1. halk arasında "anlaşılması zor, ağır ilerleyen, olaysız vb." özelliklere sahip bazı filmler için kullanılan bir tabirdir. tabir sinema terimi değildir. bir romana şiirsel bir dilde yazıldığı için "bu roman şiirdir" diyemeyiz. "bu roman çok şiirsel" diyebiliriz. tıpkı bunun gibi sanatsal nitelikleri daha yoğun diye bir filme "sanat filmi" diyemeyiz. "sanatsal bir film" diyebiliriz.

    sinema 7. sanattır. yani zaten sanat türü olan bir kavramı tekrar "sanat" kavramıyla bir araya getirmek mantıksız. düşününce, film seyircileri belki hani bazı filmler için "sanat yapmak kaygısı taşıyan" demek istedikleri için, yani "sanat" odaklı olarak üretildiklerini düşündükleri filmler için böyle bir tabir üretmiş olabilirler diye düşünebiliriz. ama yapılan tüm filmler "sanat" eseridir.

    konuyu biraz daha ayrıntılandırmak gerekirse, seyirciler tarafından "sanat filmi" denilen filmler, film seyircisinin "gösterişsiz, durgun, senaryoları olaysız, konuları yalnızca durum anlatımı içeren, sıkıcı, herkesin izlemek istemeyeceği ve herkesin anlayamayacağı, yalnızca belli bir entelektüel birikimi olan kişilerin izleyip anlayabileceği" gibi nitelikleri olduğunu düşündükleri filmleri "genel" bir isimle anlatma ihtiyacı yüzünden ortaya çıkmış bir kavramdır diyebiliriz.

    "sanat filmi" olarak adlandırılan filmler, gerçekte "minimalist" filmlerdir. ama "minimalizm" bile bir sinema türü değildir. sadece yönetmenin sinemaya bakışından doğan bir film yapma tekniğidir. bir filmin sosyal konular içermesi ve gerçekçi olması da ya da film çekiminde anlatımda diyaloglardan çok sembolizmin kullanılması da bir filmi seyircilerin nezdinde "sanat filmi" yapar.

    sanat filmi denilen şey, minimalist bir bakışla yapılan filmler, gerçekçi filmler, toplumsal-sosyal konular içeren filmler ve -yine bir sinema terimi olmasa da bağımsız filmler olarak adlandırılan filmlerin toplamıdır ya da bu kavramların niteliklerini barındırır denilebilir bence.

    türkiye'de seyircilerin "sanat filmi" olarak nitelendirebileceği filmlere örnek olarak nuri bilge ceylan'ın yaptığı filmleri verebiliriz. yılmaz güney'in başrol oyuncusu kullanmadan, her karaktere belli bir mesafeden bakan bir film çekim tekniği ve anlayışı kullanarak yönettiği toplumsal konu içerikli ve gerçekçi filmleri de yine film seyircilerinin "sanat filmi" diyeceği filmlerin türkiye'deki örnekleridir.

    peki sinemada filmler için "sanat filmi" tabiri kullanılmalı mıdır. tabir teknik olarak sinema terimi değildir, tabiri bu yüzden kullanmamak gerekir. ama bir yönetmen çıkıp da "ben sanat filmi yapıyorum" diyerek yaptığı filmleri bu şekilde tanımlar, o zaman o yönetmenin filmleri için bu tabiri kullanabiliriz. ama durum böyle değilken filmler için bu tabirin kullanılmasını doğru bulmuyorum. bence hiçbir yönetmen de çıkıp "benim filmlerim sanat filmidir" demez zaten.

    "yeraltı edebiyatı" ve benzer seyirci ve okur kaynaklı yapılmış tanımlamalarda da bana göre aynı durum söz konusu.
    #8269 ma icari | 8 yıl önce
    0sinema terimi 
  2. alternatifi yetmişlerin sonunda moda olan terimle tecimsel sinemadır. buna da recep ivedik serisini örnek verebiliriz.
    #8274 laedri | 8 yıl önce
    0sinema terimi 
  3. sinemanın keşfi, propaganda ve eğitim amaçlı kullanımından sonra okullarının kurulması ile başlıyor her şey. sinema ciddi bir sanat aracı oluyor. hollywood gibi şirketleşme yaşayıp günümüze iki akım halinde geliyor. sanat filmi ve ana akım film...

    sanat filmlerinde kahraman yoktur, karakterler öne eşit mesafede çıkar. en önemli özelliği hikayeyi temsili olarak anlatmasıdır. izleyicileri ekrandan uzakta tutup "gelme, ben gerçek değilim, sen koltuktasın, izle, yorumla" diyerek düşünmelerini isterler. uzun planlarla, durağan kadrajlarla, sessizlikle, ışıkla (v.b.) sürekli olarak izleyenleri filmin dışında tutmak isterler. sanat filmlerinin asıl amacı soru sormaktır ve cevabı izleyicinin vermesini beklerler. genellikle bağımsız sinemacıların yaptıkları filmlerdir.

    ana akım filmlerde ise kahraman vardır ve bizim biriciğimiz olur. en önemli özelliği gerçek olduğuna inandırıp izleyiciyi filmin içine sokmaktır. soru sormaz ve cevap vermez. bir filmin ana akım olması için muhakkak kahramanının olması gerekir. bu filmlerde kahramanın değişimi anlatılır ve izleyenin kendini kahramanın yerine koyması sağlanır. izleyenin kendini, sinemada, koltukta oturduğunu hatırlatmamak için filmin sürekli hareket içerisinde olması gerekmektedir. hollywood bu akımın en büyük temsilcisidir.
    #24579 Tukenmekte olan kisi | 8 yıl önce
    0sinema terimi 
  4. bu tip filmlerin halk arasında "kolay anlaşılmayan, ağır ve sıkıcı" gibi bir algısı vardır. neredeyse bir filmin sanat filmi olması için bu üç özelliği barındırması gerektiği düşünülür.
    #206095 mnemonic | 4 yıl önce
    0sinema terimi 
  5. anlaşılmak için bahsedildiği gibi yalnızca eğitimli / kültürlü gözlere ihtiyaç yoktur. bu yorum, sanatın ne kadar anlaşılamamış olduğunun bir kanıtıdır.

    sanat hakkında istediğimiz kadar atıp tutalım. hakkında zaten yüzlerce yıl konuşulmuş ve farklı dönemler geçirmiş. bulunduğumuz dönem ise küreselleşmenin de etkisiyle tüketim ve üretimin kolaylaşmasından dolayı neye sanat eseri diyeceğimizin belirsiz olduğu bir dönem. neyin sanat olup olmadığına saraydaki aristokratların karar verdiği bir dönem değil. bunu bir kenara koyalım.

    iddialı konuşmak, eğitimi güzellemek, "sanat ...'dır" şeklinde söze başlamak fazlasıyla irite olduğum bir davranış. (bana "sanat emektir" diyen tarih okuyan bir üniversiteli arkadaşı hatırlatıyor.) sanat ve iddia birbirinden oldukça uzakta olan kavramlar. şöyle ki sanatın işlevi dar bir çerçeveye sınırlandırılamaz. amacı da öyle. bazen sadece deneyimken, gözünü kapatıp hafiflediğini hissetmekken bazen satır aralarında derin anlamlar bulup önceki anlamlarla bağdaştırarak etkilenmek ve bir mesaj çıkarmaktır. ve bu açı bu kadar genişken, çıkıp da eğitimsiz kişilerin sanat eserlerini anlama ve yorumlama aşamalarında sıkıntı çekeceğini söylemek bana biraz üstten bakmak gibi geliyor.

    üç beş kitap okuyup (3bin 5bin de olabilir, fark etmez), "sanat filmi listeleri"nden filmler izleyince maalesef sanat hakkında bir fizik textbook'unda yazıyormuşçasına kesin dilli bilgiler verme yetisi edinemiyorsunuz. ben edinemedim. sanat şöyledir böyledir diye atıp tutamıyorum zira sanat eserinin herkeste farklı anlamlar ve deneyimler oluşturabileceğinin farkındayım. bir eseri saçma bulmanın da o eseri yorumlayabilmek için ilk adım olabileceğinin farkındayım. bazen bilginin, sanat eserleri için hiçbir şey ifade edemeyebileceğinin farkındayım. bugüne kadar nice kültürsüz (?) ve eğitimsiz kişinin nice eserler bıraktığının farkındayım.

    sonuç olarak, istediğiniz konuda bilgilerinize bağlı olarak atıp tutabilirsiniz ancak konu sanatın ne olduğuna ve işlevine geldiği zaman kesin şekilde beyan edilen her ifade, bende yazan kişinin bilgisiyle sanat anlayışının ne kadar ters yönde geliştiği izlenimini uyandırıyor. bunu sanatta yapmayınız zira sanat bir bilim alanı değil. (sanat hakkında kesin şekilde ifade edilebilecek nadir şeylerden biri bu sanırım).
    #213804 uzu vian cerbon | 4 yıl önce
    0sinema terimi