1. Yapışmasını sağlamak.

    Örnek kullanım: Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi. (F. R. Atay)
    #95439 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  2. Yaklaştırmak, birbirine dayamak.

    Örnek kullanım: Yüzümü âdeta cama yapıştırarak her hareketini ilgiyle izliyorum. (A. Ümit)
    #95440 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  3. Tokat atmak.

    Örnek kullanım: Şeytan diyor, suratının ortasına bir tane yapıştır. (A. Ümit)
    #95441 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  4. Hızlı bir biçimde yazmak.

    Örnek kullanım: O, masanın üzerinden kaptığı cetvele üç tane sıfırı yapıştırmıştı. (Ö. Seyfettin)
    #95442 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  5. Gecikmeden karşılık vermek veya gerekeni yapmak.

    Örnek kullanım: Miralay Bey, realist bir asker görüşü ile teşhisi yapıştırır. (H. Taner)
    #95443 tdk | 7 yıl önce
    0eylem