8 Nisan 1911 Romanya'da doğam ve 20 Haziran 1995 günü ölen Rumen filozof ve deneme yazarı. yazdığı kitaplar arasında bulunan çürümenin kitabı okuması zor fakat her satırında vurucu etkiye sahip bir kitaptır.
1911'de doğan cioran, rumence yazdığı tek eseri olan azizler ve gözyaşları üzerine ile tanınmaya başlamıştır. hayatının sonuna kadar onu takip edecek olan insomnia ve inanç ikilemleriyle ilk bu kitabında karşılaşırız. çürümenin kitabı ile beraber fransızca yazmaya başlamıştır, en bilinen eseri de budur. eserlerinde kinik ama kesinlikle nihilist diyemeyeceğimiz bir hava sezilmektedir. kendisi tam olarak varoluşçu kategorizasyonuna dahil edilemez lakin sartre'a çok saygı duyardı.
romanya'nın erdel/transilvanya olarak bilinen kuzeydoğu bölgesinde doğmuş, lise çağlarını sibiu kentinde, ilk gençlik dönemini bükreş'te geçirmiş, 20'li yaşlarında fransa'ya göçmüş ve hayatının kalanını burada yaşamış romen denemeci. kanımca çürümenin kitabı (precis de decompositon) ve burukluk (syllogismes de l'amertume) en başarılı eserleridir. yazım üslubu şahanedir. tarzı kötümserdir, ancak bir o kadar da gerçekçidir.
Cioran karamsar olarak görülen fakat doğru anlaşıldığı takdirde karamsar değil nötr olduğu fark edilecek olan filozoftur bence.
Tepkisizliği, hareketsizliği kutsar çünkü ona göre hareket anlamsızdır. Vereceğiniz tüm tepkiler, tüm her şey anlamsızdır. Kendisi der ki " İdeal bir şekilde zihni açık , yani ideal bir şekilde normal insan, içindeki hiçlikten başka hiçbir şeye tutunmamalıdır. " ((bkz: précis de décomposition))
Ona göre hayatın anlamı da yine bulunamaz.
Bir anlamın olmaması felsefi düzlemde negatiflik olarak düşünülemez, çünkü bir yargı belirtmemekte hatta anlamsızlıkla beraber yargısızlıktan da bahsedilmektedir.
Cioran aynı zamanda fanatizmden nefret eder, hiçbir fikrin kesin olarak savunulamayacağından bahseder. Fakat bundan kesinlik olarak bahsetmiş olması çeliştiğini hissettiriyor.
Cioran Tanrı fikrini sevmez, Tanrı fikrinin her şeyi kirlettiğini düşünür. Yine précis de décomposition da " Hiçbir hoşgörüsüzlük, ideolojik taviz vermezlik ,din yayıcılığı yoktur ki, şevkin hayvani temelini açığa vurmasın." demiştir kendisi. Ona göre Tanrı fikri de mitolojiler gibi insanın kurgu ihtiyacından çıkmıştır .
Aynı şekilde ahlakın da iyiliği engelleyeceğini düşünmektedir.
Söyleşilerinden anladığım kadarıyla kendini kendi gözünde aşırı ciddiye alınacak biri gibi görmüyor, ismiyle öne çıkmaktan çok işleviyle öne çıkabilecek olan biri gibi hissediyor ve zaten kitaplarını " insanların gözünü açmak için" yazdığını söylemiştir.
"uykusuzluk gecelerimde basan efkarla yazdıklarımdan başka bir şekilde yazamadım hiçbir zaman; yedi yıl boyunca neredeyse hiç uyumadım. her yazarın yazdıklarına bakıldığında, düşüncelerinin 'gündüz düşünceleri' mi, yoksa 'gece düşünceleri' mi olduğunun anlaşılabileceğine inanıyorum. o efkara ihtiyacım var ve bugün bile hala, yazmadan önce macar çigan müziğinden bir plak koyarım," demiş yazar, düşünür.