2016 yılından bu yana akp hükümeti tarafından atanmış içişleri bakanı. kendisini oldukça sert söylemleri ile tanımaktayız. ülke işlerini bırakmış, yerel seçimlerde istanbul ilçe belediye başkanlarına destek için, taşın altına elini koymuş. akp ümraniye belediye başkan adayı ile mitinge katılacağını belirten ve altında süleyman soylu- içişleri bakanı şeklinde açıklama bulunan mitinge davet mesajı göndermiştir.
akp'nin bakanları, yerel seçimler için adaylardan çok efor sarfediyor. üstelik ilçe belediyeleri için!...
kim ne derse desin yetenekli bir siyasetçi, en son seçimde yanılmıyorsam istanbuldan aday olup millet vekili olmuştu. sonra istifa edip bakan oldu. neden biri böyle bir yol izlesin diye düşünürken seçime girdiği kısımda oyları tek başına konsolide ettiğini duydum. şu anki siyasette milliyetçi kesimin hoşuna giden çıkışları ile izlediğimiz biri. geleceğin cumhurbaşkanı adaylarından biri olduğunu düşünüyordum eskiden ancak bir kaç ay önce çıktığı bir programda RTE den sonra siyaset yapmak istemediğini ve bir ajans kurmak istediğini söylemiştir.
Partisinin Zonguldak mitinginde "Sevgili milletim bizi Kandil’in önünde boynumuzu eğik bırakmayın ne olursunuz? Bu seçim ders verme seçimi değildir. Bu seçim fire verme seçimi değildir" şeklinde seçmene yalvaran İçişleri bakanı.
Gözlüğü çıkardı, bıyık bıraktı, seyrek saçlarını kazıttı. İmajıyla birlikte siyasi çizgisi de değişiverdi. Demokrat partideyken yerden yere vurduğu akp ile 12 eylül refarandumu vasıtasıyla tango yapmaya başladı ve bu yeni çizgisiyle kadroya girip, kabinede yer buldu. An itibariyle içişleri bakanı olarak görev yapmakta, kırmızı bültende her sene aynı kişileri basın açıklaması yapıp, öldürüldüğünü beyan etmekte fakat ne hikmetse her sene bu kişiler dirilip sosyal medyada canlı yayın yapıp sayın bakanımızı yalanlamaktadır. Aktif siyasetini sürdürecek siyasi argüman bulmakta zorlanan sayın bakanımız "valime it dediler!" Söyleminden öteye gidememiştir. Siyasi konjonktürde muhalefet partisi üyelerine hakaret etmek suretiyle hükümet partisinden görevine devam etmektedir.
Adeta ayaklı siyasi teamül kitabı.
Bir zamanlar ülkede seçim maratonu başladığında iç işleri bakanı falan istifa eder, yerine tarafsız kalabilecek vekiller atanır idi diye hatırlıyorum. İşte kendisi adeta bu geleneğin demokrasi ve tarafsızlık adına neden gerekli olduğunu dosta düşmana göstermiştir.
Ayrıca sırma saçlı bakanımızın paylaştığı şu tweette neden ananas emojisi kullandığını anlayabilen bilgilendirirse sevinirim.
Devlet adamina yakismayan hal ve hareketler icerisine giren icisleri bakani.
Onceden kendisini severdim. Teror orgutune yonelik sert tutumu dolayisiyla ancak son bir yildir kendisini ilgilendirmeyen meselelere burnunu sokup, gul gibi bir adam olan ekrem imamoglu’na asilsiz iftiralar atan keltos bir canavara donustu.
edit: yazim yanlisi
Su siralar da koc holding ile ugrasmakta kendisi. Tuhaf bir kisiligi var.
karanlık bir cinayete kurban giden rabia naz vatan'ın, babası, annesi ve olayı araştıran iki gazetecinin göz altına alınması sonrası açıklama yapan içişleri sekreteri.
"rabia naz kızımız üzerinden yargı, emniyet, tüm kurumlar birileri tarafından felç edilmek isteniyor," diyor sayın sekreter.
kendisine öncelikle şunu söylemek isterim ki rabia naz vatan sizin kızınız falan değil. bu masum çocuk sizin 7 kat uzaktan yakınınız olsaydı zaten şimdiye olay aydınlatılmış olurdu. sorun şu ki zaten suçlamaların muhattapları size yakın. bir de yani acılı bir anne baba ve 2 genç gazeteci üzerinden tüm kurumlar felç oluyorsa o kurumlardaki sorunlar çok daha derindir. rica ederim böyle endişelere sevk etmeyin bizi. biz oralarda her şey dört dörtlük diye düşünmekteyiz. yoksa sayın abiniz mehmet ağar'ın dediği gibi bir tuğla çekilse her şey tepe taklak falan mı olacak bu kurumlarda?
Türkiye tarihinde yaptığı hatanın bedelini istifa ile ödeyen siyasi sayısı çok azdır. Akp tarihinde ise neredeyse yoktur, varsa da ben hatırlamıyorum. Bu anlamda enteresan günler geçirdiğimizin resmidir bu istifa.
Tanım: 10.04.2020 tarihinde 2 günlük sokağa çıkma yasağı ilan ederken 1 gün öncesinde alınan kararı 2 saat kala duyuran ve toplumun birbirini ezerek, döverek, sosyal mesafeyi hiçe sayarak virüsleşmesine sebebiyet veren, kriz yönetimini beceremeyerek toplum sağlığını bombalayan ve nerdeyse 1 aylık iyi kötü tüm mücadeleyi hiç eden bugün itibariyle eski iç işleri bakanı.
Edit: cb iletişim daire başkanlığının açıklamasıyla istifa kabul edilmemiştir, soylu iç işleri bakanlığı görevine devam edecektir.
Kişisel görüşüm: 10.04.2020 gecesinin faturası sayın cb'den alınarak soylu'ya yüklenmiş, soylu tüm sorumluluk benim diyerek istifa etmiş, istifa sayın cb tarafından kabul edilmeyerek soylu aklanmış ve ortada o geceye dair bir fail-i meçhul muhtemel toplumsal cinayet kalmıştır.
yerine eski ibb çalışanlarından birinin atanacağını düşündüğün taze emekli içişleri bakanı. sert üslübunu eleştirsem de bence mevcut hükümetteki biat kültürüne tam olarak uymayan tek kişiydi.
an itibari ile cumhurbaşkanı ile görüşüyormuş istifa talebi geri çekilebilir
“Gayretle ve titizlikle yürütülen bir süreçte, tamamen salgının önlenmesine yönelik
hafta sonu sokağa çıkma kararınının uygulanmasının sorumluluğu, her yönüyle şahsıma aittir.
Başlangıçta kısıtlı saatlerde de olsa ortaya çıkan görüntüler,
mükemmel yönetilen bu süreçle uyuşmadı..
Yaşadığım onca tecrübe, sorumluluk kısmı üzerimizde olan bu olayda,
böyle görüntülere yol açmamalıydı.
İyi niyetle, hafta sonunda salgını ve bulaşı bir nebze durdurabilmek adına atılan bir adımdı.
Hiç bir zaman zarar vermek istemediğim Aziz Milletimiz, hayatımın sonuna kadar da sadık olacağım Sayın Cumhurbaşkanım beni bağışlasın...
Onurla yürüttüğüm İçişleri Bakanlığı görevimden ayrılıyorum...
Tüm dostlara, mesai arkadaşlarıma Allahaısmarladık..
Allah milletimizi korusun...”
Diyerek istifasını Biraz önce açıklamış eski içişleri bakanı.
istifa etmiştir. bağlı olduğu partiye bakıldığında şaşırtıcı, fakat bir o kadar da kral harekettir. iktidar döneminde ilk defa bir bakan hatasını kabul etmiş, özür dilemiş ve istifa etmiştir.
"hayatımın sonuna kadar da sadık olacağım sayın cumhurbaşkanım beni bağışlasın" cümlesini kuran bir akpli, "emir aldığı" istemeden öyle bir yere gidemez. istifa olayı itibar koruma kılıfı. mafya ağzıyla esip gürlediği ve zamanında akp'ye de verip veriştirdiği günleri unutmadığımız, sayelerinde türkiye cumhuriyeti tarihinde "devlet adamı" sıfatını unutmamızı sağlamış eski içişleri bakanlarından biri.
İstifa yazısında "hafta sonu sokağa çıkma kararınının uygulanmasının sorumluluğu, her yönüyle şahsıma aittir" diyerek olayın sorumluluğunu üstünden atmıştır, helal olsundur...
adam ya da adamlar yanlış karar verdi, millet sokağa çıktı virüsü yaydı, önlemlerin içinden geçti. adam hatasını kabul etti ya da üstlendi, istifa etti, kabul edilmedi, millet yine sokağa çıktı önlemlerin içinden geçti..
"Şeyh uçmaz, müritleri uçurur." özdeyişinin günümüzdeki siyasi temsilcilerinden olmakla beraber, mensubu olduğu zihniyetin toplumdaki tezahürünün ne denli tehlikeli olduğunu dün gece bizlere tekrar göstermiş şahsiyettir.
Biat kültürü, uygarlıklar tarihinde hep vardı ve hep de var olacak; sosyoloji ve siyasal tarihi baz alarak, Türkiye özelinde değerlendirmelerin şimdilik gereksiz olduğunu dair düşünceme istinaden için özet bir şeyler çizmek gerekirse; özellikle akp dönemindeki aktif siyaset hayatında, zannımca 12 eylül'den sonraki en tehlikeli kutuplaşmalara istikamet olmuş, düşüncelerinin hayat bulduğu güruhtan olmamış, olmayan veya yanlış bulan herkesi "terörist" "terör sempatizanı" gibi tamamen içi boş ve belirli bir argümana dayandırmadan ilan etmiş kişiliktir aynı zamanda.
Bana göre dünyanın en ahlaksız ithamı olan "terörist" ifadesinin bu kadar kolay kullanımına yol açarak, ciddi bir kesimi "vatan hainliği" adı altında toplumsal yüzleşmeyle karşı karşıya bırakmıştır. Bırakın terörist olmayı; toplumsal refah için düşünsel özgürlüğe ve demokrasinin tüm telakkilerini yaşam biçimi haline getiren; çalmadan, çırpmadan, başkasının mutsuzluğu üzerinden mutlu olmak gibi en ufak gayesi olmayan bizleri, korkutma politikaları ile toplumdaki ve bürokratik tüm mekanizmalarına angaje ederek sindirmek ve bunu da tamamen oy kaygısı ile gündem haline getirmiştir.
Yaptığı doğru işler var mıdır, muhakkak vardır; lakin bunu tamamen salt kendi siyaset anlayışı ve bağımsız hür fikri ile yaptığı, daha doğrusu kimseden icazet almadan, tamamen kendi durduğu yeri temsilen yaptığı tartışmaya kapalıdır. Çünkü 50'den beri temsil edilen bu akımın bir parçasıdır ve bununla da gurur duymaktadır.
Klasik tehditkar tavrından vazgeçip, sükunetle cevaplaması gereken soru ve sorunlar ile yüzleşmesi gereken bürokrat. Ama pardon, çok şey istedim sanırım.
güncel konulardaki davranışları, başarıları (operasyonlar falan) hakkında bir şeyler yazmayı boş görüyorum, ne yazacağım ki. hem benim gibi sıradan bi vatandaşa mı kaldı kocaaa bakanı değerlendirmek.
güncel olaylarla ilgili, eğer aklıma gelenleri yazarsam tam anlamıyla "götüme girebilir" durumu geçerli. o yüzden ben kaba taslak genel olarak bir iki şey yazayım.
özellikle planlı hareket ettiğini, kendini öne çıkarmak için her fırsatı kullandığını, hatta altan alta, akp içinde bile bu anlamda çalışmaların yürütüldüğünü, bu çalışmaların mhp tarafından da, gizlilikle desteklendiğini, belkide bazı aracılar yoluyla Sayın soylu'nun yüreklendirildiğini, toplumun özellikle belli bir kesimi etkilemesi yolunda gayret gösterildiğini düşünüyorum. yani benim anladığım işin türkçesi, birileri sayın soylu'yu parlatıyor ve soylu'da bunun farkında ve bundan faydalanıyor. siyaseti bildiği için geleceğini planlayıp ona göre hareket eden biri. hatta bir adım daha ileri gideyim, akp içinde tayyip erdoğan sonrası (olur da erdoğan öldü - bu adam ) bir çok ihtimali değerlendirip ona göre plan yapan en hazır kişidir belkide. bunu bilen başkalarının da bu konuya hazırlıklı olduğuna eminim.
bu ülkenin geleceği ile ilgili toz pembe hayaller kuran bazıları geldi aklıma birden bire, yine beni bi gülme tuttu.. neyse. hani bizim bi lafımız var ya..