak tutuyorum. O yaştayken ve imkanlar göz önüne alındığında müthiş yüksek bir hayaldi bu. Hayallerimi küçük tutuyorum ki gerçekleşirse, bir adım daha ileri. Sonra bir adım daha...
Hayal kırıklıkları cam kırıkları gibidir. Etrafa saçılır. Üzerine bastıkça da canınızı acıtır.
leyla ile mecnun'da ak sakallı dedenin bir lafı vardı. O lafı da hiç unutmam, sözlükle de paylaşayım. ''Unutma evlat! Hayallerin ne kadar büyük olursa, hayal kırıklığın da o kadar gürültülü olur''
İşte bu yüzden, uzunca süredir hayallerimi ufak tutmaya gayret gösteriyorum. Arada yırtık dondan çıkar gibi fırlayanlar da oluyor ama dizginliyorum bir şekilde. Yazının en başında da dediğim gibi. İnsan yaşamının hayalleri üzerine kurulu olduğunu düşünen biriyim. Böyle bir durumda en önemli şey, insanın hayalleridir. Bu hayaller gelecekteki konumun, yapacakların ve yapmak istediklerin; kısaca tüm süreçlerle ilgili dizaynındır. Bu süreçte başrol olduğun durumlar ve bir köşede oturup gerçekleşmesini beklediğin şeyler de olabilir. Her durumda hayalin merkezinde siz varsınız. Gerçekleşmesi için çabalasanız da çabalamasanız da.
Hayallerimi küçük tutuyorum ancak fırsatları kullanmak noktasına geldiğimde ya da bir fırsat yaratma imkanı doğduğunda, varabileceğim son noktayı zorluyorum. Dedim ya, gerçekleşirse; bir adım daha ileri...