-
Başrolünde keanu reeves'in yer aldığı 2014 yapımı aksiyon filmi. Çok tutmuş olacak ki seneye ikinci film de çıkıyor. İlk filmde bir Rus mafyasına kafa tutan wick abimiz, bu filmde ise daha büyük sorunlarla Başbaşa kalacak gibi. Ayrıca matrix filminde morpheus rolünde izlediğimiz laurence fishburn'ün de kadroya alınması çok hoş olmuş. Gelsin flaşbekler. -
hakkında şöyle bir istatistik bulunan film: 9gag.com/... -
2017 senesinde john wick: chapter 2 adında devamı gelecek olan bol aksiyonlu film.
Filmle ilgili artı ve eksileri alt alta yazsak, şöyle bir liste çıkar herhalde.
eksi hanesinde :
klişe bir konu
derinliği olmayan karakterler
artı hanesinde :
yakın dövüş kareografisi
özellikle john 'un silah kullanımına getirdiği yenilik
video klip estetiği
oyuncu kadrosu
özenli görsellik ve buna bağlı atmosfer
müzikler
Aksiyon filmi olmasından mütevellit, senaryo, hikaye ve karakter derinliği olmaması zaten bilinçli bir tercih olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle, kaale almaya bile değeceğini düşünmüyorum. Kaldı ki, sırtına aksiyona dayadığı için, böyle bir beklenti de oluşturmaması lazım. çizgi romanlarla organik bağı olduğu varsayılarak, abartılı karakterleri de rahatça göz ardı edilebilir.
Lakin artı noktasına yazılmış tüm noktalar, filmi bana kalırsa son yılların en stilize işlerinden birisi haline getiriyor. Filmin yönetmen tarafında matrix serisinde de dövüş kareografileri - dublörlük taraflarında da yer almış isimler olması da, keanu reeves reisin bilinçli bir seçim (karşılıklı olarak) olduğu algısı yaratıyor.
Film daha öncesinde hatırlamadığım kadar iyi silahlı çatışma ve yakın dövüş sahnelerine sahip. Elbetteki özellikle yakın dövüş estetiğinin, matrix 'le bağı olduğu hissediliyor. Bu konuda kesinlikle nefis bir film. Belki sık tekrarlandıkça yada filmin tekrar izlenmesinde, özellikle çoğu yakınlaşmanın head shot ile bitiyor olması sıkıcı olacaktır, ancak ilk izleme esnasında kesinlikle etkileyici bir tecrübe.
Filmin geneline hakim bir video klip estetiği var ki, özellikle bangır bangır müzik altında geçen gece kulübü sahnesinde doğal olarak tavan yapıyor bu. filmin atmosferine de pozitif katkı yapan bu anlayışın tek aksadığı noktanın otel sahnelerini düşünüyorum. Otel, filmin bu sıcaklığının aksine daha soğuk sunulabilseydi - ki otel yöneticisi rolünde ki lance riddick bu iş için biçilmiş kaftan ve o havayı veriyor kesinlikle - eminim ki daha da eşsiz bir film çıkabilirmiş ortaya. Bir karakter olarak otel, daha distopik, hatta sin city 'ye çalan bir hava aratmadı değil. Bu soğukluk - ve kara mizah etkisi - yemek için yer ayırtma bahanesiyle aranan temizlik şirketi karakterlerinin kendilerinde yakalayabiliyoruz misal.
Her şeye rağmen filmin görsellikte yakaladığı özenli tavır, sıkça kendisini belli ediyor ve arada john 'un karısını şemsiye ile uğurladığı ve defoe ile konuştuğu mezarlık, köpeğini gömdüğü veya arabanın ilk gittiği tamircinin rus mafya babası ile telefonda görüştüğü sahnelerde olduğu gibi, altın oran misali örneği kurallardan da faydalanılan çok güzel resimler yakalanmasını sağlıyor.
Kısacası görsel olarak doyurucu, eşine az rastlanır kareografilere sahip, estetik, iyi oyuncuların yer aldığı ve stilize bir iş John Wick. -
ilk film hakkındaki yorumların tamamına katıldığımı söyleyebilirim. daha önce 2 kez izledim. görselliğe hitap eden bir film. bu sayede devam filminden hemen önce tekrar izlemek insanı sıkmayacaktır. ikinci filmin yayın tarihi ise 10.02.2017 -
gişede bütçesini hayli hayli çıkaran, ancak hasılatı filmin çektiği ilgiye, kopardığı patırtıya nazaran gene de düşük kalmış görünen iki filmlik serinin üçüncüsü şimdilik mayıs 2019'da gelecekmiş gibi gözüküyor.
yönetmen gene chad stahelski, keanu reeves abimiz gene başrolde. -
bu kadar karizmatik bi karakter olur mu yahu!
bi de tartsan tanesi bi 50 kilo falan gelir bu abimizin.
aksiyon filmi sevip de hala izlememiş olan varsa çok şey kaçırıyor, mutlaka izlesin; ki ben aksiyon pek sevmem aslında. tercih ettiğim başka türler vardır. ama bu film!
filmin konusunun klişeliğinden ve hikayenin sığlığından bağımsız olarak karaktere kilitlendim ben. bi de ara karakterler çok iyiydi, herkesin john wick’e bakışı falan...
herkes şu modda: “aman abi biz ettik sen etme”
herkeste şu bakış: “bi kusurumuz olduysa affet abi” veya “vaaay mekanımıza john wick gelmiş.”
filmde en çok eğlendiğim sahne:
-- spoiler --
viggo’nun oğlunun takıldığı mekanı öğrenip orayı basmaya gittiğinde kapıdaki insan irisi korumaya “bu gece izin yap istersen” dedikten sonra izbandut korumanın “thank you john” cevabını vermesiydi.
-- spoiler --
2. filmi de en kısa zamanda izliycem. -
bir kere güldüğünü görsem... -
www.imdb.com/...
"of course you will!" -
Onu bunu bilmem de... "tabanca kullanımı aha da böyle olur" diyor izlerken beyniniz. Bu yönüyle şimdiye dek cekilmiş en gerçekci filmdir. İzleyince anlarsınız. -
adam öldürürken hiç eveleyip gevelemez. kafasına sıkar geçer. bize böyle adamlar lazım. -
saf aksiyon arayanlar için yemediği kurşun, yemediği dayak kalmayan müthiş film karakteri.
ilk filmde olmasa da 2. ve 3. filmlerde gösterilen john wick evreninin kuralları ve hiyerarşisi geçekten çok güzel işlenmiş. umarım senaryo kasıcaz derken serinin aksiyon sahnelerini boşlamazlar. -
Seriden bir dizi türetmişler. the continental
Winston abimizin gençliğine ve otelin kuruluş hikayesine eğileceği gözüken dizinin kadrosunda şimdilik tek isim gözüküyor: mel gibson