bir haggard kadar kalabalık olmasalar da*, sabit olan 9 elemanıyla oldukça kalabalık gruplardan biri. hem eski albümleri hem de 2010 sonrası satışa sunduklarıyla orta avrupa'da dikkat çekmiş olanlardan.
evocation serisi 8 yıllık bir sürece yayılmış gibi görünse de, aslında en beğenilmeyen albümleri bunlar. hikayeli içerik söz konusu olduğunda, folk metalin devamlılığı iyidir ama dinleyici hikaye okumak ister, dinlemek değil. konsept olarak tek albüm fikri güzel ama bunu devamlı bir hikaye anlatımına dönüştürdüğünüzde (hele ki, bir de, ismi duyulmuş bir grupsanız), dinleyiciler sizi itin götüne sokmaktan imtina etmezler. bu yüzdendir ki, evocation serisi, grubun en kötü albümleri olarak bilinir.
son albümleri ategnatos 'u dinledim. zaten eluveitie, hakkında kulak dolgunluğum olan bir gruptu ama folk metal benlik bi' tür olmadığı için uzak duruyordum kendilerinden. bunun nedenini ategnatos'u dinledikten sonra daha iyi anladım: vokalleri pop, müzikal doluluğu ise senfoni çerçevesinde sabitlenmiş grupların ne istediğini bilmez bir halde çalıp söylediklerini düşünüyorum. 19 şarkıdan oluşan albümde başlardaki deathwalker, black water down ve a cry in the wilderness ile sonlardaki worship hariç, -dinleyebildiğim değil- tahammül edebildiğim şarkı olmadı. bu 4 şarkının da folk ezgilerini ve özellikle kadın geri vokallerini hiç sevmedim ama brutal vokalin iyi dengelenmiş olması keyiflendirdi beni.
(bkz: finntroll) gibi bir kült varken, folk metali eluveitie'den dinleyebileceğimi sanmıyorum. metali sert bulup rock ile folk ezgilerinin birleşiminden hoşlananlar için ise, ideal bir grup olacaktır. son albüm baştan sona ve bonus şarkılarıyla birlikte neredeyse 1 buçuk saat sürüyor. uzun bir yolculuğa çıktığınızda 2 kere tam tur dönse, zaten varmak istediğiniz yere giderken şimdiden keyiflenmiş olursunuz. türün ilgililerinin radarından kaçmamalı (zaten takip ediyorlardır ama ben tekrar etmiş olayım istedim).