günün en beğenilmeyenleri
günün en çok girdi girenleri
günün en çok başlık açanları
bir özdemir asaf şiiri. ***** duydukların hep dağların ardından bitti; daha çok bağırsam, yakından duyulur mu? uzaklara, daha uzaklara gitsem, de ki gitti, bir arayan-soran, bir anlayan olur mu? hepsini göster
#35934
kesret |
8 yıl önce
ulaşmak , varmak. Örnek kullanım: Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş (B. S. Erdoğan) hepsini göster
getirmek . Örnek kullanım: Adamı Ödemiş'ten aldım geldim, her masrafını çektim. (N. Cumalı) hepsini göster
Oturmaya, ziyarete gitmek. Örnek kullanım: Dün akşam amcamlar bize geldi. hepsini göster
isabet etmek. Örnek kullanım: Attığı top gözüme geldi. hepsini göster
Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek. Örnek kullanım: Eski çağlardan birçok anıt çağımıza kadar gelmiştir. hepsini göster
Ortaya çıkmak, doğmak. hepsini göster
Belli bir süre dolmak. Örnek kullanım: Vakit kuşluğu aşmış, öğleye geliyordu. (N. Cumalı) hepsini göster
Belli bir zamana ulaşmak. hepsini göster
Kadar olmak. Örnek kullanım: Boyu ancak omzuna geliyor. hepsini göster
Çıkmak, yönelmek. Örnek kullanım: Merak etme, ondan kimseye kötülük gelmez. hepsini göster
izlemek, takip etmek. Örnek kullanım: Çocuklar arkadan geliyordu. hepsini göster
Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak. Örnek kullanım: Kahve Brezilya'dan geliyor. hepsini göster
Katılmak, eklenmek. Örnek kullanım: Türkçede ekler kelimelerin sonuna gelir. hepsini göster
türemek . hepsini göster
Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek. Örnek kullanım: Şimdi sözü burada kesip asıl konumuza gelelim. hepsini göster
Sonuç çıkmak. Örnek kullanım: Bu davranışlardan ne gelir bilinmez. hepsini göster
Dayanmak, tahammül etmek. Örnek kullanım: Birazcık üşütmeye gelmiyor, hemen hastalanıyor. hepsini göster
Kendine yapılan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak. Örnek kullanım: Kadri o adamlardandır ki iyi davranmaya, yüz vermeye gelmez. (M. Ş. Esendal) hepsini göster
Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek. hepsini göster
Etkisini herhangi bir biçimde göstermek. Örnek kullanım: Buranın havası iyi geldi. Burası bana çok sıcak geldi. hepsini göster
Kazanılmak, sağlanılmak. Örnek kullanım: Çiftlikten onlara ayda beş yüz milyon lira gelir. hepsini göster
uymak . Örnek kullanım: Bu ayakkabı sana küçük gelir. hepsini göster
Olmak, -e uğramak. Örnek kullanım: Felç gelmek. Başımıza bir bela geldi. hepsini göster
akmak . Örnek kullanım: Burnundan kan geldi. Musluktan su gelmiyor. hepsini göster