dark horse comics tarafından yayınlanan çizgi roman karakteri ilk olarak 2004 senesinde guillermo del toro'nun yönettiği filmle uyarlanmıştı sinemaya. sonrasında, gene toro'nun yönettiği golden army gelmişti. her iki filmde de hellboy'u ron perlman abimiz canlandırmıştı. çizgi roman uyarlaması olarak da, sinema dili olarak da özellikle ilk filmi çok beğenmiştim ben.
film şimdi (normal olarak) yeniden gelecek sinemalara. bu sefer yönetmen Neil Marshall, hellboy'u ise David Harbour canlandıracak. harbour'un hellboy olarak görüntüleri filmin resmi feysbuk sayfasına düşmüş; şöyle ki. bence olmuş... hadi hayırlısı.
lionsgate'in kafasına göre iş yapması sebebiyle yeniden çekiliyor hellboy'un hikayesi. guillermo del toro ve ron perlman 2. filmden hemen sonra "hellboy 3 için çalışmalara hemen başlayalım" diye sıkıştırmışlardı ama para babalarının kılı kıpırdamamış, her iki filmin de gişe hasılatları çok iyi olmadığı için 3. filmin yapılmayacağını açıklamışlardı. şimdi ise, adeta del toro ve perlman'a küfür eder gibi hikaye yeniden anlatılacak. iyi ki, hellboy'un maceraları çeşit olarak zibil gibi. minik hikayeciklerle bu film de sürükleyici olacaktır. hikayesi kısır olabilecek bir kahraman olsaydı bu (ilk aklıma gelen hulk oluyor), büyük kavgalar çıkabilirdi.
beklentiyi pek de büyütmemek lazım. yeni filmin yönetmeni olan neil marshall, the descent ile tanınmış, game of thrones'un birkaç bölümünü yönetip isim yapmıştı. yeni hellboy'umuz david harbour ise, o kadar plastik makyajın altında ezilebilir. iyi bir karakter oyuncusu olsa da, ne yazık ki perlman'daki karizma kendisinde yok. ama bir konuda beklentim şimdiden tavan yapmış durumda, engelleyemiyorum: milla jovovich nasıl bir nimue olacak acaba? izledikten sonra beni yere serebilecek tek devasa beklentim bu. umarım boşuna gaza gelmiyorumdur.
2019'un en iyi çizgi roman uyarlamalarından biri olmaması için odin'e dua etmeye şimdiden başladım ben. yoksa, perlman'ın ve del toro'nun mükemmelleştirdiği ilk iki filmin esamesi bile okunmayacak. bunun gerçekleşmesinden çok korkuyorum.
2019'un nisan ayında vizyona girmesi planlanan; eğer bu afişle vizyona sokulursa gerçekten de ortalığı darmaduman edebilecek bir film olmasını tüm nöronlarımla istediğim, popülerlik olarak ise guillermo del toro'lu, ron perlman'lı, doug jones'lu eski ikilemeyi geçmesi mümkün olmayan film.
seriyi baştan başlatmamaları güzel olacak. gene de insan del toro'yu ve perlman'ı görmek istiyor. lionsgate'in kafasına sıçayım. cameo olarak bile birkaç saniye görülebilirler ve hellboy hayranlarını mest edebilirlerdi. büyük fırsat teptiler bence.
Fragman düşmüş ortamlara. Ron perlman'dan sonra david harbour'a alışmak zor olacak lakin harbour da mükemmel görünüyor. Başka da Bi tarafı çekmedi açıkçası fragmanın. Neyse, darısı gece geve aklıma düşen spawn'ın başına...
hepimizin aklında ron perlman'ın hellboy'u yer ettiği için david harbour'un canlandırdığı hellboy biraz garip kaçabilir gözünüzde; ancak filmde güzel iş çıkaracağına inanıyorum. fragmandan anladığım kadarıyla eski filmdeki gibi "olgun" ve "görmüş geçirmiş" bir hellboy değil, göreve yeni atanmış bir hellboy ile karşı karşıyayız. bu seferki cidden "boy" olabilir yani.
filmin r-rated olarak açıklanması sonrasında daha karanlık, ciddi ve kan dolu bir film olacağını düşünüyordum; ancak fragmandan anladığım kadarıyla çizgi romanlardaki gibi eğlenceli ve espritüel bir hellboy göreceğiz perdede.
tek aklıma takılan milla jovovich ayrıntısı oldu. tamam kendisini severiz; ancak daha genç bir kadın oyuncu seçilebilirdi diye düşünüyorum.
50 milyon dolara anca çıkartılabilmiş bütçesini dahi gişede çıkartabileceğine dair umudu olmayan, nisan ayında gösterime girdikten birkaç hafta sonra vizyondan kalkmış, guillermo del toro ve ron perlman'ın ahını almış universal pictures'ın 2004 ve 2008'deki filmlerin üzerine 3. ve son filmi çekme konusunda inat etmesinin sonucu olarak reboot edilen hikayenin ilk filmi. büyük ihtimalle uzun bir süre sinemada hellboy ile ilgili hiçbir şey göremeyeceğiz. yapacağınız işe sıçam!
filmle ilgili haberler medyaya servis edildiğinde, yönetmeni neil marshall, senaristi andrew cosby, tabii ki bütçesi ve yan karakter azlığı ilk eleştirilen yönleri olmuştu. yönetmen ve senaristin hellboy gibi dark horse comics'in en popüler karakterinin filminin ağırlığını taşıyamayacaklarından söz ediliyordu. bütçenin, del toro'nun 3. film için istediği 120 milyon dolar civarında değil, 50 milyon civarında kalacağı kesinleştiğinde de, "çocuk filmi çekerler artık" eleştirileri yağmur gibi gelmişti. yan karakterlerden olan "alice monaghan"'ı siyahi ve ingiliz aksanlı birine oynatacakları, film planlanırken su üstüne çıkmıştı. monaghan'ı sasha lane'in canlandırmış olması felaket olmuş. ne oyunculuğu iyi ne aksan yapabiliyor (kendisi amerikalı) ne de mimiklerini iyi kullanabiliyor.
bütün bu olumsuzlukların yanında, david harbour'ın özellikle stranger things'ten edindiği popülerliğinden yararlanmak güzel fikirdi ve tuttu. hellboy olarak da hiç sırıtmamış. filmden çıkanların "sanki perlman'ın hellboy'u daha gerçekçiydi" diye düşünmeleri gayet doğal çünkü perlman hellboy'u adeta içselleştirmiş, dudağının köşesindeki purosuyla simgeleştirmiş, çizgi romandan fırlayıp gerçek dünyaya düşmüş bir anti-hero yaratılmasında büyük pay sahibi olmuştu. harbour ise, bir karakter oyuncusu olarak hellboy olmaya çalışırken, fazla plastik makyaj ve cgi'ın esiri olmuş gibi görünüyor. filmi izlerken, perlman'ın küfürlerini bile özlediğimi fark ettim. yeni filmle ilgili beni en çok heyecanlandıran, nimue'yu canlandıran milla jovovich'in performansının nasıl olacağıydı. bence üstesinden gelmiş, the blood queen'i çizgi roman gerçekliğinden sinemaya taşıma noktasında başarılı olmuş. jovovich'in oyunculuğunu itin götüne sokan çok fazla izleyici ve eleştirmen olduğu için hellboy'da da "filmi bok etmiş" diyenleri duyacaksınız. broom'u canlandıran ian mcshane, filmin geniş kitlelerce eleştirilemeyecek tek kısmı olabilir. filmde ingiliz aksanını en iyi veren, mimikleriyle oyunculuğunu gerçekçi olarak izleyiciye iletebilen mcshane'in harbour ile olan uyumu da nefis.
senaryonun karman çorman hale getirilip bokunun çıkartılmış olması, en çok eleştirilen berbat bilgisayar destekli efektlerden bile daha önemli. "çizgi romana sadık kalmaya çalıştık" diye özetlemiş marshall ama yemezler. del toro'nun 2 filmindeki senaryo bağlantılarında "hee" diyerek şaşıran geek olmayan izleyici, bu filmi sikko aksiyon filmlerinden birini izliyormuşçasına izlemek zorunda bırakılmış, ortaya konulan çorbadan ilgisini çekenlere yoğunlaşmış durumda. sırf biraz daha fantastik kurguya yakın olsun diye senaryoya dahil edilen zibilyon adet yaratığın ne hellboy'un orijinal çizgi roman serisiyle bir ilgisi var ne de akıp giden senaryoya herhangi bir olumlu katkısı var. burada "belki çocuklar için yapmışlardır" diye düşünebilirsiniz ama film önce 18+ etiketiyle vizyona gireceği beklentisiyle pazarlandı. ardından 15+'ya çekildi. benim dün malum ortamlardan edinip izleyebildiğim halinde küfürler bile sansürlüydü mesela. ama filmin içindeki şiddet boyutu hiç de 15+ değil, 18+'ydı. çocukları sinemaya çekebilmek için filmin +15 yapıldığını (ve böylelikle küfürlerin sansürlendiğini), çizgi roman geeklerini ve orta yaşlıları sinemaya çekebilmek için de şiddeti abarttıklarını düşünüyorum. evet; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. girdinin başında "yapacağınız işe sıçam" derken, yukarıda yazdığım bütün olumsuzlukları düşünüyordum. gerçekten de, canavar gibi bir çizgi roman karakterinin mahvedilmesine tanık olmak çok üzücü.
filmin en iyi yönü ise müzikleri. soundtrack albümü çıktığında (belki de çıkmıştır, bilmiyorum), bir şekilde edinmenizi tavsiye ederim. bunun dışında, ne desem boş. yazdıkça içim kararıyor, moralim bozuluyor. bu kadar gömdüm ama benim gibi hellboy hayranları için gene de gideri var bu filmin. zaten çizgi romandan bildikleri ayrıntıların hemen hemen hepsinin tek bir filme yedirilmeye çalışılmasına kanmayacaklardır ama olsun; "aa, bu da mı varmış" tepkileriyle filmin sonunu getireceklerdir. filmin sonunun açık bitmesi de bambaşka bir hüzün kaynağı olacak çünkü yukarıda da yazdığım gibi, hellboy'u reboot ettikleri gibi toprağın altına sokacaklar, bir daha uzun bir süre hellboy filmi izleyemeyeceğiz. önümüzde bir kapı açılmış ama o kapıdan içeri giremiyoruz, kapı bizi kabul etmiyor gibi bir durum mevcut. bok gibi hissediyorum dün geceden beri ya.
başta universal, ardından lionsgate, del toro'ya yıllarca ayak diredikleri ve 120 milyon doları ateşlemedikleri için mutludur umarım. hellboy hayranlarının elindeyse, cehennem çocuğunun daş gibin çizgi roman külliyatı var. uzun vadede çok üzüleceklerini sanmıyorum. anlık hüznü atlatmak ise, biraz uzun sürebilir tabii.
berbat olan son filminin en güzel yönü olan başarılı afişlerinden ikisi, benim gibi hellboy'un çizgi romandaki hali ne gönül vermiş olanlar için nimet olan karakter.
Son 20 dakikası görsel şölendi bana kalırsa 2019 yapımı olanın. Geri kalanı ise yer yer sıkıcı, hele ki ilk filmin tadını veremeyen bir film izlenimi bıraktı. Yalnız o son 20 dakikadaki hayal dünyası genişliği tüm sıkıntıyı unutturdu bana...
Ron perlman'dan sonra çok umutlu olsam ve sevsem de david harbour'a biraz yabancı kaldım. Milla jovovich'se filmin pozitif bonusu oldu benim için.
Sonuç olarak çizgi romanlarına uzak olduğum için sadece film olarak, seri içinde değerlendirebileceğim bir film benim ve diyeceğim odur ki gideri var. Bir ara ilk iki filmi baştan izleme isteği uyandırdı en azından bende.