bir hollywood klişesi. günlük hayatta ise taksiye hızla binildikten sonra heyecanla söylenmesi elzem olan cümle. o vakitten sonra taksicinin takındığı fbi ajanı tavırları ise seyre değerdir.
bir zamanlar bir ankara macerası sırasında kullanmak nasip olmuştu bu cümleyi. sabah eryaman'da bir evde uyanıp gecenin bitiminde* haluk bilginer'le ulus'ta, asma katında kumar oynayan garip insanların olduğu bir otelin lobisinde sohbet ederken bulmuştum kendimi ve geceden aklımda kalan tek cümle "öndeki aracı takip et"
normal başlayan bir günün bu noktaya nasıl geldiği ise tam bir muamma. gençlik işte. az için.