Biraz önce tutunamayanları 3. Kez okurken aklıma düştü acaba böyle bir şey yapabilirmiyim? Sonra dedim neden olmasın hem kitap okumamı iyice düzene oturtmuş olurum hemde okuduğum kitabın sayfaları henüz aklımda tazeyken bende yarattığı izlenimleri daha sağlıklı bir şekilde paylaşabilirim. Olamaz mı? Olabilir bence. Ha şuan elimin altında pc olmadığı için yapamam ama olduğu zaman kesinlikle yapacağım. Sizlerin de değerli fikirlerini bekliyorum.
Edit : bu projeyi hayata geçirdiğim zaman bana katılmak isteyen kitap kurtları var mıdır aranızda?
efendim epeydir aklımda, iyi kötü hepimiz okuyan yazan insanlarız. sıkıştırmadan arada bir ortak bir kitap okusak, fikirlerimizi de burada paylaşsak güzel olmaz mı. nasıl olur, hangi aralıklarla olur, girdi ya da yorum olarak işbu başlık altında geliştirebiliriz bu fikri.
bu toplulukta çok tanınmamış yazarlardan gitmekten yanayım ben de. örneğin huzur'u okumadım, listemde ancak tahminen buraya ilgi duyacakların bir kısmı mutlaka okumuştur. devleri bir kenara bırakalım. daha hafif siklet takılalım.
kitapların nasıl belirleneceği önemlidir. Az çok kitap okuyor buradaki herkes. aynı şey film için de geçerli. Seçilen kitapların okunmuş olması bir yana, okunmamış bir kitabın da herkesin ilgi alanına girmemesi ayrı bir sorun olacak. kendi hesabıma böyle bir araya gelmeleri sevsem de, vaktimi ciddi heba eden durumlarla da karşılaşmışımdır. Şöyleki birine uyup bir film izlemeye başlamışım, ama filmi izledikten sonra en azından benim açımdan beş para etmediğini farketmişim. bende de kötü bir huy var, kitap olsun film olsun başlayınca yarıda bırakamıyorum. Böylece gereksiz yere vakit gidiyor
bu sıralar planeta-casamerica 2011 ödülü almış antonio skarmeta'nın gökkuşağı günleri kitabını okuyorum. kırmızı kedi yayınlarının çevirileri genelde sorunsuz oluyor. geldiğim sayfaya kadar olan kısım lezizdi. anlatacağım lakin spoiler veririm endişesiyle çekiniyorum. ama şiddetle tavsiye ederim. bitirdiğimde gönderebilirim de.
Başlığı açıp kaçmış gibi oldum. Evde değilim bir kaç gündür. İnternet de yok buralarda. Telefondan kör topal yazmayı da istemedim. Akşam kendi önerilerimi de ekleyerek önerilen kitapların bir listesini yaparım. Bu arada ben varım diyenler şu girdi altında yorumlara yazarsa kaç kişiyiz onu netlestirmis oluruz. Yarın da kitabımizi seçer başlarız.
şu ana kadar yapılmış önerileri eser adı-yazar adı şeklinde sıraladım. en yeni çıkan kitaplardan yüz yaşını devirmiş klasiklere kadar her türlü eser var listede. en sona da kendi önerim olan bir kaç kitabı, neden önerdiğime dair ufak açıklamalarla ekleyeceğim.
*önerilen kitaplar sıraya alınıp hepsi okunabilir. herkesin işi gücü, okulu, bu listenin dışında da okumak istedikleri olduğunu var sayarsak, eldeki liste önümüzdeki bir yılı işgal edecek sayıda.
*oylama yapılarak hep birlikte okunacak bir kitap seçilebilir.
*yeterince kalabalıksak listeden üç kitap seçilip bunlar arasından isteyen istediğini seçip okusun denebilir.
*başka seçim yöntemi öneren olursa o da dikkate alınır.
ilk etapta önerilen kitaplar:
pir-i lezzet -saygın ersin
yas orkestrası - ali cüneyd kılcıoğlu
kırmızı ot -boris vian
gecenin sonuna yolculuk -louis ferdinand celine
bulantı -jean paul sartre
öteki -dostoyevski
dağın öte yüzü üçlemesi -yaşar kemal
faust -goethe
kar -orhan pamuk
masumiyet müzesi - orhan pamuk
germinal - emil zola -
demirciler çarşısı cinayeti- yaşar kemal
bitmeyen kavga - john steinbeck
kelebek - henri charriere
sen bana mevsimlerden söz et - gilbert sinoue
korku - stefan zweig
haddim olmayarak benim önerdiğim kitaplar. bunları hepsini okudum ve tekrar okuyayım diye bir kenara ayırdım. o nedenle neye dair oldukları konusunda bir kaç cümle yazacağım. karar vermekte kolaylık sağlayabilir.
yaban -yakup kadri karaosmanoğlu. osmanlı münevveri ile anadolu köylüsü arasındaki uçuruma dair yazılmış ilk kitaplardan biridir ki o uçurum halen derinleşmeye devam ediyor. olaylar kurtuluş savaşı yılları içinde cereyan eder. içinde yaşadığımız toplumdaki akıl erdiremediğimiz ayrışmanın temellerini görmek açısından iyi bir kitaptır.
benim adım kırmızı - orhan pamuk. bu abimizi okuyacaksak en dikkate değer eseri kanaatimce bu kitaptır. canlı cansız çok çeşitli anlatıcı üzerinden aktarılan bir cinayet hikayesidir. bir öyküyü çok sayıda anlatıcının dilinden aktarmak konusunda teknik açıdan çok başarılıdır. olaylar 16. yy sonunda geçer. yazarın türkçe dışında en çok satılan ve en beğenilen romanıdır.
bir gün tekbaşına - vedat türkali. türk edebiyatında bilinç akışı tekniğinin ilk örneklerindendir. olaylar 1970li yılların siyasi ortamında yaşanan bir yasak aşkı hikaye eder. teknik açıdan başarılı bir romadır, dönem itibariyle içerik yakın tarihe aşina olmayan bünyelere çekici gelmeyebilir yine de anlatımı çok başarılıdır. bireyin bütün iç çelişkilerini sergiler.
türk edebiyatından başlamak önerilmiş olduğu için önce türk yazarlara yer verdim.
melekler zamanı - iris murdoch. iris murdoch dame unvanlı, felsefi temelleri olan dünyaca tanınmış çok başarılı bir ingiliz romancısı. fakat kitapları ülkemizde pek okunmuyor. okur için büyük kayıp olarak görürüm. rastgele bir romanını seçtim listeye bence hepsi okunası çünkü.
karanlığın sol eli -ursula k. le guin. ursula ablamızın da bütün kitapları değerlidir. bilim kurgu ile fantastik arasında kalan bir tarzı vardır. ama uçan arabalar, savaşlar, imparatorluklar ışın kılıçları beklemeyin. yüksek teknolojiye fazla yer verilmez kitaplarında. daha çok insanlık adına farklı sosyal kurgular yapar. karanlığın sol eli hain serisinden bir kitap. tabii ki yaşadığımızdan çok farklı bir toplum kurgusu var. mülksüzlerden daha çok severim.
beş etti. aklımda daha çok şey var ama hepsini yığmaya gerek yok. başlamak için yirmiden fazla kitap oldu. bir yol yordam belirleyip okuruz.
benden bu kadar. şimdi okurum ben de diyenler klavye başına yorumlar marifetiyle bir yol tayin edelim bakalım.
son olarak, listede yer alan kitaplarla ilgili yazmış olduğunuz, yazmak istediğiniz girdilere bu başlık altında bakınız verirseniz ne yaptık ne ettik belli olur, maneviyatımız güçlenir. gaza geliriz. daha çok okur daha çok yazarız.
en sonun sonu: kitap okuma grubu ile ilgilenenler başlığı takibe alırsa iyi olacak gibi. sol frame'de esrarengiz bir hareketlilik var bir kaç gündür. gözümüzden kaçmamış olur.
evet efendim, okunacak kitaplarımız, dün akşam itibariyle emile zola-germinal ve bu yetmedi daha diyenler için üstüne vedat türkali- bir gün tek başına olarak belirlendi. okumak için bir ay süre tanıdık kendimize. okumasını bitiren başlığını açıp girdisini girmekle yükümlü. yoksa okumamış sayacağız.
şu ana kadar tamamdır başlıyorum diyenler alfabetik sıra ile
joker
kaiser soze
kesret
laedri
phantom
rstnpeace
seni seviyorum
taylanov
daha ilk adımda tökezledik galiba. hatalı kitap seçimleri yapmış olabiliriz. ben germinal'i seçmiştim okumak için. bir heves aldım. okumaya başladım. gitmiyor. aslında hiç bir numarası yok ip gibi dümdüz gidiyor ama bir numarası yok işte. basit bir dille anlattığı düz bir hikaye var. ilk yazıldığı dönemde belki söyleyecek sözü olan bir kitaptı. ama o günden bu güne dünya değişti. olan bitenden çok insanların kafasının içinde olanlar edebiyat konusu artık. gerçekleri bıraktık, gerçek üstüne doğru bir eğilim var yazılanda ve okunanda. yazım teknikleri de değişim geçirdi. germinal çok düz geldi okurken. ite kaka yarısına kadar geldim. arada iki le guin bir de mesleki yayın okudum. germinal vicdan azabı gibi başucumda duruyor. devamını okumamaya karar verdim. burada beyan ediyorum. okunacak o kadar kitap var ki on ömür olsa yetmez. ilerleyen yaşımı da dikkate alarak germinal'i yarım bırakma, devamını okumama lüksünü kullanmayı tercih ediyorum. kitaba başlarken bir ay demiştik. sürüklene sürüklene dört ayı doldurmuşuz. okuyup bitiren olsa bir ses çıkardı. kitap gibi kutsal gördüğümüz bir şeye kötüydü dememek için kimse ses çıkarmamış olabilir. ben dedim işte. yine de ilk yenilgide pes etmemek gerektiği kanaatindeyim. yeniden bir kitap seçip okumaya başlayacağım. ismini buradan paylaşırım. öyle ya da böyle bir şeyler okuyayım, okuduğum kitaba dair iki satır paylaşayım diyenlere açık bu köşe. ama sanırım herkesin kendi zevkine göre bir kitap seçip okuması en doğrusu olacak.
sadece "dur okuyayım şunu" tarzında kitap seçim yöntemim ve alanımın da japonoloji olmasından ötürü genelde asya üzerine yazılmış kitapları okumayı tercih ettiğimden dolayı katılmak istesem de katılamayacağım bir topluluk.
nedense bu tür grup şeklinde yapılan işlerde de hep benim yapmak istemeyeceğim şeyleri yapmak zorunda kalıyorum nedense. artık grup fobisi oluştu üstümde.
yarın bir gün bir mülakatta "takım çalışmasına yatkın mısınız?" diye bir soru gelse "tamam kalsın, simit satarım artık sokakta ne yapayım" derim sanırım.
kitap okuyalım, okuduğumuz kitapla ilgili fikirlerimizi de paylaşalım temalı kulzos kitap topluluğu yürümedi. bu konuda yazmıştım daha önce. hatalı seçimler yapmış olabiliriz. topluluğa katılıp listeden bir kitap seçen yazarların hiçbiri bu konuda girdi yazmadı. kaldı ki büyük kısmı sözlükte de yazmıyor artık. gelinen noktada ben varım diyenler önce ellerinde bulunan bir kitabı bitirip bu başlık altında kitabın ismini bkz olarak verse ve kitapla ilgili de bir girdi yazsa iyi olacak. ikinci kez öyle başlayalım. bir kez daha deneyelim. ben şu günlerde orhan pamuk okuyorum. epeydir ertelediğim beyaz kale var elimde. bittiğinde iki satır yazarım. ilerisi için bu girdi altında yorum yoluyla fikir geliştirilebilir.
bireysel olarak, herkesin okuyup bitirdiği kitaplar hakkında girdi girmemesi durumunda, ne yazık ki başarısız olduğu kesinleşmiş olacak topluluk. he, tek bir yazar bile girdi girmeye ay ay devam ederse, o zaman halâ bir umut var demektir.
@laedri'nin de kabul ettiği üzere, bence başlangıçta hata yapıldı ve kulzos film topluluğu'nda da yaptığımız gibi, bir liste belirlendi. liste üzerinden seçerek film izleme yöntemi filmde işe yarayabiliyorken, kitapta işe yaramadı. seçtikleri kitabı okudularsa bile, yazarlar girdi yazmayınca kitabı okuyup okumadıkları bu topluluğa destek verip vermedikleri konusunda hiçbir şey söylenemiyor. bu noktada, birkaç önerim olacak:
- öncelikle, kitap topluluğunun liste olarak değil, tür olarak ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum. kitap listesi yapmak yerine, "hangi türde kitaplar okumaktan hoşlanıyorsunuz?" diye bir anket yapılabilir ve liste bu yolla belirlenebilir.
- kitap topluluğunu film topluluğu ile kardeş topluluk olarak görmek ve arada bir iki topluluğa ortak temalar belirlemek mümkün. "romandan uyarlama filmler" ayı yapmıştık film topluluğunda. aynı ay "gel kardeş" diyerek kitap topluluğunu da "filme uyarlanmış romanlar" çatısı altında ortak paydada buluşturabilirdik. gerçi, halâ da geç değil. yeter ki kitaplar üzerine girdi yazılsın.
- aynı şehirde yaşayan ve kitap topluluğundaki kitapları okumuş olan yazarlar, kendi aralarında mini zirve ya da buluşmalarla "tartışma ağı" benzeri bir şey başlatabilir, bu topluluğa katılma noktasında çekinceleri olan yazarların iştahını kabartabilirler. zorunlu değil, isteğe bağlı bir entelektüel çatı altında buluşulabilir. film topluluğu bu kadar ağır aksak ilerlemiyor olsaydı, buna benzer bir fikrim vardı: aynı şehirdeki yazarların ortak bir mekanda seçtikleri filmi izleyip filmi izlerkenki deneyimlerini de yazacakları girdiye eklemelerini istemek. baya yüksekten uçuyor olabilirim, mazur görün.
kitap topluluğunun bu kadar atıl bırakıldığını görmek içimi parçalıyor. kulzos'a son aylarda katılmış yazarların ilgisiyle bilrikte, umarım yakın gelecekte şaha kalkar. film topluluğunun bir üyesi olarak, ben de ilgisizliğe itilmiş kardeşe yönelen alakaya bakar bakar, gururlanırım.
grup ilk tartışılırken "ağır girmeyelim" demiştim. "vay efendim edebiyat ağır olur, " gibisinden tepkiler almıştım. tepki sahibi, girileri artık yok,sanırım kitap topluluğuna tek katkısı olmadı, mesele güme gittiğiyle kaldı.
arkadaş, okuma konusunda ekol değilim ama bu ilk kitap topluluğum değil. ilk kurulduğunda herkes dağları devireceğini, senelerin kalın kalın ciltlerini bu vesileyle yutacağını sanır. ikinci toplantıdan sonra okeye dördüncü bulamazsın. lakin hacim fazla olunca senkron tutturmak mesele olur. burada ikinciye bile kalmadı.
1- albay'ın listesini (kulzos kitap topluluğu/#145382) görüyor ve beyaz kale yazısıyla katılıyorum. niyetlenen arkadaşlara da bunu tavsiye ederim. kalem kadar kitap, muhabbetimiz olur.
2- @lake of hell doğru söylüyor, tema üzerinden gidebiliriz. film kulübü bir sonraki temasını belirlediğinde buraya bir selam çakıp buranın reklamını yapıp ilgilileri yönlendirirse, aynı temadan gidebiliriz. hatta filmi olan kitap çıkarsa kombo yapma şansı olur.
3- şikayetin bedeli: albayın bir sonraki lisesi ya da film kulübü yancılığı, bir sonraki dalgada da yazı yazacağım.
ilk girdiden itibaren okuduğum ancak yapılmak isteneni kafamda netleştiremediğim, 2 yıl önce oluşturulmaya çalışılmış ancak yazarların ilgi göstermediği, sessiz kalmış topluluk.
üç kitabı aynı dönemde okuyup bitirebilirken hiç kitap topluluğu tecrübesi olmayan bir insan olduğumu belirteyim. Belki okunan kitap türlerinin kişisel ilgilere göre çok değişkenlik gösterdiğine inandığım için aklıma bile gelmedi.
ilk girdiden itibaren yazılanların tümünü okudum. topluluktan çok bağımsız yazarların okuduğu kitabı önerdiği veya liste oluşturularak belirlenen kitaplara ilgisiz kalındığını gördüm.
proje yazan kafası ile düşündüğümde; topluluk üyelerinin paylaşımlarının amaçları ve amaçlar doğrultusunda yazılanların sonuç/çıktıları belirlenmeli.
topluluğun amaçları: -yeni kitap keşfetmek -okurlara ilham vermek -okurların aynı kitap üzerinde fikir, görüş alışverişi yapmasını sağlamak -bir yazarın topluluğa katılarak sözlük yazarları ile etkileşimini sağlamak (çok daha ileriki aşamada belki) -sıradan okuyucularla kitap kurtlarının etkileşimini sağlamak gibi gibi...
sonuç/çıktılar : - topluluk üyeleri düzenli kitap okumaya başladı - üyeler arası bağ kuvvetlendi - kulzos yorumlanmış/eleştirilmiş geniş bir kitap sözlüğü haline geldi - ünlü yazarlar kulzos kitap topluluğuna ilgi gösterdi - yayın evleri kulzos'a reklam verdi gibi... ilk etapta aklıma gelenler; çoğaltılabilir/geliştirilebilir.
yukarıdaki açıklamalarım doğrultusunda bir model geliştirilirse diğer yazarların da yapılmak istenenin ne olduğu konusunda bir fikri olur.
başlık moderasyon tarafından benzer amaçlar doğrultusunda çizilmiş bir çerçeve ile sol tarafa sabitlenir. ilgilisinin de çok kolay dikkati çekilmiş olur. başlık kitap toplulukları ile ilgili sosyal medya hesapları ile etiketlenerek paylaşılır. gün gelir kitap almak isteyenlerin "dur kulzos'a bakayım, neler yazılmış?" diyeceği bir düzeye ulaşılır(uzun vadeli hedef). tabi tüm bunlar zaman isteyen uğraşlar. moderasyonun bu kadar zamanı var mıdır acaba?
son olarak anket sonucu ile bir tema belirlenmeli bence de... her türlü kitabı okuyan birisi değilim ama kuralları ve izlenecek adımlar net belirlenirse dahil olacağım topluluktur.
düzenli olarak iki haftada bir başlığa yazmayı düşünüyorum. her seferinde okuyacağım kitapları da yazacağım belki biri bana eşlik eder ya da okuduysa fikrini belirtir diye.
@buyucu'nun bir sıkıntısı varmış. birçok tür kitabı okuyamıyormuş. aslında bu da genel bir sorun. herkes her türde okumak zorunda değil. benim çözüm önerim şu; topluluğu -tabii ileri zamanlarda- gruplara bölebiliriz. mesela bir grup bir tarih kitabı okurken diğeri de fantastik/bilim kurgu okur. tabii nasıl uygulanır bilemem ama böylece katılmak isteyenler teşvik edilir, hem de topluluğun tür çeşitliliği sağlanmış olup tek bir türe bağlı kalınmaz.
kulzos kitap topluluğunda tur dönsün diye ( kulzos kitap topluluğu/#145382 )girdide belirlenmiş 3 kitaptan "ağrıdağı efsanesini" okumayı seçtim.
kitabın yazarı veya karakterlere ilişkin bilgileri tekrar yazmayacağım, (Ağrıdağı efsanesi/#145903 ) ulaşabilirsiniz.
-------------
gelelim kitaba...
her ne kadar kitabın görünen yüzü aşk hikayesi olsa da yaşar kemal'in vermek istediği sosyal mesajı çok daha geniş kesime ulaştırmayı amaçladığı için böyle bir hikayeyi paravan olarak kullandığını düşünüyorum.
Osmanlı dönemindeki beylik, ağalık, paşalık sistemine, "ben öyle istiyorum, bitti!" düzenine başkaldırıyı anlatıyor. gariban ahmed'in hak tarafından kendine gönderildiğine inandığı varlığa sahip çıkışının, beyin zulmüne boyun eğmeyişinin hikayesi.
olay örgüsü her ne kadar hayal ürünü olsa da dönemin gerçeklerini yansıtıyor. okurken insanlar davalarına ne kadar da bağlılarmış dedirtiyor. tutum belirlerken çıkar değil verilen sözün arkasında durabilmek, inandığı doğru için irade gösterebilmek, görülen gerçeği kabullenip, sahip olunanla yetinmek (memo'nun fedakarlığı), haysiyet önemli. yüz yıllar geçtikçe nasıl da bu değerleri yitirmişiz "insan" olarak!
diğer dikkatimi çeken konu: gücün temeli, kandan (haneden) gelmiyor, halkın örgütlü davranışından geliyor. tanrısal ego yaşayan mahmut bey'in haksız kararları karşında halkın birleşerek direnmesi çok çok etkili oluyor. birileri ne kadar "ağa da, paşa da benim" dese de halkın fikren tek güç haline gelmesi karşısında boş kalıyor.
120 sayfa olan kitap 1 günde hatta hızlı okuyanlar için yarım günde bitirilebilecek türden. sade bir dille yazılmış. tavsiye konusuna gelince zaman kaybı değil, keyifle okunur.
bireylerin kendi başına okuduğu kitapları başlıkta paylaşmak yerine kulzos film topluluğu gibi bir konsept belirlenmeli, bu konsept üzerinden de bir kitap listesi hazırlanmalı ve dileyenlerin bu listede bulunan herhangi bir kitabı okuyup girdi olarak yazması yeter. tabii diğer önerilere de açığız. önerisi olanlar girdi, yorum veya bana mesaj atarak önerilerini paylaşabilirler. ya da ne tür kitaplar okuduklarını söyleyerek konseptin belirlenmesinde yardımcı olabilirler.