"Kahve altı" tamlamasından türemiş olan, günün ilk öğününe verilen ad. En önemli öğün olduğu söylenen kahvaltı genellikle sabah 8-10 saatleri arası yapılır. Genelde hafif besinler tercih edilir ve çay olmazsa olmazıdır.
sabah yenen ilk yemek. günün en güzel öğünü. haftasonları özenle hazırlanan, bol çeşit ihtiva eden kahvaltıları internetten izlenen güzel bir diziyle taçlandırmak çok keyiflidir. ardından da bi cuğara olsa tellendirirdik ama çok zararlı, boşver.
tıka, basa yiyebileceğiniz ve sizi güne en iyi şekilde hazırlayan güç kaynağı bir öğün. her ülkenin farklı bir kahvaltı anlayışı var ama burada milliyetçilik yapacağım bizim kahvaltı kültürümüz çok iyi işte zamanla bizi ele avuca alan kapitalist düzen bu çeşitliliğimizin içine kaka yaptı. artık gerek beyaz, gerek mavi yakalı biraz tembelliğinden, biraz zamansızlığından bu öğünü laubali bir hale getirdi. bir insan nasıl her gün poğaça, simit, açma yiyebilir anlamıyorum haftada en azından iki defa yumurta yemek şart, hadi o da olmadı evden peynir ekmek hazırla güzel kardeşim. istanbul halk ekmeğinde ne güzel üzümlü cevizli ekmek satılıyor poğaçadan daha uygun ve daha sağlıklı. son olarak kahvaltı ihmale gelmez lütfen kahvaltı kültürümüzü koruyalım yoksa sabahları süt gevrek yiyen çocuklarımız olacak.
ya bu var ya... inanılmaz iyi bir şey. ama böyle... şölen olanından. derdim boğaza karşı sıkış tepiş mekanda kahvaltı övmek değil. böyle evinde demlemişsin çayını. atıyorum fırından kol böreği veya simit almışsın. menemen yapmışsın * peynir, zeytin... muhabbet ede ede yapıyorsun. arkadan hafif bir şeyler açıyorsun. yeme faslı bitince sigaralar yakılıp boştaki sandalyeye ayaklar karşılıklı uzatılıp biraz daha çay. belki üstüne bir türk kahvesi. fal kapatmalar, fincana bakıp sallamalar.
"günün en önemli öğünü" olarak yıllar yıllar evvelinden insanlara kodlanan, sevdiğin insan/insanlarla birlikte tükettiğin bir öğün olursa hoş, yoksa olsa da olmasa da pek sorun teşkil etmeyen güne başlangıç yemeği.
genelde peynir, yumurta, ne bilim işte bal, çörek, börek gibi bir dünya atıştırmalıklarla halledilebileceği gibi, yarım soğan doğrayıp ona salça kavurup ekmek banarak da geçiştirebilirsiniz.
esasında hikayesi 1894 senesine kadar uzanan mısır gevreği rezil şeysinin, televizyon ve radyo yayıldıktan sonraki en önemli pazarlama stratejisiydi bu. amerika birleşik devletleri'nde 19. yüzyılda sağlıksız beslenme çok yaygındı, gençler genç bir devleti kalkındıracak kadar zeki değillerdi, şişmanlıyor ve sevişiyor, üretmiyorlardı.
önce uçkurlarının sonra da boğazının önüne geçmek için mısır gevreği buluşu meydana geldi. daha detaylı yazarım bunu. fakat "the most important meal of the day" olarak tanımlanan kahvaltının, bu güzellemeden sonra nelerden oluşması gerektiğini de sıralıyordu amerikalılar: ya mısır gevreği, ya tahıl, badem lapası.
anadolu'da, bilhassa türk kahvesi içmek için mideyi biraz doldurmak gerektiğinden gelenekselleşmiştir. zaten daha evvel de belirtildiği üzere, ismi de buradan geliyor.
velhasılıkelam, böyle sevgiliyle ya da aileyle yapılan güzel bi aktivite ama, benim gibi yalnız adamlar için misal, pek de gerekli değil. hani sağlık için dert ediyosanız, birayı azaltın. inanın daha çok yararı var.