1. 50-100 senedir milletvekilliği yaptığına inanmaya başladığım siyasetçi.

    'nin son 200 senedir genel başkanlığını yürütmektedir. osmaniye'den de milletvekili olmaktadır.

    apo'yu asamamıştır.
    #6793 thedirector | 8 yıl önce
    0politikacı 
  2. şu videonun yaklaşık 1 dakikalık kısmını izliyor;
    youtu.be/...

    şu manşete bakıyoruz.
    i.hizliresim.com/...

    ahanda devlet bahçeli.
    #14306 fly | 8 yıl önce
    0politikacı 
  3. daha önce söylendi mi bilmiyorum ama bu adam hakkında tek bir şey söylemek istiyorum. Bence her şeyi açıklıyor.

    (bkz: )
    #15218 maverick | 8 yıl önce
    0politikacı 
  4. ya hu sen nasil bir adamsin? daha gecen secimde 'akp ve hdp baskanlik icin anlasti' diyordun. simdi cikmissin 'hem mecliste hem de referandumda evet diyecegim' diyorsun.
    #17297 thedirector | 8 yıl önce
    0politikacı 
  5. tarihimizde asla unutul(a)mayacak 40 kişiden biri.
    #18324 kesret | 8 yıl önce
    0politikacı 
  6. yine erken seçim isteyerek şaşırtmamıştır. ne zaman erken seçim istese yapılmış ve ülke bataklığa iyice saplanmıştır. olası bir erken seçimde baraj altında kalmayı herhalde kabul ediyor.
    #18704 thedirector | 8 yıl önce
    0politikacı 
  7. bir sonraki seçim, gibi parti değiştirip ak partiden katılmadığı sürece meclise bir daha girebileceğini sanmadığım .

    buyrun izleyin:
    www.youtube.com/...

    yazıklar olsun.
    #18714 larden loughness | 8 yıl önce
    0politikacı 
  8. 70 yasindadir. 1 yil once ak dedigine 1 yil sonra kara demektedir. toplumsal hafizaya sahip olan medeni bir toplum olsaydik birakalim parti baskanligini, aday adayi bile olamazdi.
    #18719 pokilertoner | 8 yıl önce
    0politikacı 
  9. yaşadığı ülkenin değil sadece kendisinin geleceğini düşünerek hareket eden,
    mhp'nin başına geldiği günden bu yana ülkücü harekete, mhp'ye ve ülkeye zarar vermekten başka bir şey yapmamış basiretsiz, yanar döner kişilik.

    bu adamın gösterdiği duruma/tutuma .... (buraya ne yazarsam yazayım bir tarafıma girer, o yüzden siz doldurun) denir.
    daha kısa süre öncesinde akp ve hdp'yi başkanlık konusunda kolkola girip birlikte hareket etmekle suçlarken,
    eleştirdiği hdp'nin yerinde bu gün kendisi ve mhp durmaktadır.

    ülkenin, sistemin ve rejimin felakete sürüklenmesini önleyebilecekken, defalarca çözüm önerilerini, evde kalmış kızların kaprisi gibi, kapris yapıp geri çeviren kişidir.
    kusura bakmasın kimse; ülke bok çukuruna dönmüşken devlet bahçeli'nin yaptıkları benim gözümde en kallavi vatan hainliğidir.
    #18740 the ancient one | 8 yıl önce
    0politikacı 
  10. kendisi hakkında tarafından yazılan "" isimli kitap perşembe gübü piyasaya sürüldü, pazartesi günü toplatılacak.

    ara ara böyle dokunan yanar(!) tarzı kitaplar toplatılıyor bu memlekette nedense.
    #20020 fly | 8 yıl önce
    0politikacı 
  11. durmak yok stepne olmaya devam diyen kişi
    #24160 thedirector | 8 yıl önce
    0politikacı 
  12. komik şahsiyet. ha bi' de kurtçu.
    #33300 no pasaran | 8 yıl önce
    0politikacı 
  13. referanduma iki gün kala yaptığı "eyalet sistemi" çıkışı ile, baheçli'nin neyi amaçladığı üzerine, başkanlık sistemi ve üniter yapının sürdürülebilirliği üzerine fikir verici bir köşe yazısı.
    kaynak karar gazetesi
    yazı 'a ait.
    -------------
    bahçeli ne yapmaya çalışıyor:

    MHP lideri Devlet Bahçeli'nin referanduma iki gün kala yaptığı "eyalet" çıkışı bu sürecin en başından beri sürekli sorulan ama bir türlü cevaplanamayan o soruyu bir kere daha gündeme getirdi: Bahçeli ne yapmaya çalışıyor?

    Önceki akşama kadar Bahçeli?nin Türkiye'yi bugünkü referandum sürecine sokan kritik kararının gerekçesi merak ediliyordu; şimdi referanduma saatler kalmışken merak edilen ise MHP liderinin son düzlükte eyalet meselesini neden gündeme getirdiği sorusunun cevabı.


    Biliyorsunuz, MHP lideri önceki akşam bir TV yayını sırasında 16 Nisan?dan sonra eyalet sisteminin gündeme gelebileceğine ilişkin açıklamalar yapan cumhurbaşkanlığı danışmanlarına tepki göstermiş ve "Cumhurbaşkanı da buna ses çıkartmıyor, kabulleniyor ise o zaman 2 gün içinde eyalet sistemine karşı olan, üniter yapıda düşüncesi olan Ülkücülerin kararı ne olabilir?" diye konuşmuştu.

    Referanduma iki gün kala yapılan bu açıklamanın evet oylarını çoğaltmaya yaramayacağı ortada olduğuna göre Bahçeli'nin amacı neydi?

    Gördüğüm kadarıyla, hemen herkesin aklına gelen ilk gelen ihtimal 16 Nisan akşamında evet bloğunu memnun edecek bir sonucun çıkmayacağının anlaşılması üzerine Bahçeli'nin bir manevraya girişmiş olması. Yani, çıkacak "hayır" sonucunun sorumluluğundan kurtulma manevrası?

    Bu senaryoya göre, 16 Nisan akşamı veya 17 Nisan sabahı "Anayasa değişikliğini milletimiz onaylamadı; çünkü Erdoğan?ın danışmanlarının dile getirdiği eyalet konusu MHP tabanının evet oyu vermesini imkânsız hale getirdi" diyebilecek Bahçeli ve hatta belki şunu da ekleyebilecek: "Zaten ben de referanduma iki gün kala yaptığım açıklamada Ülkücüleri serbest bırakmıştım."

    Yani böylece MHP tabanını evet demeye ikna edememiş olması Bahçeli?nin kusuru olmaktan çıkacak.


    Yukarıdaki senaryo referandum sandığından "hayır" sonucunun çıkacağından emin olanların akla yatkın buldukları izah tarzını yansıtıyor. Ancak böyle bir sonuç beklemeyenler için çok anlamlı değil bu senaryo. Çünkü Bahçeli'nin kendi siyasi geleceğini garanti altına almasa bile hiç değilse makamını belirsiz bir süreliğine de olsa koruma imkânı sağlayacağı düşünülen evet sonucunun çıkmasını zorlaştıracak bir adım atması nedense makul bulunmuyor.

    Referandumdan evet sonucunun çıkacağından emin olanlar açısından bu durumda -birtakım komplo teorilerini dışarıda bırakacak olursak- geriye kalan tek ihtimal Bahçeli?nin yaptığının siyasi manevra olmayıp millî hislerin doğurduğu samimi ve vicdani bir tepki olduğudur. Elbette sayın Bahçeli'nin milli hislerinden ve milli konulardaki hassasiyetlerinden kimsenin şüphesi olamaz ama kendisinin referandum gününe topu topu iki gün kala tartışmaya açtığı bu konunun '"bugünün gündemi olmadığı", milli hassasiyete sahip kesimlerde aylardır tartışılmakta olduğu bilinince ister istemez milliyetçi kimliğini zaten bildiğimiz MHP liderinin "siyasetçi kimliği" de hatırlanıyor.

    Konu hakkındaki akıl yürütmemiz bu noktaya geldiğinde ise ister istemez yeniden en baştaki ihtimale geri dönüyoruz ve Bahçeli'nin hepimizi şaşırtan tutum değişikliğini 16 Nisan referandumundan arzu edilen sonucun çıkmayacağının anlaşılmasına bağlamanın daha mantığa uygun bir seçenek olduğunu görüyoruz.

    Haddizatında referandumdan evet sonucunun çıkması bana da kolay görünmüyor. Çünkü sadece MHP tabanında değil, AK Parti tabanında da getirilmek istenen değişiklik konusunda tereddüt ve itirazlar olduğu ortada. Doğrusu, birden fazla gerekçe dolayısıyla yarın akşam sandıklardan 7 Haziran 2015 seçimindekine benzer bir sonuç çıkması güçlü bir ihtimal olarak görünüyor.


    Eyalet meselesine dönecek olursak? Bu konudaki tartışma abartılı bir retorikle yürütülüyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın veya AK Parti hükümetinin bu doğrultuda bir arzusu ve bir planı olabileceğini düşünmek için aşırı paranoyak olmak lazım. Ben Erdoğan'ın samimi olarak üniter yapıdan yana olduğuna inanıyorum. Zaten getirilmek istenen yönetim değişikliği şimdikinden daha merkeziyetçi bir model öngörüyor. Ancak problem de burada zaten?

    Zira, propaganda gürültüsü içinde objektif bir değerlendirmeye pek konu olmadı ama Başkanlık sisteminin üniter yapı içinde sürdürülebilmesi çok zor. Haddizatında başkanlık modeli daha ziyade üniter olmayan yapıların ihtiyaçlarına cevap olarak teşekkül etmiş bir sistem. Ama tabii ki üniter yapıdaki devletlerin de Başkanlık sistemiyle yönetilmesi en azından teorik olarak mümkün. Ne var ki bizim yarınki referandumda oylayacağımız model önerisinde bulunmayan bazı asetler gerekiyor bunun için. Güçlü bir meclis en başta. Bizim üzerinde tartıştığımız model ise sadece güçlü bir merkeziyetçilik getiriyor ve bunu da kurumlar üzerinden değil aşırı yetkilerle donatılmış bir kişi üzerinden inşa ediyor.

    Diğer yandan, tarihteki tecrübeler de gösteriyor ki yönetimde aşırı merkeziyetçiliğin belirli bir aşamadan itibaren adem-i merkeziyet üretmesi mukadder. Dolayısıyla önerilen sistemde üniter yapının sürdürülmesinin bazı zorluklarla karşılaşabileceğini düşünenleri peşinen paranoyak saymak veya bu meseleyi yalnızca "hayır propagandası"nın bir cüzü olarak telakki etmek haksızlık olabilir.


    Peki, Bahçeli haklı mı burada? Buna karar verebilmek için şu realiteyi akılda tutmak gerekir: Bu konu aylardır konuşulan bir konu. İlk defa bugün gündeme gelmiş değil ki Bahçeli'nin buna tepki göstermesini doğal karşılayalım. İkincisi, MHP liderinin meclisteki oylamada evet dediği ve referandumda da evet diyeceğini açıkladığı metin değişmiş değil. Referandumdan üç gün öncesine kadar bir problem görmediği, dahası Türkiye'nin önünü açacağını düşündüğü öneriyi halkın önüne getirilmiş olan metin üzerinden değil, Cumhurbaşkanı danışmanlarının -aslında yeni de olmayan- bazı ifadelerinden dolayı reddetme noktasına gelmesi anlaşılır değil.

    Her halükârda MHP lideri Bahçeli'nin bu son çıkışında haklılık veya tutarlılıktan ziyade sandıklardan evet sonucunun çıkamayacağına ilişkin bir öngörüyle yapılmaya çalışılan bir siyasi manevranın izi görülüyor.
    #35578 fly | 8 yıl önce
    0politikacı 
  14. valla helal kendisine hiç bi yoluna hiç bi erdemine sahip çıkamayan bir liderdir kendisi liderliği de şüphelidir benim için.valla kulzos kusura bakma sözlüğün agresif yazarı ben oldum ama haklı olduğumu biliyorsunuz.
    #35765 humblesquirtle | 8 yıl önce
    0politikacı 
  15. "şimdi tekrar söylüyorum; serçe kuşu dağdan kalksa ne yazar, tavşan dağa küsse, karınca file diklense ne kazanır! her şeyi görüp yaşayacağız"
    dizelerinin sahibi türk siyasetçi.
    #36366 fly | 8 yıl önce
    0politikacı 
  16. iki tekerlekli bisiklete eklenip çıkarılabilen yan tekerler görevi görmektedir.
    #44095 ranchsosseverim | 8 yıl önce
    0politikacı 
  17. arka kapıdan kaçacak olan siyasetçimsi
    #62898 la sagrada familia | 7 yıl önce
    0politikacı 
  18. 15.07.2002 - devlet bahçeli, dsp-mhp-anap hükumetinin 2. büyük ortağı iken durduk yerden erken seçime gidilmeli demiştir. takip eden ayda akp kurulmuştur kasım ayında yapılan seçimlerde 356 milletvekili ile iktidar olmuştur. kendi partisi ise baraj altında kalmıştır.

    27.04.2007 - cumhurbaşkanlığı ilk turu seçimleri yapıldı abdullah gül 361 oyun 357 sini aldı. oylama sonucu anayasa mahkemesine taşındı, mahkeme 367 kişinin toplanmış olması zorunluluğunu hatırlattı. süreç uzadı tekrar bir genel seçim yapıldı, akp yine istediğini alamadı (istediği 367 milletvekili sayısına ulaşıp cumhurbaşkanlığı seçimini yapabilmekti). akp istediğini alamadı ama ne oldu, devlet bahçeli ani bir kararla cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılma kararı aldı, peşine abdullah gül cumhurbaşkanı seçildi

    2014 yılı - cumhurbaşkanlığı seçimleri var, akp rte'yi aday gösterdi, devlet bahçeli çok yerinde (!) bir hamle yaptı gidip chp ile ortak adaylık konusunda anlaştı. normal şartlarda bu kadar zıt iki partinin ilk turda ortaklık yapması beklenen birşey değildir. hadi diyelim 2. tura kalınca sırf 1. olanı seçtirmemek için 2. ve 3. ortaklık yapar ama ilk turdan ortaklık yaparak çok başarılı (!) bir işe imza attı (bakınız 1995 yılı fransa cumhurbaşkanlık seçimlerine. 1. turda istediğini alamayan le Pen, o zamana kadar kanlı bıçaklı olduğu jacques chirac'ı sırf sosyalist partiden birisi cumhurbaşkanı olmasın diye destekledi ve ilk turda en çok oyu olan sosyalist parti adayı 2. turda seçimi kaybetti). bir başarılı hamlesi de ekmelettin ihsanoğlu gibi dönemin en popüler(!), en bilindik(!), toplum nezrinde çok yüksek bir mertebeye sahip(!) kişisini dayatıp seçimlere girdi...sonuç rte cumhurbaşkanı seçildi

    07.06.2015 - ülkede genel seçim yapıldı, dönemin tek başına iktidar partisi ahmet davutoğlu liderliğinde seçime girdi fakat seçimde kan kaybetti. %40 oyla 258 milletvekili çıkarttı. o dönem geri kalan tüm partilerle kavgalı olduğu için koalisyon kuramadı. gözler meclise giren diğer 3 partiye çevrildi. ne yaptı devlet bahçeli "hayır" dedi. kim ne dediyse hayır dedi. sen başbakan ol...hayır, ben olayım...hayır, koalisyon yapalım...hayır, bırak öbürüyle ortak olayım sen destek ver...hayır. sonuç ne oldu, ülke kasım ayında tekrar seçime gitti ve akp %50 oy ve 317 milletvekili ile tek başına iktidar oldu, kendi partisi 40 milletvekili kaybetti.

    2016 yılı - daha önce akp ve rte hakkında zehir zemberek açıklamalar yapan, onları haliçte 40 kere yıkayacağım diyen, 4 bakan yüce divana gitmezse ölürüm diyen, ankara'da yeni yapılan saray için haram saray diye, oraya benim ölüm gider diyen, başkanlık sistemi, tü kaka diyen, daha önce referandumda hayır diyen devlet bahçeli bir anda büyük resmi gördü ve akp ve rte'ye başkanlık sistemi konusunda koşulsuz destek verdi

    17.04.2018 - olan haftalık parti grup toplantısında devlet bahçeli mevcut durum, iç ve dış siyaseti göz önünde bulundurdu (!) ve cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin erkene alınması konusunda çağrı yaptı. bu çağrı akp tarafından destek buldu ve malumunuz haziran da seçime gidiyoruz.

    yukarıdakileri okuyunca bir tek ben mi kıllanıyorum bu adamın esas niyetinin ne olduğu konusunda

    #88216 11001 | 7 yıl önce
    0politikacı 
  19. üç beş gündür kader kurbanlarına af diye bir şeyler sayıklamaya başladı. hırsız, katil, tecavüzcü, aklınıza ne gelirse, adi suçluların hepsi kader kurbanı. feto bahanesiyle içeri tıktıkları tüm muhalifler ise kalacak. dahasına da yer açacaklar. en son rahşan affında gördük. af ile salınanların büyük kısmı üç aya kalmadan tekrar suç işleyip kuzu kuzu koğuşlarına döndüler. maceraya gerek yok. önce türlü bahaneyle içeride tutulan ve düşüncesini dile getirmekten başka bir fiili olmamış insanları bir salsınlar. o zaman düşünürüz.
    #92604 laedri | 7 yıl önce
    4politikacı 
  20. star tv'deki 'in konuğu olarak çıkan ve daha yanlısı olduğu cumhurbaşkanı adayının ile muharrem ince'nin vaatlerini karıştıran bir sözüm ona siyasetçi. bildiği tek şey son 20 yıldır emir kipleriyle yaptığı konuşmalardır. bir ara da meydanlarda yanlısı olduğu cumhurbaşkanına urgan fırlatıyordu.

    ülkücü oluşumu -bunu her kullandığımda aklıma 6. filoya karşı durdukları namaz geliyor- ve partisinin ilkelerini sanki hiçe sayıyor, görmezden geliyor. bu nasıl bir güç ve mevki zehirlenmesidir anlayabilmiş değilim. gerçekten vatanperver milliyetçi kesim bu adamı mı örnek alıyor? gerçekten 'in izinden gidildiği falan mı sanılıyor? hiç araştırıp okumuyor mu bu adamın yolundan gidenler? hiç fikri takip yapmıyor mu? sadece soruyorum... anlamak için soruyorum...

    daha düne kadar birbirlerine savurdukları kötü sözler, duruşlar sanki hiç konuşulmadı, söylenmedi. alparslan türkeş katılın katılmayın bir devlet adamıydı. yaptıkları tartışılır tartışılmaz... yahu yazık değil mi? çok yazık... kurt işareti yapmakla, camide iki namaz kılmakla, elde tesbih kurt kaplamalı çakma zippolarla, meksika bıyığı -meksika bıyığıdır o inanmayın- bırakmakla ülkücü olunuyorsa ben onların ak (alnını kaşıyayım).

    şu videoyu izler misiniz allah aşkına, kozmoz aşkına...
    www.youtube.com/...
    #97683 no pasaran | 7 yıl önce
    0politikacı 
  21. Bkz
    #97691 fly | 7 yıl önce
    2politikacı 
  22. 2002 yılında akp iktidara gelirken bozduğu son hükümetin başbakan yardımcısı idi. oysa 'in getirdiği sistem ile ekonomi düze çıkacaktı ancak o sistemin meyvelerini toplamak destekli olarak akp'ye nasip oldu.

    haziran 2015 seçimlerinde tarihi bir fırsat doğdu. akp iktidarı değiştirilebilirdi. ancak ben hdp ile bir araya gelmem dedi.

    kasım 2015 seçimlerine gelindiğinde ise akp ile flörtü başladı.

    sonrasındaki süreçte partinin yönetiminin el değiştirmemesi için hem de başkanlık sistemi için hükümet destekli çalıştı. ve şu yaşadığımız son seçimde 'ın ikinci tura kalmadan kazanmasını sağladı.

    akp kendisine çok şey borçlu zannımca. çünkü herkese böyle bir muhalefet lideri nasip olmaz.
    #98174 larden loughness | 7 yıl önce
    0politikacı 
  23. mesut yılmaz hiç seçim kazanamadığı halde 3 kere başbakanlık, bir kere de başbakan yardımcılığı yapmıştı. ona öykünüyor herhalde.

    #98179 son kurtadam | 7 yıl önce
    0politikacı 
  24. hala, daha hala siyaset sahnesinde yer almasına hayret ediyorum. süleyman demirel misali...
    #98180 morgase | 7 yıl önce
    0politikacı 
  25. en nihayetinde seçmeni için lider konumundadır ve türkiye'de özellikle de ak parti sayesinde yükselen (bence ekonomik krizin üstünü örtme rolü verilmiş) milliyetçilik dalgasının meyvelerini toplamıştır son seçimde.

    mhp'nin bir program partisi değil de ideoloji partisi olduğu göz önünde bulundurulacak olursa; seçmenin, liderinin işaret ettiği şekilde partisini meclise (evet, bahçeli ne derse o seçmeni için), erdoğanı başkanlığa getirecek oyları kullanmış olması bana garip gelmiyor. bana garip gelen bunun diğer partiler tarafından doğru ve tam analiz edilememesi ("millet ittifakı" adı bununla ilintili olsa da) seçim öncesi ve bahçeli'nin erdoğan'a duyduğu güven.

    milleyetçilik dalgası önümüzdeki seçimde düşerse (ki ekonominin seçmeni gerçekten etkileyecek şekilde dibe vurması dışında artık zor gözüküyor) oyları gene düşecek, seçmen ya ak parti'ye ya da iyi parti'ye yönelecektir bence.

    seçmenin sosyo ekonomik konumu, türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerindeki (başta inşaat) oranı ve eğitim durumu (daha doğrusu kendi kendine karar verme veya liderinin sözünden çıkma yetisi) iyi araştırılacak olursa eminim ki her seçimde aldığı birbirinden farklı oy oranlarının da açıklaması yapılabilir. inşaat vb. sektörlerde iş bulma, çalışanın borçlanma ve geri ödeme kabiliyetlerinde durma olduğunda ne tepki vereceğini bilmeden mhp seçmeninin ne tepki vereceğini bilmek çok olası gözükmüyor seçmeni dışında kalan kitle için. (ak parti seçmeni için tahmin edilebiliyor, lakin uzun vadede erdoğan özelinde ak parti de arkasına aldığı milliyetçilik (daha doğrusu ümmetçilik) dalgasıyla ideoloji partisi olmaya doğru evriliyor şaşırtıcı şekilde)

    mhp'nin durumu seçim sonuçlarına yapılan basit "halk ekonomik krizle değil terörle mücadeleyi seçti" söylemini, özellikle mhp seçmeni açısından haklı kılıyor. ha bu seçim yorumu ne kadar gerçekçi, yukarıda da belirtmeye çalıştığım gibi seçmen kitlelerinin kafasının ne şekilde çalıştığını tam anlamadan bu gerçeklik payını da anlamak zor (ak partinin bedelli askerlik beklentisindeki seçmenden de ciddi oy aldığı görülebiliyor; milliyetçilik???). sonuç olarak özellikle ak parti tabanında taban - tavan ayrımının net şekilde görülebildiğini (ekonomik uçurum, liyakat sisteminin olmaması vs) biliyoruz, ancak gene ak parti seçmeni için ümmetçiliğin ve osmanlı milliyetçiliğinin ulus (atatürk miliyetçiliği) milliyetçiliği önünde yer aldığını ve bu nedenle oyların yönünün değişmediğini de biliyoruz. mhp kitlesini bu noktada ayıransa devlet bahçeli'nin net tavrı ve partisinin ak parti'den farklı bir noktada duran milliyetçi duruşu. o tavır bugün seçimini erdoğan'dan yana kullandı ve iktidar yolundaki meclis aritmetiğine dahil olduğunu göz önünde bulunduracak olursak, görüyoruz ki kendisi için doğru olanı seçti.

    neticede alttan gelen milliyetçilik dip dalgasının nasıl bir etki yaratacağını gördüğü için oturduğu yerden seçim kampanyası yürütmeyi uygun bulacak politik tecrübeye sahip olduğunu gösteriyor oy oranları. bu öngörüyü misal, partisinin içinden çıkarttığı iyi parti görememiş ya da doğru aksiyon alamamış belli ki...

    son not: yukarıda yazdıklarıma eklemeliyim; ülkenin çukura girmesine neden olan iki numaralı isimdir bana göre.
    #98185 fly | 7 yıl önce
    0politikacı