1. 'ya ait bir şiirdir,


    kuyuyu çeken ellerini buldum
    iri taşlar içinde yoksul bekleyiş
    nehre varma isteği sımsıkı yumruğun
    peki neden ev içlerine çözdüm uzun uzun
    ki kabarmış iki kat boya zenginliğim
    birkaç çıplak çerçevede beşiğim ve
    lir: modern tel örgüsü sınırların
    ben ayağıma korkunç patikler giyerim
    kuyular gezerim omuz genişliğinde açılıp
    baş aşağı sonsuz perdeler çektim
    ama annem uzağı bilmez, beni sen
    karşıya geçir.

    bir pencere
    sarısı aksayan nehre
    diğeri kendine denk otlar yetiştirir
    eni boyun kadardır -suyla güreştiğin boyun-
    ben saçıma şaşkın tokalar takarım
    eskil elbiselerimle dinlerim toprak avlunu
    küçük kalelerin parmaklarımı korusun
    çünkü
    annem siyah resimlere bakar kuşluk vakti
    ömrünü dinletir duvarı kıran çiçeklere
    beni de işler bitince ipi.

    kararsız renkte çiçekler gördük
    bungun ve keskin, kararsız kokladı ilkel kabile
    su izini büyütüp nehre ağır ağır
    sen vazoya kon sağır birleşme odalarında
    terleyip sabaha karşı hırçın ve tafralı
    radyodan bozkır sesi bulunacak, ama
    iznim yok ev önünden ayrılmak için
    diri göğsüne, bir telaştı bende bitti
    su içme merasimi
    demir yataklı uyku.
    annem ki erkenden uyanır
    sen yıka yüzümü de.


    (akatalpa, sayı: 169, ocak 2014)
    #8938 ma icari | 8 yıl önce (  5 yıl önce)
    0şiir