10 numara siyaset insanı, bugünkü konuşmasında hdp eşbaşkanının söylemine verdiği cevap mükemmeldi. ayrıca siyasi anlamda kimlerin kimlerle beraber olduğunu düşündürmüştür. dediği gibi kedi buradaysa ciğer nerede? eğer ciğer buradaysa kedi nerede?
en geç 2023 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde millet ittifakı'nın adayı olarak görülmesi baya bir yüksek olan politikacı. cumhurbaşkanı olur ise görevini nasıl yürütür orası bilinmez ama sadece kendi oy bölgesinde değil özellikle doğu illerinde ikinci veya birinci aday olarak çıkması hiç de zor değil.
Orta Dünya göndermesi ile Bizim yüzükçü berat'ı gollum'a benzeterek efsane ayar vermiş iyi parti genel başkanı. Yalnız Tek sıkıntı bizim gollum yüzüğü başka yere takıyor*.
Türkiye'nin en karanlık dönemlerinden birine içişleri bakanı olarak imza atmış; günümüzün sözde "ablası", "teyzesi", "umut kaynağı", vesairesi haline gelmiş; milliyetçi,muhafazakar, zamanında mafyatik oluşumlarla pek bir içli dışlı olmuş siyasetçi.
Dün yaptığı konuşmada boğaziçi üniversitesi direnişi ile ilgili iktidara haklı olarak giydireyim derken, mensubu olduğu görüşün ne olduğunu unutmuş olduğunu da gösterdi bizlere.
Sayın 'abla', 'başbuğumuz' * dediğin zat, sandığın gibi kelebek yürekli veya dava adamı falan olmamakla birlikte, kendisinin deniz gezmiş ile ilgili olan görüşünü / fikrini de belli ki yanlış hatırlıyorsun.
Bugün "zevzekçe" bir konuşma yapmıştır. Türkiye'de iktidardan çok muhalefet problemi olduğu doğrudur.
Bu iktidarı bunlardan başka kimse orada tutamaz.
Sahne arkasında pudra şekerlerini beraber alıyorlardır büyük ihtimalle ve siz niye adamlardan iktidar olmasını bekliyorsunuz ki ? onlar durumlarından gayet memnun zaten.
Her dönemin adamları kadrolarıyla bu kadar muhalefet oluyor işte.
politik açıdan emekli amiral dedelere karşı yaptığı çıkışı son derece yerinde bulduğum, iyi parti lideri.
iyi parti mecliste bulunup akp'den oy bölme potansiyeli bulunan ve stepnelik yapmayan tek parti. hdp oyları zaten konsolide olmuş durumda, chp'den iyi parti'ye gitmiş oylar da bu çıkışla en fazla chp'ye geri döner, akp'ye gitmez.
dediğim gibi akp'den oy bölecekse bu kadın bölecek. böyle bir çıkış yapması da son derece elzem ve yerindeydi. açıklayayım.
öncelikle, çok rica ediyorum bu emekli dedelerin çıkışını son derece haklı ve meşru kadın hakları eylemlerinde, boğaziçi direnişinde vs dile getirilen "iktidarın ekmeğine yağ sürme" iddiası saçmalıklarıyla karıştırmayalım. şu yazımda da dile getirdiğim gibi emekli amirallerin montrö bildirisi/#251196 "bu açıklamayı terziler odası, emekli öğretmenler toplaşması ya da kanarya severler derneği yapmış olsaydı, derdim ki ülke geleceğinden kaygı duymuş bir avuç insan oturmuş fikrini yazmış, dile getirmiş, helâl olsun, demokrasinin gereğidir. ama bu açıklamayı emekli askerler yapmışsa ben orada sorarım, elinizde güç varken maçanız yer miydi memleket lehine laf etmeyi, yoksa o sırada terfi makam mevki mi kovalıyordunuz?" diye. bana daha çok vicdan temizlemeye çalışıyorlar gibi geldi.
hemen hiçbir konuda pek üstün bir kavrayış geliştiremeyen akp seçmeni oylarına oynamak isteyen bir lider olsaydım, akşener'le bire bir aynı çıkışı sergilerdim. böylelikle darbeci yaftası yemezdim. akşener bu açıklamaya destek çıksa ya da sessiz kalsaydı, yandaş medyanın seçimlere kadar yapacağı akşener karalamasını düşünmek bile istemezdim. kuşkusuz ki akşener bildirinin içeriğine karşı olduğu için falan bu çıkışı sergilemedi. bunları da görmek lazım.
çin'in yaptığı zulümlere ses çıkartan türkiye'deki ender milliyetçilerden.
halbuki ben akp ve mhp'nin de uygurlu müslüman kardeşlerine filistin'deki kardeşleri gibi sahip çıkmasını beklerdim.
kendisiyle taban tabana zıt bir hayat görüşüm var. belki kendisinin nefret ettiği insanlardan biriyimdir. ama çhc karşısındaki tutumu hoşuma gitmedi değil.
bu yazının başlığı meral akşener olsa da konusu hayvan haklarıdır. kendisinin siyasi görüşleri inceleme konum dışında.
kendimle ilgili şöyle bir bilgi vereyim, ben konu hayvansa herkesle görüşürüm, herkesle anlaşmaya uzlaşmaya çalışırım. hayvanlara yarayacağını bilsem masalara çıkar dansöz gibi de oynarım, hiç koymaz. aynı yüzsüzlüğümü para pul için gösterebilseydim, şu an akp'nin en önde gelen isimlerindendim, neyse ki şerefsizliğimin sınırları var.
sene 2018, iyi parti kuruluş aşamasında, bahçeli kendisine yakışacak şekilde akşener kongresini yaptırtmamış, bu mağduriyet rüzgarını da arkasına alan meral akşener'in coşkulu bir yükselişi var. kim bilir o sırada chp muharrem ince kartını oynamasa daha neler de olurdu; ama tarihi bir yanlışa imza atıldı bence, neyse. bilen bilir, seçim zamanları siyasilerden bir şeyler istemek için en iyi zamanlardır. biz de elimizde yasa metinleri siyasetçi kovalıyoruz o haliyle.
cumhurbaşkanı adayları netleşince bütün adayların kalemlerine ulaşarak hayvan hakları konusunda mevzuat değişiklikleri ile ilgili görüşmek üzere randevu talep ettik. bunlardan meral akşener sadece yarım saat içinde, üstelik de bizzat dönüş yaptı ve hemen ertesi güne randevu verdi. bu kadar hızlı dönüş yapmasının sebebini ise "hak bazlı mücadeleleri çok önemsiyorum, toplumun iyi yönde dönüşümünün bu mücadeleler sayesinde olacağına inanıyorum" diyerek açıkladı. toplantıda haykonfed yetkilileri ile birlikte hayvanlara adalet derneğinden iki avukat arkadaşımız da hazır bulundu. toplantının haber linki
diğer cumhurbaşkanı adaylarından demirtaş ve ince de aynı hafta içinde dönüş yaparak randevu verdiler; ancak muharrem ince daha sonra iptal etti. bir mitingi sırasında haykonfed yetkilisi 20 saniyelik ayak üstü bir görüşme gerçekleştirebildi kendisiyle. kendisinin seçim bölgesi olan yalova'da yaşanan kepazelikleri bilip de kendisiyle hayvan hakları konusunda bir görüşme gerçekleştirebileceğimizi düşünmek de bizim saflığımızdı aslında. kendisinin en çok hak ettiği yer olan siyaset çöplüğünü boylamış olması benim için çok büyük mutluluk. yalova'da olanlar: www.haberler.com/...www.cumhuriyet.com.tr/... iki elimizle bi chp'mizi doğrultamadık, bize de ne diyim hiç bilmiyorum ya, neyse. akşener'e dönelim, demirtaş'ı kendi başlığında yazarım.
meral akşener'le yapılan toplantı ile ilgili avukat arkadaşlarımın izlenimleri ve hayvan hakları toplantısının notları ise şöyle:
- meral akşener'i son derece samimi ve konuya hakim bulmuşlar. en kolay göz ardı edilen konu olan hayvan hakları konusunda, barınakların durumu, sokak hayvanları, hayvanat bahçeleri, hayvan dövüşleri gibi birçok temel sorun hakkında şaşırtıcı derecede bilgi sahibiymiş.
- hiçbir siyasi liderle ilgili kötü bir söz sarf etmemiş. konuyu siyaset eksenine çekmeden hayvanların mağduriyeti ve toplumsal düzeyde ele almış.
- o sırada hazır bulunan basın mensupları, hayvan hakları haricinde soru sormak istediklerinde "bu toplantının konusu hayvan hakları. başka konuları konuşursak hayvanlarla ilgili kısımları yayınlamazsınız, hayvan hakları ikinci planda kalmasın, randevu alın ayrıca görüşelim" diyerek bu soruları cevaplamaktan kaçınmış. konunun dağılmasına müsaade etmemiş.
- oğlunun gezi'de yaralı hayvanlarla ilgilendiğinden bahsetmiş. orada hayvanların da eziyet gördüğünden söz etmiş.
- faytonlar, hayvan dövüşleri, yunus parkları konusunda doğrudan yasaklama ve caydırıcı ceza getirilmesi gerektiğini söyleyerek "hayvanlar mağdurdur ve mağdur olanlar yasayla korunmalıdır. toplumda itilip kakılan kesimlerle ilgili hak mücadeleleri -ki hayvanlar da bu kesimlere dahildir- benim özel ilgi alanıma giriyor." demiş.
- "iş güç sahibi, meslek sahibi insanlar hayvanlar için toplanıp buraya gelmişse, ben bu yazıyı gözüm kapalı hiç okumadan imzalarım." diyerek hayvanlarla ilgili beklentilerimizi içeren metni imzalamış. yazının tam metni içinwww.diken.com.tr/...
- toplantının sonunda akşener "ben söz verdim size; ama bunu burada bırakmayın, beni takip edin. sözümü tutmazsam yüzüme yüzüme vurun. 'sen bize söz vermiştin kadın, şimdi sözünü tut' diye karşıma dikilin." demiş.
- biz "bu kadarına da şükür" derken, toplantıdan sonra iyi partinin istanbul kağıthane teşkilatından bir üye arayarak, pazartesi taleplerimizi bütün ayrıntılarıyla konuşmak ve bir çerçeve oluşturmak için bizden randevu istemişti. yalan yok, ben o sırada error verdim, biri trollüyor sandım. ama gerçekmiş. hayvan hakları ile ilgili bir ekip kurmuşlar, sorunları ve yapılabilecekleri görüşmek istiyorlarmış. o zamandan beridir iyi partililerle bir sürü faaliyetimiz oldu. 3 yıldır devam eden yaklaşımları kendilerinin samimiyetini bana tam olarak ispat etmiş durumda.
bizim gözümüzde yaşam alanını bir hayvanla paylaşan, kucağında kendi türünde olmayan bir canlıyı sevgiyle tutabilen bir insan bir adım öndedir. toplantının basına kapalı bölümünde tedavi ettirdiği hayvanları anlatması, kendi koruması altına aldığı hayvandan yola çıkarak sokak hayvanlarıyla empati kurabilmesi, hayvanların hak süjesi olarak kabul görmesi gerektiğinden söz etmesi bizim gözümüzde hep artı puanlar.
bunları da yazma niyetim epeydir vardı, bu güne kısmetmiş. ben fikren kendisine uzak olsam da akşener'i severim, kendisini de partisini de daha uzun yıllar aktif politikanın içinde görmek isterim.
Şaka Maka ülkeyi yönetmeye talip olan ve gençlere güzel bir gelecek vaat eden siyasilerin hiçbirinin gençlikten haberi yok. Değiştirin olm şu danışmanlarınızı.
Büyük kumar oynamış siyasetçi. Resti tutmazsa tüm muhalefet bloğu restin altında kalır.
Göreceğiz ne olacak, rest tutarsa umarım Mansur yavaş'ı çıkartmazlar; hitabeti iyi değil RTE paramparça eder Mansur yavaş'ı bence.
İmamoğlu rte'yle kapışabilir ama kazandıktan sonra otoriter eğilimler gösterme ihtimali bence yüksek, ona da öyle bir çekince bırakıyorum.
Ekleme, mesele muhalefette değil gerçekten mesele iktidar seçmeninin inatlığında bu kadar inatçı olmasalar siyaset bu kadar kilitlenmeyecek işte.
Ekleme 2, adaylığı bu kadar ertelerseniz işte böyle kriz çıkar şunu geçen sene kararlaştırsaydınız ne olurdu sanki.
Ekleme 3, politikacılara güvenilmez bağımsız devlet kurumları şart.
altılı masa adlı blok; parlamenter sisteme dönüş, tek adam zihniyetinin geride bırakılıp güçler ayrılığının yeniden tesisi ile türkiye'nin yeniden demokratikleştirilmesini amaçlayıp buna çalışan bir bloktu son baktığımda. fakat gördük ki içeride erdoğan'ı yenmek için erdoğanvari aday ihtiyacı duyan kimseler varmış. imamoğlu/yavaş/ince vs. aday olsun 'kazanacak aday' istiyoruz diyenler aslında ortak aday her kimse onu destekleseler zaten kazanacak bir adayları olacak, çok basit. akşener'in -hadi yavaş'ı saymazsak- chpli imamoğlu'na adaylık çağrısında bulunması da samimi, gerekli ya da herhangi bir müspet ifadeyle açıklanamaz.
altılı masa aday sürüncemesine çok takıldı. önemsiz meseleyi kilit noktaya getirdi. muhtemelen akşener'in ısrarı etkili oldu bunda. adayla değil kadroyla toplumun karşısına çıkmaları gerekirdi. artık biraz geç kalındı. hayırlısı olsun. her şeye rağmen gideceklerini gösterir emareleri görmezden gelmeyip inancı diri tutup çalışmaya devam etmek lazım.
"zamanlaması manidar" sert hareketler yapan politikacı.
ortalık yangın yeri, deprem felaketi inanılmaz boyutta ak partiye oy kaybettirdi, en ağır ak kaleleri bile hükümeti eleştirmeye başlamıştı. hala gitmeyen yardımlar gün geçtikçe herkesi bir şeyleri anlamaya daha hızlı itiyordu. ancak şu an bu şekilde davranması koca soru işaretleri oluşturdu.
gündem korkunç bir hızla değişti, deprem ikinci sırada şu an.
chp'nin üyelerinden olan yavaş ve imamoğlu'na seslenmesi abesle iştigal. lan aylardır konuşuyorsunuz, hiç mi aday adı geçmedi. bence haberi yokmuş gibi davranması ikna edici değil. elbette aday her kimse adı geçmiştir, konuşulmuştur. ne oldu yani ilk defa bugün mü konuştunuz?
olm niye anlaşılmıyor ya, @kraftwerk'e sonuna kadar katılıyorum. çıkıp diyecektiniz ki biz beraberiz bitti gitti. aday maday geç gitsin. önce ana problemden kurtulacağız yol haritası bu.
ama akşener tutup da ekşi'deki ergen atarına güvenip bunu yaptıysa daha da saçma.
mansur'u da vermiyorum ya, istemiyorum artık, belediye başkanı olarak kalsın. i.melih canına okudu şehrin. yıllar sürecek düzelmesi. şimdi bunlar saçmalarken belediye başkanımdan da olacağım durduk yere. şehrim de gidecek elden.
başka bir partinin görev başındaki belediye başkanlarından medet uman siyasetçi. nasıl olacak bu iş. iki belediye başkanından biri görevinden ve partisinden istifa edip iyi parti adayı mı olacak. bugün partisini satıp dönen yarın seni satmaz mı. chp'li bir siyasetçinin iyi parti cumhurbaşkanı adayı olması kadar saçma bir şey düşünemiyorum. kendi partinden adamın varsa aday çıkarırsın. milyonların önünde başka bir partinin mensubunu ayartmaya çalışmak kadar acınası bir tavır olamaz. kemal dedeye dede diyorsunuz ama abla genç yaşında bunamış.
Aşağı yukarı 1 sene -belki daha çok belki daha az- içinde olduğu ittifakın her kararına destek verip seçime 2,5 ay gibi bir süre kalınca "Omo bon o odoyo dostok vormom" diyerek kendisini ve partisini 6'lı masadan çekmiştir. Elbette kılıçdaroğlu gibi bir adayı kimse istemiyor fakat zaten bu adamın kendisini aday yapacağı neredeyse aylardır bilinen bir şeydi, o zaman çıkıp da buna açık açık itirazlar etti mi? Belki etmiştir bilmiyorum ama ne olursa olsun kararının zamanlaması çok manidar.
herkes bir şeyler yazmış ama bundan sonra ne olacağı hususunda pek fikir beyan etmemiş, olacaklarıda ben yazayım. kılıçdaroğlu kara sevda ile tutkulu olduğu hdp yi masaya alacak, masadaki diğer cücükler ne oluyor lan diyecek, kılıçdaroğlu da zaten hepinizi toplasak yüzde 2 oyunuz var tatava yapmayın diyecek, iyi parti madem öyle biz aday çıkartmıyoruz tayyip beyi destekliyoruz diyecek, mansur yavaş chp den istifa edip mhp ye geçecek, yuvama döndüm diyecek. kısacası bu seçim chp-hdp ittifakı ve ak parti-mhp-iyi parti ittifakı arasında olacak. vel hasılı kelam kılıçdaroğlu iyi partinin bu hamlesi ile, hdp sine kavuşmuş oldu. saadet partisi-bbp ise tayyip tarafında olacaktır, tayyip erdoğanın kazanacağı en kolay seçim olacaktır.
Hatırlamakta pek zorlanmayacaktır; sırf kötülükten, liyakatsızlık, ilkellikten kurtulmak için canla başla fikren karşıt olunan adaylara bile destek verdi bu halk. Mansur yavaş mhp'deyken peşinden koştu herkes aman kazansın diye.
İmamoğlu büyük bir devlet adamı, çok iyi bir yönetici diye mühürsüz oylara rağmen iki defa kazanmadı.
Daha kaç defa olması gerekiyor bu kişisel çıkar müptelâlarının anlaması için? Önce düşman memleketten kovulur, memleket kurtulur. Ardından nasıl ilerleyelim kavgası başlar. Daha yunan ankara'nın kapısında duruyorken, vay da hilafeti kaldırmak istiyor diye olay çıkarmak, düşmana destek veren yedek cephe açmaktır.