1. çalışırken müşterilerle yahut iş arkadaşlarıyla girilen ilginç diyaloglar.

    restorantta çalıştığım dönemde.

    ben: hesap ödendi, afiyet olsun.
    cumhuriyet savcısı: kim ödedi hesabı?
    ben: yanınızdaki arkadaşınız?
    cumhuriyet savcısı: bak kardeşim, bir daha sakın olmasın bu. ben şimdi gidip görüşeceğim onunla.
    ben: peki.
    cumhuriyet savcısı: biz savcı, hakim milleti biraz cins adamlarız.
    ben: çok haklısınız. (oha ne dedim lan?)
    cumhuriyet savcısı: ?
    ben: afiyet olsun abi.
    #3616 larden loughness | 8 yıl önce
    0anket 
  2. yine restorant.

    ben: hoş geldiniz.
    müşteri: tuvaletinizi kullanabilir miyim acaba?
    ben: elbette. buyurun.

    birkaç dakika sonra aynı müşteri.

    müşteri: çok teşekkürler.
    ben: rica ederiz efendim, afiyet olsun?
    müşteri: ??
    ben: ??
    #3619 larden loughness | 8 yıl önce
    0anket 
  3. Toplantıdayız, birileri

    "Sezarı öldür hakkını yeme" dedi.

    Gitti konsantrasyon.
    #3722 Keltox | 8 yıl önce
    0anket 
  4. müşteri telefon eder,

    müşteri: ata lira kaç lira?
    ll: bilmem?
    müşteri: nasıl ya?
    ll: valla bilmiyorum?
    müşteri: ikizler kuyumcu değil mi orası?
    ll: yoo?
    müşteri: kapat o zaman.
    ll: peki abla.

    çok otoriterdi abla.
    #3841 larden loughness | 8 yıl önce
    1anket 
  5. bir arkadaş: abi internette gazogen diye bişi vardı bilir misin?
    larden: yok.
    ba: ordaki elemana benziyosun sen.
    ll: ciddi?
    ba: valla..
    ll: istanbul'da safir var biliyor musun?
    ba: evet.
    ll: hah işte o sana girsin.
    #3946 larden loughness | 8 yıl önce
    0anket 
  6. gsm tarifemi yeni değiştirmişken içimi bir merak sarar:
    ll: ya fcan, seninki ne kadardı?
    fcan: benimki?
    ll: hay bin kunduz!! olmadı de mi öyle.
    fcan: eheh.
    ll: baştan alalım. senin paket nasıl bişi?
    fcan: konuşma giderek kötüye gidiyor.
    ll: tamam sustum.
    #3999 larden loughness | 8 yıl önce
    0anket 
  7. müşteri: ben internet sopası almak istiyorum.
    ll: pardon?
    müşteri: hani böyle sokuyorsun, küçük bir sopa
    ll: hiç duymadım?
    müşteri: falan diyolar.
    ll: ... (ben iptal)
    #4187 larden loughness | 8 yıl önce
    0anket 
  8. teknolojiye meraklı ama teknolojiden anlamayan bir arkadaşım var. haliyle bana danışır.

    ba: abi gözlük almamız lazım..
    ll: ne için..
    ba: maçı 3d izlemek için.
    ll: nasıl? başka tv mi aldın?
    ba: yoo...
    ll: oğlum seninki hd sadece.
    ba: tamam işte gözlük alıcaz..
    ll: gözlük alınca 3d izlenecek yani.
    ba: evet.
    ll: o zaman niye hd led 2 bin lira da 3d led 4 bin lira sence?
    ba: olmaz mı diyorsun?
    ll: ayrıca sende digitürk var mı ki?
    ba: ha doğruya. almayayım mı gözlük?
    ll: yok, al, dursun kenarda.

    yine aynı arkadaş, yeğenine pc alacak, tabi yine bana sordu ne alalım. gittik, i7 işlemcili, 8 gb ramli, 2 gb ekran kartlı bir notebook aldık. alırken soru doğaldı:
    ba: her oyunu çalıştırır mı abi?
    ll: hemen hemen her oyunu çalıştırır, merak etme sen.

    üç gün sonra;
    ba: abi her oyunu çalıştırır diyorsun, götürdük cd'yi açmadı..
    ll: ne cdsi?
    ba: pes 2011. taktım çalışmadı.
    ll: bir dakika? yeni cd mi aldın yoksa sana ortaklaşa aldığımız pes2011'i mi diyorsun. hani ps3 için.
    ba: evet onu diyorum.
    ll: öldürürüm lan seni!!
    ba: niye ya? abi cd sonuçta?
    ll: bi git.
    #4189 larden loughness | 8 yıl önce
    0anket 
  9. bazen ukalalık elde patlayabiliyor.

    müşteri: şunun siyahı var mı?
    ll: yok maalesef.
    m: hiç mi yok? (bu soruya ayarım zaten)
    ll: ablacım adı üstünde "beyaz eşya" mağazası burası... eheh.
    m: peki şurada duranlar neden gri?
    ll: ... (bkz: )
    #4190 larden loughness | 8 yıl önce
    1anket 
  10. ingilizcem fena değildir iş yerindekilere göre.

    ba: bu unkınovın yazıyor burda, ne demek bu?
    ll: anlamadım abi?
    ba: unkınovon?
    ll: bilemedim?
    ba: unkınivin?
    ll: haaa!! bilinmeyen...
    ba: la ne mal adamsın? hem bilmiş gibi "haaa!!" diyorsun hem "bilinmeyen" diyorsun.
    #4199 larden loughness | 8 yıl önce
    0anket 
  11. bu kez müşteri benim.

    müşteri: geçenlerde yeni bir ev aldık..
    bankacı: hayırlı olsun efendim ahahaha..
    müşteri: teşekkür ederim..
    bankacı: nerede aldınız ihihi.
    müşteri: hürriyet'de.
    bankacı: ahahahahahha!!!!
    müşteri: ?? güzel bir sitede. (ne oluyo lan?)
    bankacı: ay ne güzel ahhhahhhah!
    müşteri: evet. ben gitseydim bittiyse işlem.
    bankacı: ahahahahahahahaha!!!
    müşteri: ??
    bankacı: buyrun efendim bitti tabi. ihihihi!!
    müşteri: teşekkür ederim. iyi günler.
    bankacı: iyi günler ahahahahaha!!!

    neyin kafasıysa artık...
    #4203 larden loughness | 8 yıl önce
    1anket 
  12. çocuğu ilkokula başlayacak bir arkadaş fikir sormak için iş yerindeki kahvaltıda dile gelir.

    bir arkadaş: larden, ben namık kemal'e vermeye karar verdim.
    larden: peki kocan ne düşünüyor bu konuda?
    ba: amannnn, ne fesatsın.
    ll: canım ne fesatı, adamın fikrini almadan mı okul seçeceksin?

    (fesatım aslında. patavatsızım bir de. kunduzlar kovalasın beni.)
    #4208 larden loughness | 8 yıl önce
    3anket 
  13. çekmecesinde çayına atmadığı şekerleri biriktiren bir arkadaş öğle yemeği sonrası içilen çayın şekerlerini bana uzatır ve şöyle der:

    ba: al bu iki şekeri, iş yerine gidince bana verirsin.
    ll: iki şekere olmaz o iş.
    #4378 larden loughness | 8 yıl önce
    3anket 
  14. yer: öğretmenler odası
    zaman: boş ders
    matematik öğretmeni: m
    fizik öğretmeni: f
    edebiyat öğretmeni: k (kesret)

    m: geçen gün izmir yolunda gidiyorum tam gaz, bir anda arabanın yağ göstergesi yandı, onunla uğraştım.

    k: ...

    f: iyi ki o göstergeler var abi yaa...

    k: ner'de o göstergeler?

    m: direksiyonun arkasında var ya kesret, sorun olunca kırmızı olarak yanıyor.

    k: e benim kırmızı yanıyor birkaç tanesi.

    f: nasıl yani? hangisi yanıyor?

    k: vallahi yanıyor işte. bir tane alaaddin'in sihirli lambası gibi bir şey var, su damlıyor gibi.. o yanıyor.

    m: motor yağı!

    k: bir tane de kutu gibi bir şey, artı ve eksi var üstünde. o yanıyor.

    f: akü bitmiş!

    k: ...

    m: yauu kesret nasıl geldin allah aşkına??

    k ve m telaşla arabanın yanına iner. m, kaputu açar, bir çubuk bulur orada, çıkarır ve bakar.

    m: ee yağ var gibi aslında. tuhaf... ver bakayım anahtarı bana.
    ...
    m arabayı çalıştırır ve kesret'e seslenir...

    m: bak bakayım, arabayı çalıştırdığın esnada şu yananları mı diyorsun?

    k: evet. :s

    m: ahh kesret ahh, yürü allah aşkına gidelim. anlatacağım ben sana... sana ehliyeti veren...

    k: ...
    #4443 kesret | 8 yıl önce
    0anket 
  15. bankada çalışırken borcunu ödemesi gereken müşterileri arardım:

    ben: merhaba, abdurrahman bey ile görüşebilir miyim?
    teyze: selma bankaya kadar gitti gelecek.
    ben: pardon?
    teyze: selma bankaya kadar gitti gelecek.
    ben: ben abdurrahman beyi aramıştım?
    teyze: selma gelir birazdan o zaman arayın.
    ben: yani orada mı abdurrahman bey?
    teyze: yok ben varım burada, selma bankaya gitti.
    ben: şu an için demedim ablacım, tanıyor musunuz abdurrahman beyi?
    teyze: yoo tanımıyorum kim ki o?
    ben: ...?
    #5034 larden loughness | 8 yıl önce
    0anket 
  16. bazen sorun gerçek hayatta alt yazı bulunmamasıyla ilgilidir.

    yeni başladığı kurumda durmadan mimar kaburo'dan gelen mailleri gören larden merakla sorar:
    ll: abi kim bu mimar kaburo ya?
    x: anlamadım?
    ll: japon bi mimar felan mı yoksa adı mı mimar?
    x: ?
    ll: annesi türktür, babası japondur mesela?
    x ne diyon sen ya...
    ll: mimar kaburo diyorum ya?
    x: ne olmuş mim arka büro'ya ya?
    ll: kimdir diyorum mimar kaburo?
    x: nasıl kim ya? mim arka büro mim arka bürodur.
    ll: alla alla. ya ben anlatamıyorum ya sen anlamıyorsun.

    alacağın olsun mimar kaburo! bir sene dalga geçtiler senin yüzünden.
    #6416 larden loughness | 8 yıl önce
    6anket 
  17. bazen diğer şubelerden yapılan aramalar da yanlış anlaşılmalara sebep olabiliyor. hele bir de göreve yeni başladıysanız.

    x: merhaba, trabzon şube ahmet ben, cavit saplar ile görüşebilir miyim?
    ll: pardon bir saniye. *ahizeyi indirir ve şubede bağırır* cavit saplar!! cavit saplar?!? cavit saplar burada mı? ("kim lan bu ben tanımıyorum?" der iç ses bir yandan)
    x: ahahahahahaha
    ll: cavit bey yok burada. öyle birisi var mı onu da hiç bilmiyorum.
    x: ahahahahehehahahdhhhe
    ll: ahmet bey?
    x: ahahaaa
    ll: aloo? anaa kapattı?

    on dakika sonra yine aradı trabzon. cari hesapları istedi...
    #6417 larden loughness | 8 yıl önce
    0anket 
  18. bir bankanın gişesinde çalışırken duymaktan nefret ettiğim bir soru vardı. "cep telefonu alıyor musunuz?" çeşit çeşit cevaplar verdim ama hiç birisi anlamadı.

    m: cep telefonu alıyor musunuz?
    ll: markası neydi?
    m: markası mı? motorola?
    ll: nokia olsa alırdım... (o zamanlar yoktu iphone, samsung falan)

    m: cep telefonu alıyor musunuz?
    ll: almıyoruz abi, karşı pasaj içinde turkcell bayi var, ona sor o alıyormuş ikinci el cep telefonu.
    m: haa tamam.
    ll: gel gel abi, hattı söyle sen. turkcell, telsim, avea? (telsim vodofone olmamıştı daha)

    m: cep telefonu alıyor musunuz?
    ll: dik olarak evet, yan olarak deneriz ama zor.
    m: ??
    ll: operatör neydi?

    sonra bir gün birisi değişik bir soru ile geldi.
    m: cep telefonu alınıyor mu?
    ll: kalbini kırarsan alınır bence.
    m: nasıl?
    ll: sonuçta onun da hisleri var.
    m: ??

    faturayla telefonu ayırt edebilen insanlar olsun isterdim dünyada...
    #7254 larden loughness | 8 yıl önce
    0anket 
  19. kurumsal bir firma bünyesinde çalışan kıçı kırık bir uzman yardımcısıydım. müşteri ziyaretinden saat 15:00 civarında genel müdürlük binasına döndüğümde, dokuzuncu katta olan ofisimize çıkmak için asansörü çağırdım. benimle birlikte olan iş arkadaşım ise merdivenlere yöneldi.

    ben seslendim: "aldın başını gidiyorsun bakıyorum? nereye?!"
    insan kaynaklarından sorumlu genel müdür yardımcısı cevap verdi: "biraz özel işlerim var, erken çıkıyorum bugün."

    zamanlaması için asansör kapısını tebrik ediyorum.
    #10070 larden loughness | 8 yıl önce
    0anket 
  20. genel müdür yardımcısının sekreteri bilgisayarla aramın iyi olduğunu bildiğinden bir konuda benden yardım ister.

    sekreter: yaaa, bakar mısın?
    larden: efendim?
    s: yaa ben hazırladığım sunumu c'ye kaydettim.
    ll: evet.
    s: şimdi notebook'u açıyorum bakıyorum. yok sunum.
    ll: nereye bakıyorsunuz?
    s: c sürücüsüne.
    ll: hangi c sürücüsüne?
    s: işte buradaki (notebook'u gösterir)
    ll: siz nereye kaydetmiştiniz?
    s: işte buraya (kendi bilgisayarını gösterir)
    ll: ee taşıdınız mı oradan oraya?
    s: nereden nereye?
    ll: sizin c'den öteki c'ye.
    s: ay niye taşıyayım, ikiside c?
    ll: hay allah, ben niye düşünemedimki bunu.

    hamiş: üç dili çok akıcı konuşabilmek bilgisayardan birazcık anlamayı sağlamıyormuş.
    #12007 larden loughness | 8 yıl önce
    0anket 
  21. Bazen monolog olur:

    - Abi şu bilgisayar işini bana da öğretsene.
    - ...
    #12018 Keltox | 8 yıl önce
    0anket 
  22. Saat 4 civarı:
    - Hacım kıyıntı var mı?
    - Yok, benim de midem kazındı. Toplantı salonuna kalın birileri girdi, mola verdiklerinde bisküvileri yağmalarız
    #12019 macro | 8 yıl önce
    0anket 
  23. daire satışında, mutfaktayız,
    müşteri: - fırın nerede olacak acaba ?
    ben (işaret ederek) çıkmaz mı ağzımdan:'' fırın gömmeli olacak hanımefendi.'' hay o şafak sezerinnn... buyrun izleyin 25.saniye: www.youtube.com/...
    #17293 tiger | 8 yıl önce
    0anket 
  24. işverenimle yaşadığım diyalogdan bir parça.

    i: kesret, çok yakın bir arkadaşım var. çok iyi biri. geçtiğimiz seçimlerde el altından belediye başkanı aday adayı oldu. hali vakti yerinde, bey'fendi bir adam. düşündüm, taşındım ve seni uygun gördüm. sen benim kızım sayılırsın.

    k: ... :s

    i: bu söylediklerimi tamamen samimiyete güvenerek dile getiriyorum. kabul etmezsen de sorun değil. sadece tek ricam var. kabul et ya da etme konuştuklarımız aramızda kalacak?

    k: ... :s

    i: şimdi konu şu. bu arkadaşıma üniversiteyi bitirteceğiz. önce onu bil.

    k: ... :s

    i: ama önümüzde bir engel var. adam ilköğretimi bile bitirmemiş. açıktan ilköğretim, lise falan bitirteceğiz. özel ders alacak. türkçe kısmı sende olsun diyorum.

    k: ... tabii ki ne demek. ben de sandım ki...

    i: ne sandın?

    k: aaaa zil çaldı hocam, benim dersim var. konuşuruz ayrıntısını.
    #18491 kesret | 8 yıl önce
    0anket 
  25. ofise çiğ köfte siparişi veren arkadaşla çiğ köfteci amca arasında geçen telefon konuşması. (ofise kadar getirmiyor tabi adamlar, gidip dış kapıdan almak gerek çiğ köfteleri)
    arkadaş: selamlar, bizim çiğ köfteler hazır mı, almak için çıkalım mı kapıya?
    çiğ köfteci: yok abla, daha sıkıyoz... (bkz: )
    arkadaş: ehm peki, ne zaman hazır olur?
    çiğ köfteci: yemelik mi olcaktı abla sizinkisi?
    arkadaş: eeeee şeeey, evet yemelik (öbür türlüsü nasıl oluyo diye polemiğe girmedi, en güzeli)
    çiğ köfteci: 15 dakkaya gelir abla
    arkadaş: peki sağol
    #33382 morgase | 8 yıl önce
    0anket