1. Zamanında 5 yılımı verdiğim evdir. Ailemin olduğu şehirde üniversite okudum, aile evinde kalmama rağmen üniversitede çok samimi olduğum 3 arkadaşın evine 4. olarak çıkmıştım. Ev de genişti oldukça. Öğrenci evine çıktıktan 2 yıl sonra da ailem tayin ile başka bir şehre gitmişti, tamamen öğrenci olmuştum artık. Okuduğum şehirde üniversite öğrencilerinin oturduğu bir merkez ilçe vardı, üniversitemizin olduğu ilçe. Şehir merkezine uzaklığı da 5 km kadardı. O merkez ilçenin özellikle iki mahallesinde/semtinde öğrenciler yoğundu, 15 katlı bir apartmanda ortalama 45-60 daire oluyor ve bu dairelerin en az 15-20 kadarında öğrenciler kalıyordu. Çok gürültü yaptık, arkadaşlar hep bizim öğrenci evinde toplanırdı mesela ancak komşulardan hiç şikayet almadık desem yeridir. Bir de karşı komşumuz firdevs teyze vardı, sağ olsun 2-3 günde bir yemek getirirdi tencereyle. Biz de ona çok götürdük tabi. Evdeki arkadaşlardan biri yemek yapmaya çok meraklıydı, sürekli bir şeyler deniyordu. Arkadaşlar bizim öğrenci evine gelince; Bir ekip batak, bir ekip okey, başka bir ekip bilgisayar oyunu oynardı sabahlara kadar. 3 tane nargile setimiz vardı, istisnasız her gün yanardı o nargileler. Hey gidi. Haftanın ortalama 5 günü öğrenci evinde kalıyordum. Bazen 10-15 gün aile evine adım atmadığım da oluyordu, sonrasında ailem tamamen taşınınca her günüm o evde geçti. Üniversite bitti, hepimiz farklı şehirlerdeyiz ancak samimiyetimiz devam ediyor.
    Öğrenciyken, ne buzdolabındaki rafları böldük, ne çamaşır, ne temizlik sırası yaptık. 30 Türk lirasına, evet 30 Türk lirasına gayet iyi çalışan ve temiz bir ikinci el bulaşık makinesi de almıştık. Aynı yıl başka arkadaşlar daha kötü bir makineye 400 küsür lira vermişlerdi, yazık. Öğrenci evimizde, bazı zamanlar yemek sırası dışında, hiç sıra mevzusu olmadı. Sen çok harcadın, diğeri az harcadı gibi mevzular da hiç olmadı. Her şey, alınan her şey ortak maldı. Birisi gidip marketten kendi parasıyla yüklü bir alışveriş yapabiliyor ve herkes alınan yiyecekleri kullanabiliyordu, çünkü iyi arkadaştan öte dost idik, hala da şükür öyleyiz. Mesela market alışverişini ayda bir defa toplu şekilde yapardık, market alışverişi için bir cam kavanozun içine, elimize geçen bozuk paraları bir ay boyunca sallardık. Bozuk paranın dışında, defalarca içinde kağıt para da gördüm, ben de attım. Orada biriken paranın üzerine ortaklaşa 20'şer, 30'ar ne varsa sallar, sonrasında da alışverişe giderdik. Onun bile lafı olmadı, sen az attın, ben çok attım gibisinden. Maddi durumlarımız da çok iyi değildi. Birimiz hariç hepimiz memur çocuğuyduk yani. Sınav dönemleri dışında da yemekleri hep birlikte, ekseriyetle aynı anda, mutfaktaki veya salondaki masada yerdik. 5 yılda sadece üç, bilemediniz beş kere hararetli tartışmaların içerisine girmişizdir, bunun sebebi de sadece tuvalet ve banyonun bazı zamanlar temiz bırakılmaması oluyordu.
    Ev arkadaşlarımızdan birinin, zamanında babasının yanında çalışıp biriktirdiği 15 bin Türk lirasına yakın bir parası vardı, hep birlikte kararlaştırıp 2 yıl para biriktirmiş ve üzerine koyup 25 bin Türk lirasına araba almıştık, bizi her türlü idare etmişti. O arabayla defalarca şehir dışına gezmelere çıktık. Üniversite bitti, sattık ve parasının bir kısmıyla tatile çıktık. Geri kalanı da 15 bine yakın para koyan arkadaşa verdik. Başlığı görünce o güzel ortamı, o güzel dostluğu sizlere de aktarmak istedim. O kadar güzel günler geçirdik ki o evde, artık o şehirde de yaşamıyorum, birkaç kere gitmeme rağmen evin olduğu yere gidemedim. Duygulanırım çünkü, biliyorum. Üzülürüm. Kötü olurum. Yazarken bile duygu yüklü anlar yaşayarak yazdım. Ah !
    Demem o ki üniversitede öğrenci evinde kalmak çok büyük bir artı, çok büyük bir tecrübe. Çok önemli. Ancak öğrenci evinde kalmaktan daha önemli olanı, kalacağın arkadaşlarını seçebilmek ve onların da seni seçebilmesi. Tabii buradaki önemli kriterlerden biri de sensin. Sen iyi bir birey değilsen, kavgacı isen, paracı isen ve uzatılabilir liste için karşındakiler de öyleyse; zulüm olur o ev size. Karşılıklı iyi ilişkiler çok önemli. Eğer o ilişkiyi yakalayamazsanız, çevremde birçok kişinin zamanında yapmış olduğu gibi, 4-5 yıllık süreçte 10 tane ev değiştirirsiniz. Ne demişler: değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan.
    #127374 proct | 6 yıl önce
    0mekan