1. amerikalı müzisyen. kendisini 'un vokali ve klavyecisi olarak biliyoruz, sonradan solo albümleri ve adlı küçük projesi ile de adını kalıcı hale getirdi. ancak magazinsel olarak kendisini en çok bilinir kılan şey, ile olan evliliği. punk cabaret/dark cabaret diye anılan bir türün akla gelen ilk icracılarından olsa da akla müzisyenliğinden çok sansasyonel işleriyle kazındığı da inkar edilemez bir gerçek. bacak ve kol altı tüylerini tıraşlamayarak ve her fotoğraf çekimi ile konserine o halde giderek, hatta pek çok yerde soyunarak kendinden söz ettirir. adlı bir kitabı vardır çünkü sanatsal projelerinin hemen hemen hepsini internet üzerinden hayranlardan para toplayarak gerçekleştirmiştir, buna klip çekimleri, albüm kayıtları, miks aşamaları, sanat çalışmaları falan da dahil, bu yüzden çoğu çevrelerce eleştirilir, "her şeyi hayranlara ödeterek onları sanat işinin bir parçası haline getirmiş olmuyor, bedavacı bir insan oluyorsunuz," diye, çünkü bazen abartıp "hey, şu gün şurada konser düzenlesem kaç kişi benim ekipmanlarımın taşıma işini üstlenir, kaç kişi ses işçiliğinden anlıyor, hey, hep birlikte bir konser düzenleyelim, haydi!" diye hayranlarını gaza getirip hem onları bedavaya çalıştırır hem de bir de onlardan bilet keser. (!) karantinanın en keskin olduğu zamanlarda neil gaiman ile yeni zelanda'da kalmışlardı ve sanıyorum ki iki ay kadar sonra neil gaiman evi terk etti, boşanacakları iddia edildi, şu anda boşanmış da değiller, birlikte de olmadıkları söyleniyor, buna dair reddit, twitter gibi internet ortamlarındaki tüm yorumlar "şimdiye dek çift ayrı ayrı işleriyle meşgul olup bir arada pek kalmamışlardı, karantina işin içine girince neil gaiman, amanda palmer'a iki ay bile dayanamadı..." minvalinde.

    hakkındaki tüm bu negatif tanımlar, örnekler ve anlatımlar, amanda palmer'dan aldığınız ilk izlenimler ve hepsi doğru. fakat kendisine alışınca, hele de müzikalitesine yakın bir zevkiniz varsa yine de kendisinden irrite olamıyorsunuz, başlarda "ıyy, amanda palmer mı, mmh, ne kadar toksik bir kişiliği olduğu belli, müziğini de dinlemem, klibini de izlemem..." şeklinde yaklaşan ben, kendisine kalbimi the dresden dolls'un ve şarkılarıyla, ardından solo albümünden ile, en son da ile kaptırdım. son albümü , kendini ne kadar geliştirdiğini çok net ortaya koyuyor, kusursuz bir ozan albümü olmuş. merakım arttıkça youtube üzerinden konserlerini izledim, konserlerinde müzisyenliğini ne kadar doğal yaşadığı, müziğin onun için bir sanat biçimi değil, bir kendini ifade şekli olduğu belli oluyor ve hanımefendi kendini ifade edebilme konusunda zaten çok iddialı, bu da müziğine inanılmaz bir tutku katıyor. katıyormuş yani, benim negatif hislerim sonradan hayranlığa dönüşebildi. muhtemelen kişisel hayatında narsisistik, toksik bir kişilik, twitter hesabı da aksini söylemiyor, bir arkadaşım mesela "neil gaiman evi terk ettikten sonra her tweet'inde çocuklarının fotoğrafını paylaşmaya başlaması ne kadar manipülatif bir şahıs olduğunu kanıtlıyor," demişti hakkında, çok doğru. işine gelen her şeyi işine geldiği biçimde kullanabilen bir kadın, ama bize ne. müziği güzel, başta insana çok güzel gelmiyor olsa bile aslında çok güzel, tutkulu, eşsiz ve kendine has. şahsen özellikle there will be no intermission'dan sonra ölene dek takipçisiyim. kendisiyle ilk kez tanışacaklar da benim tanışma hikayemi de hatırlayıp ön yargılarını kısmayı deneyebilirler, tam bir "böyle göründüğüne bakma, tanısak severiz" insanı çünkü, en azından müziğini.
    #226609 taro | 4 yıl önce
    1müzisyen 
  2. Eşim sayesinde adlı parçası aracılığı ile kendisiyle tanıştığım ve hanemizde bağıran abla olarak yer etmiş müzisyen.

    Neil abim kim olsa 1 hafta o kıllara dayanamazdı, sen 2 ay karantina geçirdin sorun sende değil abim sorun kıllarda.
    #226613 astaldo | 4 yıl önce
    0müzisyen