-
Terry pratchett ve neil gaiman’ın ortaklaşa yazdığı roman. Konu itibarıyla; armageddon’un gelişini engellemek için bir melek ve şeytanın birlikte çalışmasını okuyoruz. okurken de gerek göndermeler gerek yazım dili yüzünden kahkaha atmadan duramıyoruz. sonra yeri geliyor aforizmalar bizi şaşkına çeviriyor. hasılı kitap gibi kitap:)
İleriki günlerde de amazon tarafından dizisi çıkarılacak. Fragman çekici geldi bana, umarım dizi de hoş olur.
youtu.be/... -
ilk bölümü itibariyle yorumlayacak olursam, izlenebilecek bir dizidir efendim. Komik, bol göndermeli, iyi oyuncu seçimleri ile dolu ve müzikleri güzel. Tamam, birinci kalite bir dizi olmayabilir ama bi deneyin derim. Özellikle kitabını okuyanlar... Puanım; yemek yerken atıştırmalık niyetine iyi gidiyor. :) -
ingiliz yapımı olduğu her yerinden akan, american gods'ın 2. sezonunun nisan sonu gibi bitmesinin ardından boşlukta kalmış gibi hisseden neil gaiman hayranlarının oldukça hoşuna gidecek, melekli, şeytanlı, bolca goy goylu, 6 bölümlük mini dizi.
benden önce de yazıldığı gibi; aşmış doktorumuz* david tennant ile seks doktorumuz* michael sheen arasındaki uyum müthiş. dizinin tamamını sırf bu uyumu keyifle izlemek için bile bitirebilirsiniz. -
İlk başlarda konusu oldukça çocuksu gelen, ancak izledikçe içine çeken mini dizi. Melek ile şeytanın tarihi olaylara tanıklık ettiği sahneler çok güzeldi. Crowley müthiş bir karakter olmuş, uzun yıllar unutulmayacak bir kalite.
-- spoiler --
Nuh tufanı'na tanıklık ettikleri sahnede tek boynuzlu atın(unicor) nuh'un gemisinden kaçtığı sahnede çok güldüm.
-- spoiler -- -
Çok iyi diyaloglara sahip, yer yer güldürürken, lan yoksa dedirten dizi.
-- spoiler --
Crowley:Listen, how many musicians do you think your side have got, eh? First grade, I mean."
Aziraphale: Well, I should think...
Crowley: Two, Elgar and Liszt. That's all. We've got the rest. Beethoven, Brahms, all the Bachs, Mozart, the lot. Can you imagine eternity with Elgar?”
-- spoiler -- -
Olmuş dizidir. Hiç havamda değilken başına oturduğum halde bana üç bölüm arka arkaya (iki miydi yoksa?) izletmeyi başarmıştır.
michael sheen'e the damned united'dan sempatimiz var zaten. david tennant da broadchurch'deki hayata koyvermiş ama bir ucundan hala tutunmaya çalışan adam tipiyle unutulmaz dizi karakterlerinden birisiydi benim için. Konu zaten ilgimi çekip ucundan yakalasa da beni oturup izleme nedenim de buydu aslında. Dizi biraz da ikilinin huyu suyu hürmetine sıklet atlıyor gerçekte de. Gene de diyaloglar ilgi çekici ve eğlenceli. Özellikle Nuh sahnesi şimdiden kafama kazınıp unutulmazlar arasına girdi benim için.
-- spoiler --
Tufanla birlikte tanrının çocukları da öldürüceğini duyunca crowley'nin verdiği tepkiye ben de "doğru ya lan, ben hiç düşünmemiştim bunu" diye kontra yaptım.
-- spoiler --
Sonuç olarak eğlenceli diyalogları fena olmayan hikaye ve akışı ve daha da önemlisi Oyunculuklardaki başarıyla sonuna kadar izlemeyi hal edecek kalitede bir dizi olmuş.