Devrim insandır, insan devrim. Sadece duvarlarda, şiirlerde, sokak aralarında kalsa da adı, hep taze tutmuştur içimizde bir şeyleri, umudu.
Aşk da devrimin ta kendisi değil midir? Bütün kuralları, kalıpları, doğruları altüst etmek, Olmayacak olana inanmak? Bazen her şeyi, herkesi karşına almak bazen de bütün gemileri yakmak, İmkansızı istemek değil midir?
İşte bu yüzden Tıpkı aşk gibi, Geri dönüşü olmayan bir sevdadır devrim. Aşksız devrim olmaz, devrimden gayrı da aşk.
Öncelikle tdk efendiye katılmıyorum. İnkılap ile aynı şey değildir. detaylı değiniriz sonra fakat inkılap, osmanlı'nın orduda iyileştirme yapıldı, halifeye bağlı meclis kuruldu, meşrutiyet filan gibi şeylerdir.
Devrim ise temelli değişimdir. Bir yazıdan çatır çatır öteki yazıya geçmektir. Karanlığa itilmiş yüzlerce asırdır o karanlıkta kalmış kadınların çatır çatır ortaya çıkıp seçip seçilmesi, söz sahibi olup kendi geleceğini kendisinin inşaa edebilmesini sağlamaktır. Okumayı yazmayı öğrenmeyecek kimsenin kalmamasına çabalamaktır. tanrı'nın gölgesi değil, sen nasıl istiyorsan öyle yaşayacaksın demektir insanlara.
Ayrıca narin bir kız çocuğunun bakışlarını anımsatır bana. Hani o kargaşa ve gerginliğin, hak ve hakkaniyet kavgasının ciddiyetinde o kenardaki ufak çocuk.
Yüzbinlerce senedir boşuna mı varız sorusunun da acı cevabını verdirir bana. Her şeyin doğrusu belli, herkesin güllük gülistanlık bir biçimde yaşayabileceği aşikarken, boşa ölmek, savrulan hayatlar, kaybolan gelecekler, açlık, sefalet, para, uyuşturucuyla kaybedilmek...
avrupa dillerinde ise kökeni "inkılap" ile aynı şekilde "altüst olma, tersine dönme, tepetaklak olma" anlamı taşıyor. hatta revolver ile aynı kökene dayanıyor.