-
bir nail gaiman kitabı.
kitaptan uyarlanan ve 30 nisan tarihinde starz kanalında yayınlanmaya başlayacak dizinin açılış videos internette paylaşıldı.
american gods - opening
american gods - first look
american gods - hero trailer
neil gaiman - american gods origins -
oldukça enteresan bir dizi. ilgi çekici. merak uyandıran. izlemeye değer. henüz sadece iki bölümünü izlemiş olsam da başarılı bir giriş yaptığını net olarak söyleyebilirim. -
muazzam dizi. eski tanrılarla yeni tanrıların döğüşünü konu alacak gibi görüyor bir de ikinci bölümde abruzzi reyizi görünce çok sevindim. prison break'te öldü sanmıştım meğersem ölmemiş dizi değiştirmiş. ne güzel. -
zamanında (bkz: edward norton)'un bay demiryolunu oynaması için nail gaiman'a, stüdyoya ve norton'a tıvit atmıştım.
kale almamışlar galiba. -
ağır ağır ilerleyen dizi.
normalde ağır ilerleyen hikayeleri de filmleri de dizileri de sevmem; ancak american gods'ta kullanılan renk paleti, üslup ve mr.wednesday'in anlattığı anektodlar, gözümü ekrandan ayırmamı engelleyen en büyük etkenler oldu.
hikaye hakkında da tek bildiğim eski ve yeni tanrılar arası bir mevzu olduğundan dolayı, doctor who'dan bu yana ilk kez heyecanla beklediğim bir dizi bulmuş oldum.
s1e2 spoiler
-- spoiler --
-peter stormare'i czernobog rolüyle görmek beni fazlasıyla memnun etti; zira peter stomare bu güne kadar gördüğüm en kaliteli oyunculardan birisidir benim için.
-ilk bölümün sonunda yaşanan kıyımı mr.wednesday yaptı zannetmiştim; ancak media'nın söylediklerine bakılırsa olay shadow'un kendi etkisi.
-damanın sonu nasıl bitecek hala merak ediyorum.
-bilquis'in tekrardan gözümüze sokulması biraz garip olmuş; hafiften rahatsız da etmedi diyemem; ancak bir şeye dikkat ettim. bilquis modern dünyanın güzellik algısından farklı durmakta. özellikle kendi heykeline baktığı sahnede bunu anlamak mümkün. antik dünyada kadınların (tabiri caiz ise) etli butlu, hafif göbekli olması makbuldür. bunun en büyük sebebi, bu tarz bir vücut yapısının sağlıklı, dayanıklı ve doğurganlığa elverişli olmasındandır. bu sebeple eski heykellerin ve çizimlerin tamamına yakınında da, kadın figürü koca memeli, gobekli, iri kalçalı ve dolgun olur. bilquis'i canlandıran oyuncu yetide badaki bu rol için cuk diye oturan bir vücuda sahip.
-- spoiler -- -
dizisinin ilk iki bölümünü izlemiş biri olarak, çok ilginç olduğunu söyleyebilirim. özellikle ilk bölümde ian bey'in uçağın uçuş prensiplerinden bahsettiği sahne beni etkiledi. -
Neil gaiman'nın yazdığı çocukluğumuzun güzel filmleri tadında bir romandır kendisi. Hani bir film açarsınız, iki çocuk tavan arasındaki tozlu kutuların gizemlerini çözüyordur heyecanlı heyecanlı. Sonra bir kutu açarlar, içinden bir oyun çıkar, zarı atarlar ve evin içinde kocaman bir fil ile yağmur ormanları belirir. İşte böyle bir kitap amerikan tanrıları. evet,(bkz: jumanji)'nin tadını alacaksınız. hem de ilk sayfalardan itibaren.
Gerçek dünyanın içinde "ya tanrılar aramızda geziniyorsa?" sorusunun sonsuz cevaplarından belki en hoşumuza gidenidir.
Neil namıssızı o kadar güzel kurgulamıştır ki, bazı durumları size anlatmasa da siz yerçekimini bilmenizin eminliğinde o durumları biliyor olursunuz.
Tanrılar mı bizi yaratıyor yoksa biz mi tanrıları yaratıyoruz paradoksunun roman halidir ve cevabı da vardır tabii ki.
İlk insanlardan, ortaçağlardan, her medeniyet ve kültürden yaratılan tanrıları, amerikanın keşfiyle birlikte oraya göç eden insanların tanrılarını da amerikaya götürüş hikayesidir. Ve acıklı tarafı şudur ki; zihninde tanrıları yaratıp var olmalarını sağlayan insanlar, gelişen teknolojiye bilinçsizce tapınmaya başlayıp, beraberlerinde getirdikleri tanrılarını amerikada unuturlarsa ne olur?
Nihayetinde tanrıların teknolojiyle savaşması ve unutulmuşluğun acıklı hikayesidir bu.
Age of empires gibi oyunları oynayıp, yahut fantastik filmler izleyerek baltık mitolojisi tanrılarındaki gizemden hoşlananların çok beğeneceği kitaptır.
Tanrıların hileleri, yaramazlıklar, sapkınlıkları, güçleri, öfkeleri ve insanlığı anlatışları vardır ki cidden eğlendirir.
Kitabın en başında başlayan o "la noliy, aha ölecek, kesin göremeyecek, olm gitme oraya!" heyecanı, kitabın sonuna kadar devam edecek.
Üstelik kahramanı kendiniz yerine koyma hali gerçekleşeceği için, sizi çok ağır bir yük altında da bırakacak hikaye. Bazılarınız kabullenecek, bazılarınız asla diyecek ama okumaktan geri durmayacağınız aşikar.
Her kültür ve insan topluluğu kendi tanrısını yaratıyorsa, tek tanrılı dinlerin her kültürdeki yansıması nasıldır? Bunun cevabı da var elbette ve çok güleceğiniz bir cevap olacak.
Gaiman ipnesinin birazdan biraz fazla hollywood tarzında takılmakla, dahiyane bir kafaya sahip olmak arasında kafasından çıkanlar cidden keyifli. Diğer kitaplarında da bu tat var çünkü. İpne işte. Bir de kedisi, köpeği, çoluğu çömbeleği, şatosu neyin var ipnenin. Ordan oraya, ordan oraya gidiyor, kaldığı evlerin arkadaşların haddi hesabı yok. Stephen king'le kankitolli filan. İpne. Sonra vay da kıskanıyor musun. Ne kıskanıcam ben de yazarım ama vaktim yok. Geyman. -
Neil gaiman'ın senaryo içinde oluşundan dolayı kitap ile dizi arasında uçurum yoktur. Fakat oyuncu seçimi maalesef bu kadar şanslı değildir. Bazı oyuncular, kitabı okurken kafanızda yarattığınızdan daha güzel çıksa da bazı oyuncular hiç alakasız, bazısı iyi oyuncu olmasına rağmen rolünde olduğu karakterin tadını vermeyebiliyor size. Abartı oyunculuklar da var elbette fakat kitap kadar keyifli oluyor izlemesi.
Özellikle görsel şölenler, müzikler, dialoglar çok keyifli. Ana karakteri hiç beğenmesem de yan karakterin iticiliği tam olmuş. Tanrıların bazısı hah dedirtmiş bazısı la bu ne olmuş.
Mutlaka önce kitap sonra dizi izlemenizi öneririm. Çünkü kendi kafanızda yarattıktan sonra diziyi izlemek cidden müthiş bir tat.
Geymanı da bir kere daha her bokun en güzeline sahip olduğundan ötürü kınıyorum. Ha yazsın mı yazsın, her boka sahip olsun mu mutlaka olsun ama bu ipne olduğu gerçeğini değiştirsin mi? Asla. -
Çok afedersiniz iki bölümde bir şey görmekten kusturan temposuz dizi. Fikir güzel, uygulama rezalet. Lwdb puanım 0, otur yerine. Eksi. -
üçüncü sezon fragmanı yayınlanmıştır. amazon prime'da ise 10 ocak'tan itibaren bölümleri yayınlanmaya başlayacak. ilk iki sezonu beğenmiş biri olarak üçüncü sezonu da izlemeyi düşünüyorum.
bir de şöyle efsane bir posteri var;
ibb.co/... -
3. sezonu ile starz ve amazon prime'da gösterilmeye başlandı efendim.
-- spoiler --
mr. world şu an için yok, mr. nancy yok, sevimli Leprechaun da yok, bi ian mcshane kalmış:(
-- spoiler --
-
Bir şekilde ilk sezonu devirmişim. yoklukta gideri var kategorisinde bir dizi oldu benim için. Diziye katlanma sebebim ian mcshine oldu aslında biraz da. Birde enteresan atmosferi. İlginç bir çekiciliği, anlatım dili var dizinin. Ama oturupta devamını getirecek kadar tutmadı dizi beni. Hikaye beklentiye soksa da barındırdığı pozitifizm (ki bunda mcshine'ın alaycı oyunculuğunun etkisi büyük) o beklentinin altında kalıyor sanki.
İlk bölümler bir sonrakini izleyecek kadar merak uyandırsa da yana döne izme ihtiyacı duymadım diziyi. Böyle böyle 3. Sezonu başdanışmanı dizinin ocak ayı başında.
Kısacası ya ben diziyi çok anlamadım ya da hakikaten yoklukta gideri var kategorisinde bir dizi. -
21 mart 2021 itibariyle üçüncü sezonunu tamamlayacak dizi. böyle şeylere baştan başlamıyorum ben. hem bir sonraki haftayı beklemek zor geliyor hem de akvaryum balığı kadar hafıza kalmadığından ötürü geçen hafta ne olmuştu nerde kalmıştık derdi çıkıyor.
neyse işte geçen günlerde izlemeye başladım. neil gaiman'ın kitabını okumadım. galiba işler bu sefer tersine gidecek ve diziyi bitirip kitaba başlayacağım.
dizi tanrılar üzerine. amerika'da esir tanrılar üzerine hem de. pagan tanrıları bunlar. amerika'ya gelen her göç dalgasıyla birlikte insaların zihinlerinde taşınmışlar bu kıtaya. dünyanın her yerinden. mısır tanrıları da var, viking tanrıları da, hint ve afrika tanrıları da. ne var ki insanlar kendilerini yeni inançlara kaptırmış. bu tanrılara inanmayı bırakmışlar. kulsuz kalınca sokağa terkedilmiş çocuklara dönmüş hepsi de. önce semavi dinler almış bunların yerini, son devrin yeni tanrıları ise, medya, teknoloji vs. eski tanrılardan biri olan odin bütün bu kulsuzları toplayarak yeni tanrılara karşı topyekun bir savaş başlatmaya uğraşıyor. öte yandan öyle epik bir hikaye de değil anlatılan. biraz komik, biraz trajikomik. merakla izliyoruz biz de. ne olacak diye. dizideki oyuncular arasında bilindik iki isim var. biri gillian anderson diğeri ise ian macshane. çok sayıda tanıdık yüz yan rollerde gelip gidiyor ama isim olarak hafızamda yer edinmiş değil bu oyuncular.
hikaye günümüzde halen inanılan tanrılara hiç bulaşmadan inanç meselesini sorgulayan bir hikaye. bu nedenle de sıradanlıktan çok uzak ve izlenebilir bir dizi.