1. Çeşitli yöntem, teknik ve materyallerle var olanı değiştirmek amacıyla yapılan işlemler bütünü.

    Sinema, tiyatro, bale, fotoğrafçılık gibi sanat dallarında profesyonel makyözler tarafından görsel ya da teknik sebeplerle uygulanır. (effect makeup) da denen bu sanat ciddi bir uzmanlık gerektirir.

    i.hizliresim.com/...

    Bazen de günlük hayatta kimlik değiştirmek, kusurları kapatmak ya da güzelleşmek için uygulanır. Makyaj, usta ellerce başarılı bir değişim aracı olabilirken bazen de çok başarısız örnekleri ile felakete de dönüşebilmektedir.

    i.hizliresim.com/...

    Günümüzde makyaj ve kozmetik ürünleri başlı başına büyük bir sektör ve pazar oluşturmakta. Çoğunluğu kadınlardan oluşan büyük bir kitle, popüler kültürün dayattığı güzellik kalıplarına dahil olabilmek için büyük bir zaman, çaba ve para harcamaktadırlar. Olayın sosyolojik, psikolojik ve de ekonomik boyutlarını konuyu dağıtmamak adına başka bir giriye bırakarak makyaj konusuna döndüğümüzde ise, ne yazık ki yediden yetmişe herkesi bu makyaj ve güzellik aldatmacasının içinde buluyoruz.

    Oysa ki naturellik hem insana hem de doğaya en faydalı olandır. Adını bilmediğim, görsem hakkında fikir yürütemeyeceğim onlarca güzellik ve makyaj ürünü var ve bu bana kendimi kötü hissettirmiyor. Aksine bu tuzaktan uzak olduğum için mutluyum. Ama daha 13 yaşında sahne makyajı yapıp sinemaya giden çocukları görünce gerçekten üzülüyorum. Neyse yine konuyu dağıttım.

    Sonuç olarak, işimizin bir parçası ve gereği olduğunda kendimizi profesyonel ellere teslim etmek çok keyifli ancak günlük yaşamda abartıya kaçmadan yapılabilecek bir kaç rötuş dışında makyaj zaman, para ve emek israfı.
    #42779 petra von kant | 8 yıl önce
    0genel terim 
  2. hiç yapmam diyenlerden korkacaksın. "bi ruj sürüyorum o kadar. azıcık da fondöten."

    özgüveni olmayanlar ile sadece keyfi yerine gelsin diye yapanların aynı fondöten altında gizlenmesidir.

    bırak tadayım çıplak yanaklarını.

    ilgili derneğe slogan önerisi; makyaj öpmeye hayır!
    #111531 Tukenmekte olan kisi | 6 yıl önce
    0genel terim 
  3. Yüzü güzelleştirmek için boyama, yüz boyama, yüz bakımı.

    Örnek kullanım: Gece yüzüne yaptığı makyaj değme ustaların işiydi. (F. Otyam)
    #111699 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  4. iyi görüntü sağlamak, belli bir tipi yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve başka organlarında yapılan boyama ve değişimler.
    #111701 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  5. Ne zaman denesem beceriksizliğimi kanıtladığım iş.
    #112362 korkusuz korkak | 6 yıl önce
    0genel terim 
  6. youtube kanalındaki süslüler sayesinde artık herkesin becerebileceği eylem.
    #112392 ozgurluguneduskunkul | 6 yıl önce
    0genel terim 
  7. güzel görünmek, bir yarayı, sivilceyi kapatmak amacıyla kullanılan boya ürünlerinin yüze veya farklı bölgeye yapılmasının genel adı.
    #112409 klderin | 6 yıl önce
    0genel terim 
  8. türkiye'deki çoğu kadının yapamadığı şey. o kadar makyaj videolarına rağmen renk kartelası gibi oluyor yüzleri.
    #112420 kerem | 6 yıl önce
    0genel terim 
  9. japonya'da, giysilere bulaşmaması için, bazı lüks giyim mağazalarının kadınların kafasına poşet geçirme sebebi.
    0genel terim 
  10. Kökeni ilk çağdan eski Mısır ‘ a kadar uzanan, o zamanların motivasyon arttırıcı ve soyluluk göstergesi eylemi.

    Makyajın en temel amacı kişiyi olabildiğince çıtır ve sağlıklı göstermektir. Mor olmayan göz altları, Pembe yanak, kırmızı dudak, yoğun kirpik ve kaşlar elde etmek için uğraşılır. Yetenekli insanların elinde gerçekten olur da :))
    #179609 idealistkuzu | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    0genel terim 
  11. Amerikan siyasetinin de gidişatını belirlemiştir. garip ama gerçek. yıl 1960. başkan yardımcısı Richard nixon ve senatör john f. Kennedy başkanlık için yarışıyorlardır. anketlere göre yarışı 6 puan önde götüren nixon 8 yıldır başkan yardımcılığı yaptığı için halkın iyi bildiği biridir zaten. kennedy’se, seçmenin kampanya duraklarında görebildiği, röportajlardan az buçuk aşina olduğu genç bir senatördür sadece. 26 eylül günü Amerikan tarihinde bir ilk gerçekleşecektir. iki aday ilk defa televizyon kameraları önünde canlı yayınlanacak bir münazarada karşılaşacaktır.

    nixon, makyaj yaptırmayı reddeder. tıraş da olmamıştır. kirli sakalıyla çıkar kameraların karşısına. kennedy zaten bronzlaşmıştır ama kendi ekibi de ona bir güzel makyaj yapar. sonuç? kameralar, stüdyoda gözünüzün gördüğünü yansıtmaz ekrana. çok farklı bir dinamiği vardır. üstelik spot ışıkları da nixon'ı şıpır şıpır terletmiştir. dolayısıyla nixon ekranda hasta, yorgun ve yaşlı bir adam gibi görünür, kennedy’se genç ve enerjiktir.

    dynaimage.cdn.cnn.com/...

    ertesi gün yapılan anketler kennedy’nin nixon’ın önüne geçtiğini gösterir. böylece nixon tek bir hatasıyla, 6 puan önde götürdüğü seçimi kaybetmiş olur.
    #181214 lachattenoire | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    5genel terim 
  12. Herhangi bir ortama girildiğinde tüm kadınların yüzünde abartısıyla var olan renklendirme ve ışıltılar.
    Hiç makyaj yapmam diyengillerden biri olarak iş yerimde hemcinsim tarafından paspal olduğum, birazcık makyaj yapmam gerektiği söylenince benim de ayak uydurduğum gösteriş sektörü. Öyle veya böyle herkes yapıyor, yapmayanlar çok aykırı karşılanıyor ve sonunda herkes bu batağa düşüyor.
    #181841 kaseyibastim | 5 yıl önce
    0genel terim 
  13. Sıralaması vardır. Buna uymazsanız maazallah yağlı ciltlerde makyaj akar, kuru ciltlerde pul pul dökülür annem.

    Yüz yağlı değil nemli olmalı. Yağ yüzün kirli olması anlamına gelir, nem ise sağlıklı olduğuna.
    Yüz tüyleri alınmalı ki fondoten tenle birleşsin.
    Nemlendirici kullanacaksın. Özellikle göz altları nemli olsun lütfen.
    Sonra makyaj bazı kullanılmalı. Yoksa güneş kremi de iş görür kızlar. Nohut kadar kullansanız yeter.
    Yüz böylece fondötene hazır hale geldi. Ama fondöten yerine cc veya bb krem teninizle daha güzel uyum sağlar. Bb krem daha nemli ve kapatıcılığı az olur genelde. Cc ise kuru ve yoğundur. Fakat elbette fondöten kadar değil. Göz altları ve üstü de kapatılmalı ama kapatıcı ile. Genelde yüz renginin bir ton açığı kullanılmalı. Daha fazla değil, doğrusu budur canım.

    Şimdi akmasınlar diye güzelce pudralıyoruz yüzü. Burun kenarları, alın, çeneye özen gösteriyoruz.

    Bundan sonrası tamamen zevkinize bağlı. Bu yaptığımız işlemlerin hepsi makyaja sadece hazırlıktı. Gerisini, başka sınavımın olduğu ve kesinlikle boş geçirmemem gereken bir gecede anlatacağım....

    Sevgiler.
    #229338 idealistkuzu | 4 yıl önce
    4genel terim 
  14. kadınların ve günümüzde erkeklerin, bakım adı altında güzelleşme uğruna gerçekleştirdiği ağırlıklı olarka yüz bölgesini boyama/renklendirme faaliyetidir. amaç tabii güzelleşmek/güzel görünmektir. oldukça masraflı ve zaman alıcı bir uygulamadır da. fazla kaçırıldığında ise insanı hayali karakterlerden olan "joker" e dönüştürmesi olasıdır.

    peki makyajın insanı güzelleştirdiğine kim karar verir? tabi ki çoğunluk.
    yani arz-talep meselesi. güzel olmak isteyen, ilgi isteyen, ego şişirmek isteyen insanlar makyaj yapıyorlar. he bir kesim de var "ben kendim için makyaj yapıyorum taam mı" diyenler; ancak onları oldum olası anlamadım. dünyada son insan kendileri kalsalar, yine de makyaj yapacaklar mı sorarım kendilerine? cevap açık olsa gerek. evet, yüksek erkek popülasyonu makyaj talep ettiği için hanımlar bu eğilimdeler. yüksek kadın popülasyonu da kaslı, diri vücut talep ettiği için erkeklerin büyük kısmı fitness salonlarında bulunurlar bunu böylece denkleştirebiliriz. tabii sağlığım için yapıyorum diyenler ve gerçekten yola baş koymuş beyefendileri durumun dışında bırakıyorum - halbuki sağlık için kasa ihtiyaç duymayız - diyeceğim o ki, aslında her iki cinsiyet de ne yapıyorlarsa bir noktada birbirlerine kendilerini beğendirme güdüsüyle hareket etmekteler. öyle değilse bile bir yerlerde öyledirler.

    şimdi bu konu üzerinden öz düşünce açıklamasına geçmek isterim:

    boya sürmeyen kızlar ilgimi çeker.
    zira özgüveni diğerlerine oranla daha yüksektir.
    güzelliğinden başka şeylere de güveniyordur.
    sağını, solunu göstermeden asil şekilde giyinen hanımefendilerde de bu özellik vardır. özgüven.
    ne demek yahu sağını solunu göstermemek, derseniz sizlere kraliyet ailelerini örnek göstereceğim. giyim tarzları muazzamdır ve soyluluk akar.
    sağlam bir duruş, sağlam fikirler ve kocaman bir kalp. bence boyanarak bu eksiklik giderilmeye çalışılıyor.
    bir kadın neden boyanmaya ihtiyaç duyar? - güzel olmak için.
    güzelliğinden emin olan bir kadın neden boyansın?
    güzelliğin sadece görünüşten ibaret olmadığını bilen bir kadın, neden boyansın.
    güzellik algısının çoğunu dış görünüşe yoran bir çağda doğduğum için oldukça üzgünüm.

    güzelliğini makyajı olmadan da görebilecek bir adam arayan kadın, neden boyansın?

    yukarıda da söylendiği gibi arkadaşlar.
    arz-talep meselesi.
    ancak o kadar çok boyanıyorsunuz ki, bizim talebimiz karşılanmıyor.

    boyanmayan kadın isterük! evet swh.

    makyaj, kadınları çirkinleştiriyor gözümde.
    sanki kalpleri kararıyormuş gibi geliyor fazlalaştıkça.
    #235720 jimjonne | 4 yıl önce
    0genel terim 
  15. bolca yetenek ile harmanlanmış çokça hileli bi
    #235728 nottobe | 4 yıl önce
    0genel terim 
  16. hayatında çok kısa bir süre dışında hiç makyaj yapmamış bir kadın olarak hakkında iki kelam etmek istediğim mevzudur.

    makyaj yapmadığım halde makyaj olayı -maalesef- çok fazla vaktimi işgal ediyor; çünkü çok fazla olumsuz yoruma maruz kalıyorum. doğru düzgün tanımadığım insanlar, büyük bir rahatlıkla karşıma geçip yüzümdeki kusurları sıralayabiliyor, kaşlarımı nasıl almam, saçlarımı ne renge boyamam konusunda fikir beyan edebiliyorlar. bu hadsizlikte beni büyüleyen bir şeyler var. haliyle, aslında hiç ilgimi çekmemesi gereken makyaj konusu üzerinde düşünmek zorunda kalıyorum. ve bundan çok rahatsızım. makyaj bence bu dünyadaki en boş iş, ama sürekli kişisel gündemimi meşgul ediyor.

    bu mecburi düşünme sürecinde ulaştığım birtakım sonuçlar var. derli toplu şekilde anlatmaya çalışacağım.

    insanların kafasında bir güzel kadın şablonu var. bu şablon, erkek bakış açısıyla farklı, kadın bakış açısıyla farklı. erkekler bir kadına bakıp güzel ya da çirkin buluyorlar, değerlendirme kriterleri ise çok genel. yüzü simetrik, cildi düzgün, ideal kilosunda ve yuvarlak hatlı bir kadın erkek gözünde güzeldir. erkek canlısı oturup da kaşını şöyle alsaymış, saçını şu renge tırnağını bu renge boyasaymış, kemerine uygun küpe taksaymış vs. ayrıntılarına dalmıyor. kadınlar ise konuya bambaşka ve inanılmaz ayrıntıcı yaklaşıyorlar. boyasız saçlarım, alınmamış kaşlarım, düz ayakkabılarım, spor kıyafetlerim ve makyajsız halimle erkeklerden geçer not almayı başarabilen şahsım ortalama düşünceye sahip bir kadın tarafından değerlendirildiğinde proje gibi görülüyor: "şunu giyse, bunu taksa, şöyle boyansa daha güzel olur" bakış açısı hakim. peki neden daha güzel olmalıyım? bugün dehlizlerine dalmak istediğim konu da bu.

    bu konuya girmeden evvel şuna da netlik getireyim. yazıda sıkça geçecek güzel kavramı toplum tarafından genel kabul görmüş, bir kısmı biyolojik temelli olmakla birlikte daha çok moda temelli bize kabul ettirilmiş kriterleri anlatmak için kullanılmaktadır. yoksa benim güzel denince anladığım şeyle toplumdaki güzel algısı birbiri yerine geçemeyecek kadar uzak. benim benimsediğim güzel tanımı için (bkz: )

    ta bebekliğimizden beri, kız çocuklarına öğretilen bir şey güzel olması gerektiği; güzel olmadıktan sonra ne başarmış, ne yaşamış hiç önemi yok. söz gelimi 'ın tipiyle ilgili yapılan yorumların hiçbiri, mümkün olsaydı çirkinlikten ölecek kadar korkunç görünen erkek milletvekilleri hakkında yapılmaz. yapılmasın da zaten. onlar milletvekili, nasıl göründüklerinin bir önemi yok. fikirleri ve icraatlarının önemi var. al dilek öcalan'ı fikirleri nedeniyle aşağıla, hakaretler yağdır hatta, benim gözümde düşünce özgürlüğüdür. ama çirkin erkek vekillerin tipiyle ilgili bu yorumlar yapılmazken kadın vekillere bu yapılıyorsa, temeli bu paragrafın ilk cümlesinde yazdığımdır. daha bebecikken başlayan güzel olma eğitimimiz çerçevesinde, yaşımız ilerledikçe geri kalan her şeyi ikinci plana atmaya başlıyoruz. bunun hem kadınlar, hem de toplum açısından birçok sıkıntılı yanı var. güzel göründüğünde toplumda yeterli kabul gören kadın kendini geliştirmekle daha az uğraşıyor. bu da kadının kapasitesinin altında üretmesi demek. bu durumda kadın hem bilişsel, ekonomik, akademik olarak zayıf kalıyor, toplumsal hayatta erkek kadar söz sahibi olamıyor; hem de topluma verilecek total katkı miktarı azaldığı ilerleme yavaşlıyor. bu durum hepimizin problemi. bu nedenle bu başlık altında en az yüz kere yazılmış "amaan canım, yapan yapsın, yapmayan yapmasın, bu kadar tartışacak ne var?" diyenlere cevabım şu: çok şey var tartışmamız gereken.

    benim 17 yaşında bir kuzinim var. saçıyla, giyimiyle, hali tavrıyla, kafasını sosyal medyadan kaldırmayışıyla tam bir modern dünya prensesi. tek derdi nasıl göründüğü, fotoğraflarda nasıl çıktığı. bana bir kalemde 80 tane makyaj malzemesi ve markalarını yorumlarıyla beraber anlatabilen bu çocuk, azerbaycan'ın başkentini bilmez, dünyanın güneşe uzaklığını bilmez, pir sultan abdal'ı bilmez. okumaz, düşünmez ve merak da etmez. çünkü bunların önemli olduğunu öğretmedik ona. lafta belki söyledik, ders çalış dedik, kitap oku dedik; ama dünyaya dönüp baktığında gördüğü şey sadece dış görünüşünün bir önemi olduğuydu. kimse fikirleriyle ilgilenmiyordu, dahası çoğu insanın da herhangi bir konuda dişe dokunur bir fikri yoktu. işte bu modern dünya prenseslerini yaratan, artık adına mi dersiniz, mu dersiniz bu yere batasıca boktan düzenin en önemli kalelerinden biridir makyaj. bu nedenle tartışmalı ve yok etmeliyiz onu. bu küçücük çocuklar sadece dış görünüşlerinin bir anlam ifade ettiğine inanıp yeteneklerini keşfetmeleri, spora, bilime, sanata merak sarmaları, karakterlerini inşa etmeleri gereken bu dönemi boş işler peşinde geçirmesinler diye. akademik başarılarını geri plana atmasınlar, sosyal ve ekonomik hayatın dışında kalmasınlar diye. işler yolunda gitmezse babaya/kocaya mecbur olmasınlar, boşanırken nafaka dilenmek zorunda kalmasınlar diye.

    tabi bu modern dünya prensesleri 3 yaşından beri kafa patlattıkları güzellikleriyle ne yapacaklar onu da biliyorsunuz değil mi, ilk fırsatta uygun bir koca bulup evlenecek, doğurup sosyal hayattan ve iş hayatından çekilecekler. yemin ederim şu gidişi benden 4 yaş küçük kuzinimde görüyordum, orta üstü ekonomik düzeyde bir adamla evlendi, tabi ki ilk sene bir çocuk doğurdu. sosyal hayat dediği kendi gibi beynini nadasa bırakmış kadınlarla alışveriş ve dedikodu yapmak. şu an aynı gidişi 17 yaşındaki kuzinimde görüyorum ve kahroluyorum.

    abarttığımı düşünenler varsa net söylüyorum, abartmıyorum, hatta az bile söylüyorum. inanın oturup ortalama bir kadının saç, baş, makyaj, kıyafetler, alışveriş vs diye harcadığı süreyi hesaplasak ömrünün en az bir on yılını aldığını buluruz. bu devasa zaman kaybının yol açtıklarını bütün olarak düşünmeye çalışın. bir tek kişinin ne yaptığının çok önemi yok; ancak çok büyük bir kitle aynı yanlış davranışı sergiliyorsa tüm gezegene etkisi yıkıcı derecede büyük olabiliyor.

    genel olarak güzellik sektörüne harcanan milyarlarca doların eğitim harcamasına, bilimsel harcamalara, sağlık harcamalarına dönüştüğünü düşünün. milyarın üstünde kadının şu zaman kaybını kenara bıraktığını, o zamanı sanata, işine, kendini geliştirmeye, yaratıcı hobilere, spora ayırdığını düşünün. topuklu ayakkabıların, mücevherlerin, naylon çorapların artık üretilmediğini, bunlara harcanan kaynağın geri dönüşüme kullanıldığını düşünün. her yıl dünyada yüz milyar parça kıyafet hiç kullanılmadan çöpe atılıyor . gardroplarımızı her gün farklı kıyafet giyme aşkıyla tıka basa doldurmadığımızı, tüketimimizi azaltarak gereksiz üretim nedeniyle çöplüğe çevirdiğimiz güzelim gezegenimizi sömürmeyi en azından yavaşlatabileceğimizi, küresel ısınmayı durdurabileceğimizi düşünün. deneylerde ömrü işkencelerle geçen hayvanları düşünün.

    o ruju sürünce güzel olduğunuzu sanıyorsunuz ya, ben işte buna çok gülüyorum. güzelleşmenin sonu yok. kaşını yoldurur saçını kirpiğini boyatırlar, yetmez kırıştın der botoks yaptırmanı beklerler, peşine dolgusu gelir, boyun kısadır topuklu ayakkabı tepesinde gezmen beklenir, memen küçüktür büyütmen beklenir, büyüktür küçültmen beklenir............... nerede bitecek ulan bu manyaklık? neden olduğum gibi olamıyorum ben? neden bütün dünya çirkin olduğumuzu haykırıp duruyor.

    makyaj yapmadığında kendini solgun, bakımsız, çirkin hisseden hemcinslerim varsa buralarda, bana inanın çirkin falan değilsiniz. bütün dünya el ele vermiş size böyle hissettirmek için uğraşıyor; çünkü size bir şeyler satmak istiyorlar. dünyanın en güzel kadınlarını bulup onları ameliyat, photoshop ve makyajlarla daha da güzel hale getirip size "onlar gibi olmalısınız, bunun için de şunları bunları satın almalısınız" diyorlar. kanmayın. çok güzelsiniz. öperim fondötensiz, mis gibi yanaklarınızdan.
    #235810 istenc | 4 yıl önce
    0genel terim 
  17. olduğu bir çağda hiç makyaj yapmadığına inandırmak zor olabilirdi. Neyse ki güneş lekelerim, döneminde çıkan sivilcelerim var. Satın aldığım bakım kremlerini, rimelleri, rujları hiç kullanmadığımı ve zamanla çöpe döndüğünü fark ettiğimden beri kullanmıyorum. Çok gerekirse lipstick kullanıyorum.

    Becerim de yok zaten. Yapması ayrı dert, temizlemesi ayrı.. son yıllarda işi never makeup seviyesine çıkardım.

    Makyaj, özellikle iş yaşamında bir tür dayatma gibi.. (bkz: ) kadın dediğin makyaj yapar, bakımlı olur..
    Hı hı..


    Ekleme :

    "Sandra lee Bartky şuna da dikkat çeker: Kadınlar diyet, egzersiz, kozmetik ve estetik için harcadıkları zamanı ve parayı kendi eğitimleri ve gelişimleri için kullansalardı, kamusal alanda erkeklerle daha iyi rekabet edebilecek vasıflara sahip olabilirlerdi ve belki de erkeklerin koyduğu güzellik normlarını, yani yaşamlarını kontrol etmeye yönelik disipline edici normları reddedebilirlerdi. Ama kadınlar güzel görünme isteğini sanki doğalmış ve kaçınılmazmış gibi gördükçe ve bu normları onayladıkça bu normlara direnmek imkânsız bir hale geliyor, varlığını sürdürüyor."
    #235811 nymph | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0genel terim 
  18. "ya güzelsin ya zeki" seçiminin birçok yerde dayatıldığı dünyamızda, kullanana "özgüvensiz" kullanmayana "bakımsız" gibi sıfatların yakıştırıldığı bir tercih. altını çiziyorum, tercih.

    çirkin, bakımsız ama zeki ve sınıfın en iyi notlarını alan kız, etrafları erkeklerle çevrili olan güzel ama o kadar da zeki olmayan kızlara içten içe özenir. bir gün o da "erkek" istediğine karar verir, diğer kızlardan bazıları ona "güzelleşmesinde" yardım eder, önce bi cımbız sonra bir paket ağda sonra tonlarca makyaj malzemesi hop bir mini etek, topuklu ayakkabılar ve maşalı saçlar derken ta-daa! kızımız o sabah sınıfa ağır çekimde yürür, saçları savrulur ve bütün erkeklerin dikkatleri o tarafa çekilir. bu senaryo çok tanıdık değil mi size de?
    peki bu senaryodaki algının suçu o bir paket ağdada mı, makyaj malzemelerinde mi yoksa topuklu ayakkabıda mı?

    çocuklarımıza iç güzelliği, nezaketi, kendini geliştirmeyi, okumayı, kültürlenmeyi öğretelim. sevgiyi, onları kendisi olduğu için sevecek insanları ayırt etmeyi öğretelim. güzel olduklarını, dünyadaki herkesin güzel olduğunu ve sevilmeye değer olduğunu öğretelim. kimsenin birbirine üstünlüğünün olmadığının, herhangi bir konuda yapılan haksızlığın karşısında durması gerektiğini öğretelim. güzel olmak için çaba sarf etmeleri gerekmediğini öğretelim. o zaman hala topuklu ayakkabı giyenler, makyaj yapanlar, saçlarını boyatanlar ve tıraş olanlar olur. ama algı sanki farklı olur.

    kendisine sakal yakışan bir erkeğin sakal bırakması, yakışmadığını düşünenin işe gitmeden önce tıraş olması kadar doğal geliyor bana kendisine yakıştığını düşünen birinin makyaj yapması da. bakın, baskıdan veya "bakımlı kadın makyaj yapar" dayatmasından bahsetmiyorum, istemekten bahsediyorum.

    sadece güzelliğiyle ön plana çıkmaya çalışan -çünkü bu kazandırıyor (!)- kadınlar gösterebilirim. ama makyaj konusunda yetenekli, kendine yakışanı giyen, hem güzel hem kültürlü hem zeki kadınlar da gösterebilirim. dış görünüş bazıları için önemlidir, başkalarının dış görünüşü değil kendi dış görünüşü tabii. buna uğraşmayanlar çirkindir de demiyorum. ama yeri geldiğinde buna önemli bir vakit harcayacak kadar takıp takıştırmayı, istediğini giymeyi, istediğini sürmeyi seven insanlar var, normal mi? bence son derece normal. kim ne isterse yapabilir. "ona uğraşacağı vakitte..." şeklinde başlayan cümleleri kurabileceğimiz birsürü etkinlik birçoğumuzun hayatında var.

    bazen canım ister sabah güzel eyeliner çekmek için normalden erken kalkarım, bazen canım istemez saçımı bile düzeltmem bir bere geçirir kafama öyle dışarı çıkarım. ikisi de benim ve ikisi arasında bir bilgi-kültür-tutum farkı yok. herkes makyajı "güzelleşmek için" ya da "özgüvensiz olduğu için" yapmaz, bazıları bundan sadece hoşlanır. tıpkı yapmayanların da yapmama sebebinin "bakımsız olduğu için" olmaması gibi. güzellik veya zeka/kültür, bir seçim değildir.

    özetle, ortada kocaman bir güzellik algısı problemi var. herkese zayıflık, dolgun dudaklar, büyük memeler, vücuduna göre sağlıklı ve normal ölçülerde olamayacak kadar ince bir bel ve büyük bir popo gösteriliyor reçete olarak. bunu çözmek istiyorsak çözüm bunun için kullanılan yöntemleri ya da makyaj sektörünü yok etmek değil. çünkü inanın, ortada fondöten olmasaydı belki de yüzümüze çamur sürecektik ama bu problem bu şartlar altında yine orta yerinde duruyor olacaktı hayatımızın.
    #235825 cassiopeia | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0genel terim 
  19. Japonya'da çoğu şirketin kadın çalışanlarına zorunlu kıldığı işlem.
    0genel terim 
  20. (bkz: )
    #235848 laz ziya | 4 yıl önce
    0genel terim