Kendisiyle benzer şekilde bir saygı takıntım olduğundan (yahut saygısızlığa katlanamadığımdan demek daha doğru olacak), çevrem tarafından benzetildiğim dizi karakteri. Yer yer "Ercüment Çözer'e bağladın yine" lafını çok duyarım çevremden.
Ne mutlu ki, tek taraflı bir isteğim yok, her ortamda, her durumda saygı gösteririm. (Ercüment gibi, hep banacılık yok.) Ve ne mutlu ki, kimseyi öldürmedim. *
Ancak saygısızlıkla karşılaştığımda direkt tepki veririm. Örnek vermek gerekirse, misal bir tünele girerken sağdan gelen biri kaynak yapmaya çalışıyorsa, arabamı çarpma pahasına da olsa yer vermem. Birkaç kez saygısızlığı arşa çıkarıp uyanıklık yapmakta ısrar eden, beni de keriz yerine koymaya çalışan sözde gamsız, özde yüzsüz kimselerin arabalarının kapılarını içeri sokmuşluğum mevcuttur. Özellikle trafikte, arabadan inerek arsızlığına arsızlık katanlar için de aracımda haydarvari malzemelerden çok daha verimli bir malzemeyi bulunduruyor, gerektiğinde kullanmaktan da açıkçası geri kalmıyorum. (hayır, tabii ki ateşli silah değil.)
Behzat ç'nin kötü ama karizmatik, derin Devletin psikopat iş adamı. Saygı dizisinde ise kendi idaresinde olan işleri değil, çaylak aşıklara nasıl arka çıktığını izliyoruz. Farklı kılıklara girerek yakınlaşmak istediği insanlarla tanışma skilli aynen devam ediyor.
Dijital platformlar için yerli diziler adına verimli bir sene oldu. Memleketimizin don corleone'si ercü, hayatımıza bir şekilde geri döndü. Yürü be gümüşlük reyiz.