bugüne kadar birçok şiire, şarkıya, yazıya konu olmuş, ya çok sevilen ya da nefret edilen alkollü içecektir. yıllandıkça güzelleşir, güzelleştikçe güzelleştirir. 40 yıllığa kadar içilebilir. ve pahalı olması güzel olduğu anlamına gelmez.
üzüm suyunun içindeki şekerin mayalar aracılığıyla fermente edilmesi ile elde edilen alkollü içki. kökeninin "şer-ab" (kötü-su) olduğu yönündeki varsayım yanlıştır. "şarab"-"şurub" kelimeleri arapça'da "içecek" anlamına gelir.
Şimdi şarabın iki türlüsü vardır ki bu yalnızca şarapta olur. Yaklaşın olm acayip tespit yapıcam, ben bitirince sen de "aaa harbiden haa diyeceksin", tamam mı, başlıyorum?
Abi şarap, uçların içkisidir. Ya çok titiz, romantique, temiz, elit bir hal ile içilir, ya da tam zıttı. Tam ama. Nasıllı mı?
Şöyleli; -Güzel bir restoran, yemekler, kol düğmeler, çikilatalar püsgevitler, yemek arabalarıyla getirilen yemekli yerler. -Evde güzel ve nezih bir ortam, ince düşünceler, romantiqueli filanlı tatlış hallerli yerler.
Bunlar bir uç. Diğer uç ne?
-sokakta varil ateşleri, isler, uzun sakallar, kir kokuları, sarı dişler, temettü ve hakedişler. -deniz kenarı, gecenin hırsızlama mangalı, sucuklu şeyler, sucuk yedik ama öpüşelim yine de'li sevişler.
bunlar da diğer uç.
Bir de bu tespitin şarkısı vardır. Bak nereleri nerelere bağlıyorum. Sunay olsa hemen ooo derdiniz ama işte neyse. Uğur böceklerini elinize alıp ne dersiniz? Uç uç böceği... Şarap uçların içkisidir.
Haftaya kızkulesini anlatıcam. BUnlar sınavda çıkabilir.
"bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim
gezecek, bizim toprağın yeşilliğince
bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe
aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen
mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işte
seher yeli eser yırtar eteğini gülün
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
kopup dallarından toprak olmadalar her gün."
aç karna birkaç kadehten fazlası içildiğinde, kabız yapma ihtimali oldukça yüksek olan içkidir. iki lokma da olsa ağzınıza bir şeyler atın, sonra için.
fayans kırıp beton delmeye çalışmanın gereği yok, di' mi?
diren şarapları şarap hakkında merak ettiğiniz, hatta merak etmediğiniz şeyler için bile gayet ayrıntılı bir sözlük hazırlamış. buyrun, buradan. www.diren.com.tr/...
ekmekle beraber dinsel olarak kullanımı kutsal kitap'ta ilk olarak melkisedek tarafından avram'ı (ibrahim peygamber) kutsarken yapılmıştır.
ayrıca bu melkisedek ilginç birisidir. bir ara bahsedeceğim kendisinden.
"Avram Kedorlaomer’le onu destekleyen kralları bozguna uğratıp dönünce, Sodom Kralı onu karşılamak için Kral Vadisi olan Şave Vadisi’ne gitti. Yüce Tanrı’nın kâhini olan Şalem Kralı Melkisedek ekmek ve şarap getirdi. Avram’ı kutsayarak şöyle dedi:
'Yeri göğü yaratan yüce Tanrı Avram’ı kutsasın, Düşmanlarını onun eline teslim eden yüce Tanrı’ya övgüler olsun.'
Bunun üzerine Avram her şeyin ondalığını Melkisedek’e verdi."
ev yapımı olanları (endüstriyel üretime tabii olanları değil. evet, şirince'dekiler bile değil bahsettiğim) sirke ile tuz ruhu arasında bir tada sahip olan, eş dost önerdi diye içilmemesi gereken içki.
ailesinin aydın'da bağları bulunan, hemen hemen her gün alkol ihtiva eden sıvılar tüketmeyi seven bir arkadaşım babasının şarap yapmaya başladığını, tadının ve içiminin nefis olduğunu ballandıra ballandıra anlattı. "e olm, getir biraz o zaman da tadak" dedim. geçen hafta emaneti, tanışmamıza vesile olan mekana bıraktığını yazmış bana. mekana dün yolum düştü, 5 litrelik su petindeki oldukça koyu renkli sıvıyı getirdim eve, dün de içtim. hayatımda şu ana kadar belki de yüzlerce köpek öldüren içmişimdir. dün geceki kadar sirkeleşmiş bir tada sahip olanını daha önce içmediğimden eminim.
bu kadar gömdüğüme bakmayın siz, sodayla falan bi' şekilde içiliyor. zaten alkolle arası iyi olan, düzenli alkol tüketimine sahip insan kolay kolay "ben bunu içmem" demez; içemeyeceği bi' şey olduğunda da -soda örneğindeki gibi- katalizörler bulur ve gene içer. bir süre içtikten sonra şunu fark ettim: aslında üzüm sirkeleşmemişti, sadece cinsi boktandı. yani, merlot seven birinin öküzgözü, boğazkere, çalkarası ya da bornova misketi içerken ağzında oluşan o buruk tat, dün de bende olmuştu. gene de, dünü tekrar yaşasam, eve geldiğimde şaraba sarılır mıyım; sanmıyorum.
ev yapımı olarak içilebilecek bir şey değil bence. bi' kere, yapıldığı üzüm cinsinin bakımlı bağlardan geliyor olması lazım. bu aydınlı arkadaş örneğimdeki üzümler büyük ihtimal trakya ilkeren denilen, küçük taneli, çok yüksek asit oranına sahip, tane tane yerken bile midenizi ekşitebilecek bir cins. bunun sarı hali de, razaki ya da razakı diye bilinen, taneleri büyük ve uzun olanı. ikisi de kolay kolay meyve olarak satılabilen üzümler değil. illa ki bir şeye dönüştürüp öyle ellerinden çıkartabiliyor demek ki çiftçiler. benim arkadaşın babasıgil de, keyfine değil, zorunlu olduğu için şarap yapıp el altından satarak elindeki üzümleri böyle paraya çevirmiş diye düşündüm.
içimi hafif ve biraz tatlı, fiyatı da cep yakmayan şarap içmek istiyorsanız, ev yapımı olanlardan uzak durun bence. merlot'dan şaşmamak en garantili yöntem. migroslarda sık sık satılan kilim marka nefis şarabı da "köpek öldürendir bu yaae" demeden gönül rahatlığıyla deneyin.
ev yapımı şarabın adana ve hatay'da türeyen yeni bir çeşidi var. araplar yapıyor. adına boğma diyorlar. içine esrar ya da başka uyuşturucu otlar (artık neyse) atıyorlarmış. artık boğmadan içmeye başlayan da başka alkol para etmiyormuş. hep boğma içmek istiyormuş. aslında ev yapımı şarapta en büyük risk; metil alkol oranının bilinmemesi. sonra keyif yapacam derken, karaciğer yetmezliğinden ölmek var. iyi ihtimalle kör olursunuz. dikkatli olmak lazım.
Bu zamana kadar içtiğim en güzel şarap, Kayserili bir arkadaşımın babasının yaptığı ve yıllarca bağ evlerindeki karanlık depoda beklettiği şaraptı. Şans eseri oldu aslında. Üniversite yıllarımda arkadaşlarla toplandık. Oğlum sizin bağ evi yok mu gidelim birkaç gün kalır, keyfimize bakarız tarzında şeyler konuşuldu. Ev sahibi Arkadaş da onayı verince hemen Karar verildi. Etrafında hiç market vb olmadığı için de alkol dahil ne varsa yiyecek ve içecek çeşidi olarak, yükledik arabaya. İlk gün, götürdüklerimizi ve bahçeden taze taze kopardığımız sebzeleri kullanarak yemek, salata vb. yaptık. İkinci gün arkadaşın babası geldi, çeşitli bahçe işleri varmış. Dedi çocuklar şarap için, dedik olur. Adamcağız belindeki kemere taktığı deponun anahtarını bize bıraktı, akşama doğru ayrıldı yanımızdan. Gitmeden evvel de tarif etti. En alt raftakiler 5 yıldan fazladır dinleniyor, onlardan için diye... Nitekim dediğini yaptık, plastik salça bidonuna yapılmış şarabı yukarı çıkardık. Kırmızı eti pişirdik ve sofraya oturduk. İlk yudumu aldım, lezzetinden dünya ayaklarımın altından kaydı resmen. Hayatımda hiç o kadar güzel bir şarap içmemiştim. Her şeyiyle müthişti. Ne kötü bir tat bırakıyordu ağızda, ne boğaz yakıyordu. Alkollü ice tea içiyormuş gibiydik resmen. Ayrıca çok güzel de çakır yapıyordu. Daha sonraları o bağ evi uğrak noktamız oldu. Defalarca gittik. Üzerinden uzun zaman geçti, hâlâ benzer tatta bir şarap içemedim. Arkadaşımın babası da doktor yasakladığı için yaptıklarının hepsini dağıtmış ve yenilerini yapmıyormuş artık. Bir daha aynı tadı bulma ihtimali de kalmamış oldu bu sayede. Yani kuşkulu yaklaşmamak gerekiyor. İçtiğiniz ev yapımı şarap kötü ise, bütün ev yapımı şaraplar kötüdür tarzında bir söylemde bulunmak çok yanlış olur. Her işte olduğu gibi bunda da ustalık önemli. Sadece ustalık önemli, evet. Çünkü iyi usta, iyi malzeme seçer. İyi usta, özenerek yapar işini. Kötü bir ustaya en güzel malzemeleri verseniz ne fayda... değil mi?
Bernard: kimse şarabın aslinda bir tadı olmadığını itiraf etmek istemiyor. Manny: iyi de sen tat alamıyorsun ki, günde seksen bajilyon sigara içiyorsun. O ne o? Bernard: Ne ne? Manny: yediğin şey? Bernard: bir çeşit bisküvi. Çok lezzetli. Manny: Bardak altlığı o. Bernard: hakkaten mi? Daha var mi?
dünyanın güzelliklerinden biri. bu aralar da şahane gidiyor. bahar ve sonbaharda şarabın tadı bir başka. tatlı tatlı esen meltem eşliğinde şarap yudumlamak gerçekten dünyanın bize bahşettiği bir güzellik.
İster bir yaz akşamı içerken felsefesini yap, ister sokaktaki garibanın eline ver şarapçı de... bana göre sanat tarihine pencere açmış, içilmesi muazzam içki.
ibn-i sina'nın hakkında şöyle buyurduğu içecektir; "şarap, bilgenin dostu, cahilin düşmanıdır.bir felsefeci tarafından verilen tavsiye gibi acı ama yararlıdır; düşünce adamlarına serbest, aptallara yasaktır. cahili şeytana, bilgeyi tanrı'ya yönlendirir. aynı zamanda din onu bilgeye izin vermiş ve akıl onu zihin yoksununa yasaklamıştır."
romantik anlarda, kutlamalı gecelerde, yıldönümü vs. mum ışığına en çok yakışan kadehlerde şıksa ve yarısından az doldurulduysa (kadehi ağzına kadar doldurunca ambiyansı bozuyor) ortamın havasını anında değiştiren alkollü içki türü.