-
Yapışmasını sağlamak.
Örnek kullanım: Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi. (F. R. Atay) hepsini göster
-
Yaklaştırmak, birbirine dayamak.
Örnek kullanım: Yüzümü âdeta cama yapıştırarak her hareketini ilgiyle izliyorum. (A. Ümit) hepsini göster
-
Tokat atmak.
Örnek kullanım: Şeytan diyor, suratının ortasına bir tane yapıştır. (A. Ümit) hepsini göster
-
Hızlı bir biçimde yazmak.
Örnek kullanım: O, masanın üzerinden kaptığı cetvele üç tane sıfırı yapıştırmıştı. (Ö. Seyfettin) hepsini göster
-
Gecikmeden karşılık vermek veya gerekeni yapmak.
Örnek kullanım: Miralay Bey, realist bir asker görüşü ile teşhisi yapıştırır. (H. Taner) hepsini göster