1. Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak.

    Örnek kullanım: Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım. (P. Safa)
    #103291 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  2. Güçsüz düşürmek, bitkin duruma getirmek, yormak.

    Örnek kullanım: Onu en çok bitiren Filistin, Irak cepheleri oldu. (A. Gündüz)
    #103292 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  3. Onulmaz duruma getirmek, mahvetmek.

    örnek kullanım: Yetişir koştuğum aşkın peşi sıra / Bitirdi beni bu içki, bu kumar (C. S. Tarancı)
    #103293 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  4. Bir işi, ilişkiyi, iletişimi, olguyu nihayete erdirmek, Sonlandırmak.

    Ben yakın zamanlarda kendimde bir bozukluk keşfettim. Biseyleri bitiremiyorum.
    Hep bi eksiklik bi boşluk kalıyor. Genç kızken annemle birlikte bulaşık yıkardık. O köpükler ben durulardım çoğunlukla. Önce bardaklar tabaklar ardından çatal kaşık tencereler, tepsiler derken ben bulaşığın bitmesine yakın bi bahane bulur kaçardım. Bu bitirememe olayı ta o zamanlara dayanıyor. Bilmiyorum şimdi kaç kitap okuduğumu ama yüzlerce okumuşumdur tahminim. Kitapların sonlarını unutuyorum mesela. Hatırladığım kitap sonları belki iki elin parmaklarını geçmez.

    diye bir kavram çıkarmışlar sagolsunlar. Ben yeni tanıştım bu ifadeyle. İşte bir şeyleri bitiremeyen insanların eninde sonunda düştüğü kuyu aslında bu toksik ilişki cehennemi.

    Hep yarım kalmaya alışık olduğum için mi acaba bitirişleri beceremiyorum... (Yanlış bir yere yanlış bir şey yazmış gibi bir his var içimde.)
    #276604 tuhaf | 3 yıl önce
    0eylem