Sınırları içinde kendimi en güvende hissettiğim; bir gün yerleşmek, sakin bir yaşam sürmek, sahil kesiminde ufak bir köyünde emekliliğimi geçirmek istediğim ülke.
Çeyrek final maçı, son penaltı, rakitic topun başına geliyor, o ara yangın alarmı geliyor, 30-40 saniye durup son penaltıyı izlemek yerine apar topar yangına müdahaleye gidiyorlar.
Hırvat milli takımı dünya kupasında kazandığı 21 milyon poundu ülkedeki fakir çocukların ihtiyaçlarında kullanılmak üzere bağışlamış.
Hatta kutlamalarda teknik direktör Zlatko Dalić o kalabalığın önünde bin km sahilimiz var ama ülkede deniz görmemiş çocuklar var, bu da politikacıların ayıbıdır demiş
ismi eski farsça (veya persçe, arap ekolünden gelmiyorsanız) xaraxwat'tan gelen ülke. anlamı da "suyu bol ülke"dir. buna rağmen yaşayanlar aryan değil, slavdır.
bunun sebebi ise yüksek ihtimalle slavlardan önce buraya yerleşen iliryalılardır.
katolik rahiplerin evlenen çiftlere "geçmiş olsun" dediği ülke.*
şaka bir yana, rahipler "artık evlilik sizin çarmıhınız" diyorlarmış. güzel bir hatırlatma bence. gelin ve damat da çarmıhlarını taşıyarak kiliseye giriyorlarmış. nikah kıyıldıktan sonra da birbirlerini öpmek yerine çarmıhı öpüyorlarmış.
Son 30 yılda futbol alanında iki efsane takım oluşturmayı başarmış bir milli takıma sahip olan ülke. Sonuncusu daha başarılı olsa da 98'deki başarıyı yakalayan kadro daha bir güzeldi sanki.
Bu arada iki nesil arasında kalanlar eski ve yenilerle oynama şansı bulmuş, takımın her anlamda diri kalması için örnek alabileceği oyuncularla oynama şerefine erimişler. Ne şanslı şu arada kalanlar, hem prosinecki hem modric; of yani.