12-15 mart 1995 tarihinde tam 48 saat süren çatışmalardır. Çatışmalar, İstanbul’da Gaziosmanpaşa ilçesinin gazi mahallesinde gerçekleşmiştir. Olayların çıkış sebebi alevi inancına sahip vatandaşların ve sol görüşlü vatandaşlarımızın yoğunlukta olduğu bir kahvehaneye kimliği belirsiz kişilerce açılan ateş sonucu 1 kişinin ölümü 19 kişinin de yaralanmasıyla mahallede birtakım olaylar başlamıştı. Meydana gelen olaylar sonucunda toplanan halk, dönemin siyasi ilişkilerinin son derece karanlık olmasından kaynaklı doğal olarak gazi mahallesi polis karakoluna yönlenerek gösterilere başladılar. gösterilerin dozu o denli artmıştı ki halk polis karakolunun etrafını sarmış bunun üzerine kontrolden çıkan bazı polisler panzerlerden vatandaşlara ateş açarak bildiğiniz bir kuşatmanın başlamasına yol açmıştı. Halk ve polis arasında çıkan silahlı çatışmalarda 19 vatandaş polis tarafından öldürülmüş, 300 civarında da yaralama olayı gerçekleşmişti. Kontrolü kaybeden polis teşkilatı saf dışı edilerek ordu devreye sokulmuş ve mahallede sıkıyönetim ilan edilip ancak o şekilde olayların yatışması sağlanmıştı.
Bu olaylar ülkenin birçok yerinde devlet ve polise karşı bir takım eylemlerin yapılmasına yol açmış her taraftan haber bültenlerine ölüm haberleri geliyordu. Bu ölüm haberlerinin en büyüğü ise yine istanbul’dan bu kez de ümraniye’den gelmiş; beş ölüm denmişti. O zamanlar bildiğimiz bir facianın eşiğinden dönülmüş, açıkça bir iç savaş bizi teğet geçmişti. İşin en kötü tarafı olayları başlatanların bulunamaması, vatandaşları öldüren 15 kadar polisin ceza almamasıydı. O olaylar sonucunda tüm okların işaret ettiği kişiler garip bir şekilde susurluk’ta bir kamyona toslamıştı ama ne fayda… her şey yine karanlık kalmaya devam edip sivil itaatsizlik başlasa da 90’lı yıllar birçok iğrençliği yanına alarak geride kaldı. Unutmamak lazım…