epikuros/epikür( mö 341-270) antik yunan'da felsefenin platon ve aristoteles'in fikirleriyle doruğa ulaştığı bir dönemde büyüdü. felsefi düşüncenin ana odak noktası metafizikten etiğe -aynı zamanda politik etikten kişisel etiğe- kayıyordu. epikuros,-sokrates'in temel insani kavramları ve değerleri gerçeğini araştırması gibi-ilk filozofların araştırmalarını izini süren yeni bir düşünce ekolünün tohumlarını buldu. epikuros'un geliştirdiği felsefenin merkezi, hayatın amacının zihnin huzur ya da dinginliği olduğu görüşüydü. zevk ve acının iyi ve kötünün kökleri olduğunu, erdem ve adalet gibi niteliklerin bu köklerden türediğini, çünkü ''bilgelik, onur ve adalet olmaksızın hoş bir yaşam sürmenin imkansız olduğunu, hoş bir yaşam sürmeden bilgece, onurlu ve adaletli yaşamanın mümkün olmadığını'' öne sürdü. epikurosçuluk genellikle duyumsal zevklerin peşinde olmakla yanlış yere suçlanmıştır. epikuros için en büyük zevk, sadece bilgi ve dostluk aracılığıyla elde edilebilen ve acı ve korkulardan bağımsız, aşırıya kaçmayan bir hayat sürmekti. epikuros, huzurlu bir zihnin önündeki en büyük engellerden birinin ölüm korkusu olduğunu ve bu korkunun günah işlenirse tanrıların gazabının kendilerini ölümden sonra sert bir biçimde cezalandıracağını öngören dini inançlarla daha da arttığı sonucuna varmıştı. ancak bu korkunun karşısına alternatif bir ölümsüzlük hali önererek çıkmak yerine ölümün doğasını açıklamayı denedi. ölüm anında bilincimizin (ruhumuzun) varlığı sona erdiğinden öldüğümüzde bunun farkında olmayacağımızı öne sürerek başladı. bunu açıklamak için de demokritos ve leukippos'un tüm evrenin atomlar ya da boşluktan oluştuğu görüşünden yola çıktı. daha sonra ruhun bir boşluk olamayacağını çünkü bedenle birlikte dinamik şekilde hareket ettiğini, bu yüzden de atomlardan yapılmış olması gerektiği sonucuna vardı. ruhun atomlarının bedenin her yanına dağıldığını, ama öldüğümüz zaman dağılacak kadar kırılgan olduklarını ve bu yüzden de o andan sonra hiçbir şey hissetmeyeceğimizi buldu. eğer insan öldüğünde fiziksel ya da zihinsel olarak hiçbir şey hissetmiyorsa ölüm korkusunun yaşarken bu kadar büyük acı vermesi aptalcaydı.
-hayatın amacı mutluluktur. -mutsuzluğumuzun nedeni korkulardır ve en çok korktuğumuz şey ölümdür. -ölüm duyuların sona ermesidir, o yüzden de fiziksel olarak acı veremez. -ölüm bilinç halinin sona ermesidir, o yüzden de duygusal acı veremez. -ölüm korkulacak bir şey değildir. -eğer ölüm korkumuzu yenebilirsek mutlu olabiliriz.
epikuros'un yaşamı süresince küçük, ama sadık bir destekçi kitlesi oldu, ancak dini önemsemediği düşünüldüğü için sevilmedi. felsefesi asırlar boyunca ana akım felsefe tarafından görmezden gelindi, ama 18. yüzyılda jeremy bentham ve john stuart mill tarafından tekrar su yüzüne çıkarıldı.