kavaklar ışıldardı batıya karşı küskün dağlar gülkurusu yazılar kızıltılı öyle çetin öyle hırçın bir çağdı ki öyle o sevmek yangın uğultusu sevilmemek yangındı
kavakların arkasında bir evdi mor patiska perdeleri oyalı gözalıcı kumrallığı akşamüstleri eşsiz bir çağlayandı ayrılmazdı pencereden bütün bir yaz aradığı o şehzâde kimbilir kimdi
hem severdik o çiçeği delicesine hem de sevmez görünürdük çocukluk işte kapışmamız sanki bir başka nedendendi yoksulluk dağ başında yalınayak keloğlan varsıllıksa subaşında bir devdi
yuvasız bir atmacaydı sevmek belki de döner ha dönerdi de taa yukarlarda konamazdı biryerlere amaçsız bir yolculuktu sevmek bir sürekli kaçmaktı kendi kanatlarından gidip gidip dönmekti hep aynı yere
ben miydim topa vuran vururcana yoksulluğun başına top çıkardı yıldızlara bütün gözler yıldızlara kız bakardı yıldızlara saçları sular gibi akardı pencereden
ben miydim çıplak atı koşturan deliduman at giderdi çevrenlere bütün gözler çevrenlere kız bakardı çevrenlere masallar çevrenlere saçları sular gibi akardı pencereden
duruyor daha orda gün batarken daha orda kavaklar daha orda duruyor daha orda o sevmek daha orda teptiğim top bulutlarda sürdüğüm at bulutlarda yüzdüğüm çay bulutlarda kavgalarım özlemlerim dönmedi daha orda bulutlar nerde? bulutlar nerde?
o kız artık yok orda o saçları çağlayanlı o gözleri kuşlarlı o kız artık yok orda yok orda o çocuklar yok orda o kavgalar o kıskançlık yok orda o gizlemek yok orda varsam baksam o bahçe varsam baksam o akşam o bahçe de yok orda o akşam da yok orda