barrack obama'nın yanında iki dönem vice president olarak görev yapmış Amerikalı demokrat politikacı. 2020 seçimlerinde cumhuriyetçi başkan donald trump'ın rakibi olarak kamala harris ile aday olmuştur ve seçimlerden önceki 6 ay içerisinde, hem genel oyda hem de swing statelerin çoğunda anketlerde önde gözükmektedir.
son dönemlerde wall street'ten trump'a göre daha fazla finansal destek görmüş, seçimi büyük olasılıkla kazanacak olan başkan adayıdır.
sanders adaylıktan çekilmiş olsa dahi etkisiz eleman değildir. sanders'ın seçim kampanyası abd kapitalizmindeki önemli sorunların uzun süre gündemde kalmasını sağlayarak abd liberalizminde yadsınamaz bir tesire sahip olmuştur. biden oy potansiyeli baz alındığında ise yolun başından beri aday olarak demokratlar için sanders'tan daha akılcı bir tercihtir. birkaç gün evvel ise, politico'da sanders'ın joe biden’ın kazanması durumunda united states secretary of labor'da eugene scalia'nın yerini alabileceğine yönelik dedikodular yazılmıştır.
3 kasım 2020 seçimleri yalnızca abd'yi değil dünya politikasını derinden etkileyeceğinden ötürü mühimdir. haddizatında biden'ın alternatifi trump iken mevzu üzerinde uzun uzun düşünme gerekliliği absürtleşmektedir. paris iklim anlaşması'ndan çekilen trump'ın tekrar seçilmesi dünya geneli için bir risktir, biden'ın iklim planı ise temiz enerji teknolojilerinin geliştirilmesi ve ihraç edilmesi gibi hem abd kapitalistlerini hem de çevrecileri orta noktada buluşturabilecek vaatler içermektedir. (bu arada türkiye'nin de en yakın zamanda iklim değişikliği realitesini kabul etmesinde fayda olacaktır zira itü meteoroloji mühendisliği bölümü'nden orhan şen geçtiğimiz günlerde türkiye'nin artık dört mevsimli değil, iki mevsimli bir coğrafya olarak sınıflandırılması gerektiğini, eylül'ün ve mayıs'ın yaza dahil edilmesinin ve turizm sektörü gibi sektörleri buna paralel şekillendirmenin akılcı olacağını belirtmiştir.)
trump-biden ikileminde en çok merak edilen noktalardan biri şüphesiz çin ve abd ilişkilerinin nasıl şekilleneceğidir. eğer biden'ın abd-çin ilişkilerini tamamen düzeltme eğiliminde olduğuna yönelik bir algı varsa, bu algı pek gerçekçi görünmemektedir. hatta zhou xiaoming "biden seçilirse bunun çin için daha tehlikeli olabileceğini düşünüyorum çünkü o müttefiklerle çin'i hedef alacakken, trump abd ittifaklarını yok ediyor. " şeklinde bir yorumda bile bulunmuştur. (ilgili tweet )
bir diğer nokta da, geçtiğimiz dönemde hunter biden (joe biden'ın oğlu) tarafından gönderildiği iddia edilen mailların görüntülerine erişimin facebook ve twitter'dan kısıtlanmış olmasıdır. bunun third-party fact-checking program aracılığı ile yapılmasındaki tutarsızlıklar ister istemez tepki çekmiştir. bir örnek olarak #metoo hareketinde paylaşılan hikayelerde böyle katı bir fact-checkingden söz etmek mümkün değildir. ancak trump'ın da bu tür suçlamalarla sık sık karşılaşmış olduğu düşünüldüğünde, bu olayların seçmenlerin oy vereceği adaydan çok sosyal medyanın tarafsızlığına olan güveni etkileyeceği söylenebilir.
trump'ın provokatif retoriğinin son bulması özellikle abd akademileri için faydalı olabilir zira abd'de liberallerin güç sahibi olduğu akademiler kendi içlerinde konservatizme karşı bir tepki mekanizması geliştirip akademiyi giderek daha siyasi bir forma sokmuşlardır. tehdit atmosferinin ortadan kaybolması bu durumu iyileştirebilir.
türkiye'yi ilgilendiren bazı önemli hususlar biden'ın gizlemekten çekinmediği erdoğan karşıtlığı, biden'ın yakın olduğu lobiler ve göç politikasıdır. biden iktidara geldiği takdirde muhalefeti destekleyeceğini açıklamıştır. abd'deki ermeni ve rum lobilerine yakın bir isim olması belirtmeye değer bir detaydır ve göç politikasında trump'tan daha rasyonel bir çizgide duracağını tahmin edebilmek için müneccim olmaya lüzum yoktur.
başkan seçilirse amerika'nın seçildiğinde en yaşlı olan ikinci başkanı olacak sanıyorum. 77 yıl 349 gün ile reagen seçilmiş en yaşlı başkandı. trump ise onun arkasından ikinci sırada idi. biden kazanırsa trump hem başkanlığı hem de seçilmiş en yaşlı ikinci başkan unvanını kaybedecek.
ha bu arada biden en yaşlı başkan listesinde birincilik şansını sadece 3-4 günle falan kaybediyor hatalı hesaplamadıysam. yani resmi sonuçların alınması zaman alıyorsa ve bu süre ona göre hesaplanırsa o zaman birinci olması bile olası.
insan 300+ milyonluk amerika'da bu bunak dedelerin neden başkanlık yarışında olduğunu düşünmüyor değil...
reagen görevi bıraktığında 78 yaşını doldurmak üzereydi. seçildiğinde en yaşlı olan trump idi. biden seçilirse seçildiği an itibarı ile 78'i doldurmak üzere olduğundan 1 hafta bile başkanlık yapsa görev yaptığı süredeki en yaşlı başkan ve seçildiğindeki en yaşlı başka rekorlarının ikisini de kıracak. zaten ben bu rekorun egale edilebileceğini bile düşünmüyorum eğer ortalama insan ömrü uzatılmazsa.
Kariyer hedefine Amerikanın en genç başkanı olmayı yerleştiren, ancak resmi olmayan sonuçlara göre en yaşlı başkanı olacak gibi görünen yılların siyasetçisi, demokrat parti başkan adayı.
amerika'nın (bkz: ronald reagan)'dan sonra en yaşlı 2. başkanı seçilmesi kuvvetle muhtemel olan demokrat parti başkan adayı. seçilirse ne olur, ne olmaz onu hep beraber göreceğiz, ama şunu rahatlıkla diyebiliriz ki bizimki ile arası hiç iyi değil.
Ortadoğu'da yeni kan gölüne hazır olun, Ortadoğu trump zamanına şükür edecek hale gelecek bence.
abd'nin çok büyük ihtimalle yeni başkanıdır. Obama-Bush karışımı bir başkanlık yapacak bana göre.
tüm dünyanın belası olabilecek çapta bir adam. bugün resmi olarak amerika birleşik devletleri başkanı olarak görevi devralıyor. yağmurdan kaçarken doluya tutulmak diye bir deyim vardır. başta abd vatandaşları olmak üzere tüm dünyaya geçmiş olsun diyorum. trump öyle bir izlenim yarattı ki, dünyanın en büyük kötüsüymüş de onu kovan kişi dünyaya iyilik getirecekmiş gibi oldu. trump'ın ne kadar kötü olduğu biden'i hiçbir şekilde iyi birisi yapmıyor.
yuvarlak lafları bırakıp tek tek bu adamın ve çevresinin ne olduğunu, ne tür politikalar izleyeceğini konuşmak gerek. gerçekleri yok sayıp, demokrasi demokrasi ve yine demokrasi diye konuşmanın ne bizlere ne dünyaya yararı var. en bildiğimiz örnekle gidelim, akp 2002 yılında seçildiğinde öyle bir kahramanlık hikayesi yazıldı ki onlar için. başta bu şerefsiz avrupa ve amerika, akp'nin demokrasi zaferinden bahsediyordu. islamcılar ve liboşlar, demokrasi demokrasi ve yine demokrasi diye alkış tuttular. şu anda neye şak şak çekildiğini anlatmaya gerek yok.
hunter biden/#216903 burada bahsetmiştim, oğlu üzerinden en basit yolsuzluklarından birisi buydu. bu yolsuzluğun arka planında ise biden'in uluslararası arenada izleyeceği politikanın özetleri var. bu yolsuzluk aslında bir dünyayı bir de amerika'nın iç politikasını ilgilendirecek iki dinamik barındırıyor. dünya için önemli dinamik şu: joe biden başkan yardımcısı olduğu dönemde, en basit konuda dahi bir ülkeye tehdit savurmaktan çekinmemiş, yaptırımlar uygulamış ve her türlü kirli oyunların aktörü olmuş.
ikinci dinamiğe gelince: bu skandallar facebook ve twitter tarafından iletişim engeli konuldu ve halk ulaşması engellendi. aslında bu olay bazında iç dinamik meselesi ancak facebook ve twitter'ın dünya politikasında uluslararası arenada hangi yönde davranacağının da özeti.
özellikle dış politika konusunda dünyaya sert mesajlar veriyorlar. zaten iç politikaları bizi kısmen ilgilendirir, asıl mesele burada. bu kısımda ise biden'in görevi devralacak dış işleri bakanı türkiye'yi alenen tehdit etti. şu anda yaptırımların yetersiz olduğu ve kapsamının genişletileceğini haber verdi. s-400 konusunda türkiye'nın tutumunu kesinlikle kabul edilemez olarak niteledi.
bunun haricinde başta çin meselesinde agresif tutum izleyeceklerini açıkladılar. aynı zamanda nato ile ilişkilerin düzeltilmesi var. ha bunlardan nato ile ilişkilerin düzeltilmesi meselesi pek gerçekçi değil çünkü kendilerinden bağımsız olarak fransa'nın başta olmak üzere nato'dan ayrılma ve avrupa için ayrı bir ordu yaratma isteği var. böyle olunca biden bunu ne kadar başarır belli değil ama fransa kanadını geri kazanmak için, akdeniz konusunda türkiye'ye çok daha sert davranabilir. kendisinden önceki demokrat parti abd başkanı obama gibi, terörist örgütlere desteği arttırıp bize saldırıları arttırabilirler.
bunlar haricinde ege ve akdeniz'de, yasal olarak hakları olmamasına rağmen yunanistan'ın deniz karasuları sınırını 12 mile çekmesine destek verecek ve bunu tanıyacaklardır.
trump çok sert, ırkçı ve şiddet yanlısı görünüyor değil mi? peki biden sütten çıkmış ak kaşık mı? 4 sene boyunca dünyada yaşanacak katliamları izleyin ve görün!
kürt olduğu ve asıl adının Cımoyê Bahattîn Ağa olduğu iddia edilen amerikan başkanı.
bir şey dikkatimi çekti; herkesle bir bağımız olsun istiyoruz. obama geldi, adamın adı hüseyin dendi*; ingiltere'de boris johnson başbakan oldu, bütün haberler adamın türk olduğunu söyledi; geçenlerde merkel'in yerine hristiyan demokratlar'ın başına armin laschet seçildi, bütün haberler ''türk dostu'' diye haber yapmaya başladı; bugün de joe biden kürt çıktı... bakalım sırada kim var...
önümüzdeki günlerde abd'li sivil toplum kuruluşlarının abd haricindeki ülkelerde aile planlaması hakkında lobi çalışmalarına izin vermesi muhtemel politikacı.
bu durum bazı kişiler tarafından "küreselcilerin ajandası adım adım gerçekleşiyor" şeklinde yorumlanmış.
hakikaten insan kıllanmıyor değil. mesela türkiye'de, türk bir kuruluşun aile planlaması konusunda lobi çalışmaları yapması çok da zararlı görünmez. en fazla insan "evet, türkiye'de de nüfus sıkıntı aslında" falan der geçilir. ama başka bir ülke neden başka bir ülke hakkında "sizin nüfusunuz da amma arttı haa" deme ihtiyacı hisseder ki?
gerçi tam bilmiyorum, trump dönemide bu tür saldırılar bitmiş miydi ama, bir yerde "abd'de cumhuriyetçiler açıktan, demokratar gizliden savaş taraftarıdır" şeklinde bir söz okumuştum.
haberlere erdoğan'la görüştüğü bilgisi düşen bir ayağı çukurda amerikan başkanı. aynı anlarda amerika dışişleri bir de bilgi verdi yarın biden'ın ermeni olayları için "soykırım" ifadesini kullanacağına dair. cumhuriyet tarihinin en öngörüsüz ve beceriksiz dış politikasının yürütüldüğü dönemde bunun gelmesi an meselesiydi zaten. kanaldı, s400'dü derken başımıza büyük dert açılacak gelişmelerin en büyük adımlarından birisi atılabilir eğer gerçekten yarın soykırım ifadesi kullanılırsa.
beklendiği gibi soykırım ifadesini kullanmış ancak suçu osmanlı yetkililerinin üstünü yıkarak bir miktar kıvırmış.
insan haklarına saygı duyulan, insanların hasiyetli ve can güvenliklerinin olduğu bir dünyada yaşamasını istediğine dair dileklerini eklemiş bir de. sen daha kendi ülkende sağlayamamışsın bunu, dünyaya ders veriyorsun. iki yüzlülüğün bu kadarı...
şimdinin pkk'sına yaptıkları gibi bir zamanlar, özgürlük adı altında para ve silah yardımı yaptıkları taliban'dan, kabil havaalanını korumak için oranın güvenliğini bize kitlemiş abd başkanıdır. bizim ülkedekiler de nato'ya girdiğimizden beri her olaya direkt atlamaya çok meraklı olduklarından buna da aynı şekilde atlamışlardır.
sovyet belasından kurtulacağız diye başka bir belayı aldık başımıza, en yakın zamanda bu garabeti de ülkenin başından defetmek dileğiyle.