29 Ekim 1923 tarihinde mustafa kemal atatürk'ün cumhuriyeti ilan etmesiyle resmen kurulan ve Son zamanlarda Terör tehdidi nedeniyle milli bayramların kutlanmasına izin verilmeyen ülkedir.
bugünlerde içinde bulunduğu durumu ''malifakitiko ray ray roy kazım'a '' benzetiyorum, ne yaptığı, ne ettiği nasıl bir kafada olduğu anlaşılamayan güzel memleketim, dışardan bakınca cennet, içinde yaşayana cehennem olan canım memleketim...
2002 yılından beri aynı adam(lar) tarafından yönetilmektedir. bu ülkede iyi olan her şeyi o adam(lar) yapmışken, kötü olan her şey için başkaları suçludur. yahut kandırılmışlardır. yahut muhalefetin hiç mi suçu yoktur.
japon olmaya karar verdim. adamlar tuhaf muhaf ama onur ve haysiyetleri var.
keşke kuzey kore gibi olsa dediğim ülke, ülkem. diğer türlüsü çıldırmamak elde değil. en azından dünyaya gözümüzü kulağımızı kapar, a haber izler huzur buluruz...
koca bir tımarhanede gibi hissediyorum sözlük... 81 vilayet, 79 milyonluk bir tımarhane... where is my huni ?
Bir Avrasya ülkesidir. Biraz Balkanlar, biraz kafkaslar, biraz Avrupa, biraz orta doğu, biraz Akdeniz, biraz da asya...
Son bir ayda siyasetten uzaklaşmamı sağlayıp içinde yaşamam için beni güzellikleriyle ilgilenmeye zorlamış bir ülkedir. Güzellikleriyle ilgilenmem için biraz geçmişle yaşamam gerekiyor. Şu anda bedenim 2017 yılında olsa da aklım ve ruhum 2007 yılında. Son 10 yıldır yaşananlara hala alışamadım. Kendimi 2017 Türkiyesine ait hissetmiyorum. Bu yüzden 2007'den dönmeyi düşünmüyorum. burası çok güzel, siz de gelsenize.
daha, analarından emanet aldığı kendi askerine bakamazken, geçen hafta 12 milyar dolara amerikadan uçak almak için anlaşma yapan, katar'a 5bin ton gıda yardımı gönderen ülke.
türkiye türkiye dağlarını duman almış üzümler memleketi, tütünler memleketi türkiye türkiye çok gülmüş çok ağlamış sabırlı, bağrı yanık insanlar memleketi bulut gibi köpürmüş topraktan bereketi pehlivan dağlarında şafaklar büyümüş ve o nehirler delirip gür gür gelirler bir şarkı gibi, dağdan denize yürümüş
sen türkiye'sin sağdıcım kirvem türkiye insanların, insanların ah senin insanların morca gözlerinden öpsem namuslu gözlerinden asiye'm işveli hatice fistanı dal işlemeli sen kırk köyün içinde şanlı zeyneb'im şabanı vurdular yirmi yaşında, köprü başında gel yılmaz mahmud'um gel bilaloğlan arabamın atları, deh deh deh aman da ha burası karadeniz, gemiler yatar limanda deryalar aslanı şems-i bahrî kamil reis bu insanlar senden gelir sana gider tarlaya savrulmuş buğday gibi türkiye
sen türkiye'sin ekmeğim tuzum türkiye omzumda mavzer, koynumda çevresin ve kıl heybemde taze lor peyniri gök rengi süt, karanfil rengi şarap batan güneş gibi bakır, taşkömürü ve rüzgara vermiş saçlarım nefti ormanlar ve köylere karşı sarışın harmanlar ferik elması kavun, karpuz, dut ve kayısı fındık da sende, ceviz de sende, badem de sende alnımın teri, gözlerimin nuru türkiye
sen türkiye'sin evim, barkım, köyüm, obam türkiye o senin çifte çarşılı harp görmüş şehirlerin sahilde mersin, yayla türküsü konya. adana'nın yolları taştan, yola çıkıp maraş'tan ezanla birlikte vardık bir akşam urfa'ya bursa'nın ya bursa'nın ufak tefek taşları uçan yıldızı dondurur ardahan'ın kışları erzincan'da bir kuş var kanadı gümüş pul pul ve göğe kılıç gibi çekmiş minarelerini şehirler padişahı canım istanbul
türkiye türkiye ay'lı yıldız'lı türkiye sen mehmed'sin omuzların anadolu yaylası aladağlar toros'lar dev gibi gövden sen şehid oğlu şehid babası sana selam olsun dünya'dan hürriyet'ten
en kötü yanı üniversite eğitimine dahi işlemiş olan politik endoktrinasyondur. "ben profesörüm ulan" diye gezen birisi dahi tarihi yanlı anlatmaktadır.
bugün katıldığım bir panelde bir profesör türkiye'yi christiano ronaldo'ya benzetti. "christiano ronaldo portekizli, ama ispanya'da oynuyor. türkiye de böyle bir ülke." tarzında bir cümle kurdu.
ayrıca asya'ya açılan kapı imiş.
not: 8 saat bilgi bombardımanına maruz kaldığım için cümlenin kalanını şimdi hatırlamıyorum özür dilerim.
Uzun bir süre daha (belki şöyle bir 200-300) yıl daha medeniyete ulaşamayacak olan gelişmemiş, ne ortadoğu olabilmiş ne de batı olabilmiş bir ülke. Bu seçimlerden çok medet umuyorlar ama bence bir bok değişmeyecek.
Üzülerek söylüyorum ki çoğunluğunu Sevemediğim insanların ülkesi.
Daha kendi anadilini doğru düzgün konuşamayanın milliyetçi, ilkokulu bitirememiş adamın ekonomist, çocuğuna içirdiği şurup dışında tıp bilgisi olmayan kadının hekim olduğu bir ülke burası.
Müge anlı'yı izleyerek sosyolog, seda Sayan'ı örnek alarak avukat olduğunu, gelişmişliği duble yol, medeniyeti avm sananların ülkesi burası.
Saygısızlığı, kabalığı, hak yemeyi, üçkağıtçılığı kar sayan insanların ülkesi.
Nazik, mütevazı, Aydın, kaliteli insanlarla aklı sıra dalga geçen, bunu marifet sayan sığ, cahil insanların ülkesi.
Yaşamaktan bıktığımız, her geçen gün o kadar da olmaz dediğimiz her şeyin olduğu, gitmek istediğimiz, bir o kadar da gitmek istemediğimiz. Coğrafya derslerinde jeopolitik konum diyerek çabucak konusunu kapattığımız ama gerçekte çok önemli bir stratejik konumda bulunan, cennet gibi mekanlara sahip, en doğusundan en batısına bu kadar farklı kültür, sanat, ağız, tarihi eser vs her şeye sahip nadir coğrafyalardan birine sahip olan, ne batı ne doğu toplumu olmayı başaramamış, üzerinde takım elbise altında lüks aracıyla bilim karşıtı şeriatçı garip insan türlerine ev sahipliği yapan bir tuhaf ülkemiz.
Bense yaşamaktan artık cidden yorulduğum bir ülke olarak görüyorum türkiye'yi. Gençliğimin baharını cemaatçi bir iktidarla ve ekonomik krizle geçirmek zorunda olmam daha çok zoruma gidiyor.
An itibariyle dolar kurunun 5.1707 euro kurunun 5.9812 olduğu güzel ülkem. Bazı uzmanlar doların ilerleyen zamanlarda 7 lira 7.50 gibi bir kurda sabitlenip kalacağını söylüyor. Eğer tahminler doğru çıkar ise battık demektir.
28 haziran seçimlerinden önce “ Türkiye şahlanacak, dolar düşürülecek “ gibi açıklama yapan siyasilerin hepsini yakından takip ediyorum şu sıralar hepsi dut yemiş bülbül gibi. Bir de sokakta “ ekmeği dolar ile mi alıyorum “ diye söyleyen insanlar var ki onları görünce akıl tutulması yaşıyorum.
Seçimlerin üzerinden daha bir ay yeni geçmişken böyle bir durum olması ironik.
Doğal gaz ile elektrik üretimi yapan santrallerin kullandığı doğal gaza %49 zam, elektriğe %14 zam, mazota ve benzine ne kadar zam geldi takip bile edemedim en son %22 civarında dolanıyordu. Takip edememin nedeni de hükümetin zam haberlerinin yapılmasını engellemesi. Büyük gazetelerin herhangi birisine girin bir tane zam haberi bulamazsınız.
Cumhurbaşkanı açıklama yapıyor “ yastık altında dövizi olan çıkarsın “ diyor. Yahu ben iktisat ile işi olmayan bir öğrenciyim yapılan bu çağrının yangını işeyerek söndürmeye çalışmaktan hiçbir farkı olmadığını biliyorum. Yangını da şöyle düşünün amazon ormanları yanıyor sanki. Öyle saçma bir çağrı ki sanki türk halkının yastık altında milyarlarca dolar var. Garson olarak bile iş bulamadım bu yaz Antalya’da adam ne diyor!
Bir de abd’nin yatırımları var ki oralara hiç değinmeyeceğim aklıma geldikçe kafamı duvarlara vuruyorum.
Bu mecrada çok sevdiğim iki büyüğüm bana sürekli umutlu olmamı söylüyor da bu şartlar altında zor be. Ben kafamı duvarlara vurmaya gidiyorum..
tembellik, kolay ve bol para imkanı olan için cennet. işgücünün ucuzluğuna, sessiz koylarına çekilip "doğası, muhabbeti başka, insanı başka insanı" geyiğiyle ömur uzatılır. sanki "insanını" görüyormuş gibi.
yine en çok doğa meselesi üzdü. yine millet torba attı, pet şişe attı, orospununkarısı bebek bezi attı, ben topladım, beni ayıpladılar. bunların çocukları "enayiye bak" der gibi güldüler. "bizim oğlan montesoriye gidecek" diyen elit medeni sözünü bitirip sigarasını denize attı. sahildeki "aydın" şehir insanları modern şekilde bira içip kapaklarını sahile attı, binlercesinden biri ayağıma girdi. Tur tekneleri kendi müşterilerini yüzdürdükten sonra ayrılırken koylara pisliklerini boşalttı vs.
diğer yandan yabancı arkadaşlar sigortasını yaktıkları arabaya ustanın randevuyla gelip 15 lira yani üç avro almasına, garsona bahşiş olarak bozuk para verilmesine şaşırdılar. üç haneden birinin gıda alkolünden kendi rakısını yapmasına şaşırdılar. pek heyecanlı gezdiler. "sizinkiler hep tr'den şikayet ediyor, gül gibi ülkeymiş" dediler. lan adamın 10 katı kazanıp ülkenin en kıyısında, batısında harcayana güzel tabi.
Muhalefet partisi bulunmayan ülkedir. Kimden medet umduysak darmadağın oluyor. CHP'nin durumu malum kendi kendini yiyor. İyi parti desen lideri bile çekip gitmiş istifalar durmuyor. MHP stepne oldu gitti. Sanırım benim elimde bir uğursuzluk var MHP'ye oy verdim gitti AKP'nin Smurf çarı oldu. CHP'ye oy verdim adam başa gelmeden koltuk sevdalısı oldu başarısızlık bağımlısı oldu. İyi partiye oy verdim lideri istifa etti parti dağılmak üzere. Sanırım bir sonraki seçim AKP'ye oy vereceğim belkide lanetim onlara bulaşır.
Kayıt dışı eğitimin üst seviyede olduğu ülke. Ortalama bir vatandaş ekonomi, siyaset, sağlık gibi bir çok alanın giriş derslerini almış ve ilgisine göre uzmanlaşmış durumda. Avrupa’ya ve Amerika ya göre bilinçli değil bilgili. Burada bilginin niteliği önemsenmemiştir.
topyekun açık hava ruh ve sinir hastalıkları hastanesine dönüşmüş bir ülkedir. çoğu zaman yaşanan olaylarda mantık aramayı bırakmıştık zaten; ama bazı zamanlar oluyor ki, "mantıksızlık bile fazla mantıklı bir ihtimal bu durum için" diyoruz.
olabildiğince hafif ve sevimli örnekler için tık...
halkının ruhu, beyni ve vizyonu çaktırmadan elinden alınmış olan ülkedir. ekonomi de kötüdür. zaman zaman dolar ve euro çıkıp geri iniyor ama kimsenin sesi çıkmıyor. plastik poşetler 25 kuruş olunca halk sanki parasını mafya gasp ediyormuş gibi bağırıp çağırıyor. gerçekten ilginç. farklı ülkelerden aldığı borçlarla ve ağır vergilerle ayakta durduğunu düşünüyorum. ihracat denen bir şey yok saman bile ithal ediyoruz. gençlerin ülkeden kurtulmak gibi hayalleri ortaya çıkmaya başladı ve garip karşılamıyorum. ne kadar milliyetçi olursanız olun batan gemide batmak istemeyen insana saygı duyulur. zaman ilerledikçe medeniyet seviyesi olarak geriye giden ülke olarak da tanımlayabiliriz.
kimse ülke için uğraşmaz herkes kendi cebine giren parayla hayatta kalmak için uğraşır ama ırmağının akışına da ölürüz.