Sizinle bir hikayesini özet olarak paylaşmak istediğim türk aydını, yazar.
Hikaye nihat genç'in çocukluğunu anlattığı bir hikaye anadolu insanının çarpıklığıyla alakalı bariz bir örneği anlatmış. Annesine de acımıyor haklı olarak bu konuda.
Olay trabzon'da geçiyor Nihat genç'in çocukken murat adında bir arkadaşı var.
Murat'ın annesi fahişe aynı yaştalar bu murat'la murat'a annesinin yaptığı işten dolayı müthiş bir psikolojik baskı var.
Herkes murat'a vebalı muamelesi yapıyor, mahallede kuş taşa çarpsa murat'tan biliyorlar çünkü murat'ın annesi onların gözünde günahkar! Fakat kimse yardım etmiyor demek ki kadına ve bahsettiğimiz yıllar büyük ihtimalle altmışlı yıllar bu mobbingin içinde nihat genç'in annesi de var.
Nihat'ın işlediği suçları bile murat'tan biliyorlar neyse yıllar geçiyor.
Nihat genç 20'li-30'lu yaşlara geliyor annesine murat hakkında bir haber söyleyecek annesi de anma o uğursuzun adını evde diyor.
Nihat genç murat'ın askeri araçla bir yere intikal ederken askeri aracın yuvarlanması sonucu öldüğünü annesine söylüyor.
Bu sefer yıllar yılı murat'a mobbing uygulayan kadın başlıyor ağlamaya niye söyledin de vs.
Gidiyor abdest alıyor murat'a dua etmeye başlıyor gözyaşları içinde.
Nihat genç'in anlattığı bu hikayenin bire bir aynısını yaşamasam da benzerlerini yaşadım altına imzamı atarım.
Siz yıllar yılı insana yaşarken değer vermeyin öldükten sonra badem gözlü olsun peh çok inandırıcısınız gerçekten şimdi bol bol ağlayıp dua edebilirsiniz !
İşte böyle çarpıklıKlar özellikle eskilerde gerçekten çoktur.