Gereksiz bilgi notu düşelim;
1939 yılının sonlarında kızıl ordu finlandiya'yi işgal eder, ki finlerin ilk barış teklifini bizim muhatabımız işgal ettikleri ve bugünkü Zelenogorsk şehrinde kurdukları "komünist" demokratik fin cumhuriyeti'dir diyerek reddeder. işgal sonrası finlandiyadaki yüzlerce isveçli, danimarkalı, norveçli (hatta 2 japon?) savaş için gönüllü olarak orduya katılır. Bu yabancı gönüllülerden biriside işte christopher lee'dir. Orada ne işi vardır, savaşmış mıdır, ne kadar kalmıştır bilemiyorum tabi.
rus-fin savaşı'na katılsa da, kendisine diğer ingilizler gibi aktif rol verilmemiştir.
1941 yılında kraliyet hava kuvvetleri'ne katılır. lakin güney afrika'da eğitimdeyken gözüyle ilgili bir problem yaşar ve pilotluk yapması yasaklanır.
"lan hangi dala elimi atsam kurutuyorum, ne uğursuz bir insanım" diye depresyona girmişken "hacı casus lazım bize, casus olur musun?" şeklindeki teklife balıklama atlar. lakin bu casusluk maceralarından birisinde ingiliz uçaklarının hedefinde yer alır ve paçayı zor kurtarır. çünkü kendisi bir nazi hava alanındadır ve ingilizler de o gün orayı bombalayacaktır.
savaştan sonra da nazi savaş suçlularının peşine düşer. ayrıca sas birliğine katılır.
yıllar sonra tekrar vatanı olan ingiltere'ye dönünce, üniversitede dil eğitmenliği yapması istenir kendisinden ama o kadar maceradan sonra bu işler ona sıkıcı gelir.
bir gün kuzeniyle yemek yerken "aktör olsana olm sen" der kuzeni ve o da "olurum lan!" der.