1. Yanılmıyorsam in şu tarih itibariyle yazdığı son roman the outsider.

    İlginç şekilde her iki yarısı da farklı yazarlar tarafından yazılmış havası veren kitabın özellikle ilk yarısı son derece heycanlı ve hareketli bir polisiye macera sunuyor. King ilk yarıda olabildiğine az ama kullandığında da insanı etkileyecek betimlemelere yer vermiş.

    King'in romanlarından aşina olduğumuz kurgusal bir kasabada işlenen cinayet nedeniyle kasabanın herkes tarafından tanınan ve saygı gören beyzbol koçu, aynı zamanda da İngilizce öğretmeni tery maitland'ın bir akşam üzeri beyzbol maçında tüm stadyumun önünde tutuklanmasıyla başlıyor hikaye. Cinayet sonucunda bir çocuk vahşice öldürülmüştür ve tüm kanıtlar da maitland'ı işaret etmektedir. Ancak dna, parmak izi ve görgü tanıklarına rağmen hala biraz aceleye gelmiş gözüken soruşturma yüzünden, tutuklama sonrası tery maitland'ın cinayet günü başka bir yerde olduğunu gösteren deliller ortaya çıkmaya başlayınca ortalık karışır. Romanın arka kapağında da belirtildiği gibi hikaye, bir insan aynı zamanda iki farklı yerde olabilir mi sorusu üzerinden gidiyor. Romanın ilk yarısı da maitland'ın tutuklanmasına yol açan tanık ifadesi ve delillerin okuyucuya aktarılmasıyla mahkemeye çıkacağı güne kadar olan süreci anlatıyor. Bu süreçte king merakla harlanan heycanı olabildiğine yüksek ateşte veriyor okuyucusuna. Ancak romanın kırılma anı olan mahkeme günü geldiğinde hikaye büyük bir hızla önce temposunu, sonra da merak duygusunu yitiriyor ve polisiye ruhundan koparak King'in alametifarikası doğa üstü konulara yelken açıyor.

    King'in gerçeküstücülüğü hayatın doğal akışına yedirebilme ustalığı aslında rahatsız edicilikten uzak her daim. Bu roman da sizi (kitapta da belirtildiği üzere) gerçekle hayal gücü arasındaki ince buzun üstünde kırılmadan yürütüyor doğrusunu söylemek gerekirse. Bunu yaparken de sanki hikayesindeki bu sert u dönüşünden ve gerçeküstücülüğünden rahatsız olmamanız için inandırıcılığı ayakta tutacak dedektif Ralph anderson karakterini kullanıyor. maitland'ın tutuklanmasına yol açan soruşturmayı yürüten Anderson soruşturma ilerledikçe bu dünyadan gözükmeyen, mantığının kabul etmediği her yeni kanıtla karşılaştığında gerçeğe tutunmaya çalışıyor ve sanırım okuyucuya da "hayır, bu hikaye tam da mantığa uygun şekilde bitecek, bitmeli" mesajı veriyor.

    Kendi adıma ilk yarısı bir çırpıda okunacak kadar başarılı yazılmış bir polisiye sunan romanın ikinci yarısını biraz da anderson'un yaşananları mantıkla örtüştürmeye çalışan tavrıyla okuduğum için tahammül edilebilir buldum. İşin kötü yanı romanın ikinci yarısı kolay okunabilir, akıcı olmasına rağmen çok da başarılı değil ki bunun nedeni barındırdığı fantastik öğeler değil hikayenin gizemini, ilginçliğini ve heyecanını kaybetmiş olması.

    Sonuç olarak ilk yarısı muhteşem bir polisiye sunan roman King'in alışıldık iyiyle kötüyü buluşturduğu tarzını seviyorsanız zaten üzmeyecek ve bir çırpıda okunacaktır. Tabi insan acaba King gerçek dünyadan hiç kopmadan hikayeyi sürdürseydi ve romanı mantığın kabul edeceği bir nihayete erdirecek çözümü bulsaydı nasıl bir sonuçla karşılaşacaktık merak etmeden duramıyor. Bence nefis bir roman çıkabilirmiş ortaya...

    Romanın şu sıralar bir de televizyon uyarlaması mevcut. Dizinin Castında terry maitland karakteri için belirlenmiş ki cuk oturmuş.
    #171317 fly | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    0roman