1. sadece adı süper olan ligte ilk 9 maçta 15 puan aldıktan sonraki 7 maçta sadece 4 puan toplayarak adeta dibi gören izmir'in gururu.

    4 gün önce yönetime istifasını sundu ve takımdan ayrıldı. salı günü de yeni teknik direktör olarak getirildi. biraz önce biten bursaspor maçının farklı olabileceğini düşünüyordum. futbolcuların üzerinde asılı duran, bir korkuluk gibi umutsuzluk pompalayan "kazanamama" özgüvensizliğini kısa süre içinde yıkabilecek bir isim olduğunu düşünmüyorum kendisinin. gene de, iç sahada oynadığı 7 maçta 15 puan toplamış takımın taraftar baskısını kazanma içgüdüsüne dönüştürebileceğinden emindim. olmadı ve ligin tek berabere kalmayan takımı ünvanı berbat bir oyunla birlikte tarihe karışmış oldu.

    futbolcuların hemen hemen hepsinde görünen isteksizlik ve "bana ne ya? ben mi yapcam her şeyi" kibirli duruşu bir topluluk olabilme yeteneğimizi engelliyor. kemal hoca'nın önce bu soruna çare bulması gerekecek. haftaya ankaragücü'yle deplasmanda oynadıktan sonra 1 aylık bir araya gireceğiz. bu aranın, özellikle egoları tavan yapmış ve üzerinde olumlu etki yapmasını ummaktan başka bir şey gelmiyor elden. 16 maçta yalnızca 15 gol atmayı başarabilmiş, deplasman karnesi korkunç (8 maçta 1 galibiyet ve kazanılan 3 puan), özgüven olarak ligten düşmemesi mucizelere bağlı, fikstürü 2 sezondur "serbest fikstür" olduğu için sezon içindeki yükselip düşmelerden diğer takımlardan daha fazla etkilenen bir takımın geleceğini karanlık görmek de mümkün tabii. ankaragücü maçının sonucu ne olursa olsun; sezon sonunda 40 puan hedefini gerçekleştirebileceğine inanan binlerce taraftarı olan bir spor kulübünün futbol ekibinin henüz "kendisini yere düşürecek son yumruğu bekleyen boksör" ruh haline bürünmesini gerçekçi bulmuyorum. önümüzdeki yol halâ uzun.

    takım son 5 maçta sadece 1 gol atıp 1 puan alabilmiş olabilir. futbolcu kadrosunun içinde "taraftar beni yuhaladıysa, ben de onlara tribimi atarım" ukalalığında bulunabilecek kadar geniş yürekli(!) sporcular olabilir. günde 12 saat çalışıp aldığı 2 bin lirayla "en azından içerideki maçlarda bizimkilere destek vereyim" diyerek 2 haftada 1, ayazda ya da 40 derece havada fark etmeksizin; en az 2 saat boyunca bağırıp gırtlak patlatan insanların desteklediği, isteksizliği yüzünden okunan, çimin üzerinde bir adım atmak bile istemeyen sporcular da olabilir. hiçbir şeyin bitmediğini bildikten sonra, bütün kötü ayrıntıların çözülebileceği bir yerde durmaya devam eden bir takım bu. devre arasına kendimizi bi' şekilde atalım da; sonraki günlerin daha güneşli olacağına dair umudum halâ taş gibi benim.

    #119450 lake of the hell | 6 yıl önce
    0spor kulübü