-
küçük su kaynağı, suyun kaynadığı yer.
hepsini göster
#100755
laedri |
7 yıl önce
-
Bazı deyimlerde, görme ve bakma.
Örnek kullanım: Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. hepsini göster
-
oda.
Örnek kullanım: Şu fakir mahallede bir göz evim olsaydı / Nasıl sevinç içinde çıkardım şu yokuşu (Z. O. Saba) hepsini göster
-
Bakış, görüş.
Örnek kullanım: Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. hepsini göster
-
Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak.
Örnek kullanım: Asıl felaket bu pınara sırt çevirmek, bu pınarın gözlerine taş tıkamak değil de ne olurdu? (T. Buğra) hepsini göster
-
Delik, boşluk.
Örnek kullanım: iğnenin gözü. (S. F. Abasıyanık) hepsini göster
-
çekmece.
Örnek kullanım: Masanın gözleri. hepsini göster
-
Terazi kefesi.
hepsini göster
-
Sevgi, ilgi, gönül bağlantısı.
Örnek kullanım: Gözden düşmek. Göze girmek. hepsini göster
-
Bölüm, hane.
Örnek kullanım: Dama tahtasında altmış dört göz vardır. hepsini göster