-
necati eker'e ait bir şiirdir,
sessizliğin siniyor üzerime
kokusu jilet ten keskin
varlığın
okunmayı bekleyen şiir
uzak yerinde odanın
yorgunuz ve soluk
saçı sakalı ağarmış
duman olmuş sigara
halimiz huzur
akatalpa, Sayı: 166, Ekim 2013 -
Huzursuz olma durumu.
Örnek kullanım: Onlar bu davranışlarıyla geçmişte sadece huzursuzluk yarattı. (N. Cumalı) -
Huzursuzca davranış.
Örnek kullanım: Oysa verdiğim her söz, içini rahatlatmak şöyle dursun, huzursuzluğunu bir kat daha artırdı sanki. (E. Şafak) -
Okumaya değer bir Zülfü Livaneli kitabı. -
mülteci kampındaki insanların durumlarını ve ışid vahşetini gözler önüne seren bir zülfü livaneli kitabı.
okurken kendinizi mardin'in tarihi dokusunda kaybetmenizle birlikte, yezidilik'in toplum tarafından haksız bir itibar ile tanındığının bilincine de varıyorsunuz.
aşk teması üzerinden ilerleyen kitapta kadınların, çocukların kamplarda uğradığı zulümlerin anlatıldığı kısımlarda gerçeklerin yüzünüze çarpmasıyla yüreğiniz paramparça oluyor.
kitabın bende bıraktığı tek eksik yanı, sonunun açık uçlu bir şekilde kafada soru işaretleri bırakarak bitirilmiş olması. bunun dışında gayet akıcı ve birkaç saat içinde bitirebileceğiniz bir kitap. -
zülfü livaneli'nin yazmış olduğu akıcı kitap. bilmeyenler için hemen belirtmek isterim ki konusu dram içerir. sadece bir eser olarak değil, insanlık olarakta ağır dram içerir. insanların kendisini anlatmaya fırsat tanınmadan, vahşice öldürüldüğü dünyamızda bu kadar sade, akıcı ve insanı huzursuz eden kitap çok azdır. kimilerine göre kitap çok etkileyici gelmeyecek biliyorum. zülfü livaneli'de zamanında sürgün hayatı yaşadığından dolayı, kitabı yazarken neler hissettiğini bilmek isterdim.
katliamların dininin olmadığını hüseyin adlı kahramanın hayat hikayesiyle anlatmaya çalışmış olan yazar. mülteci insanların dramını meleknaz ve çocuğu üzerinden anlatmış ve bunu okuyucuya aksettirmiştir. dinlerin insanları ayrıştırmadığını görebileceğimiz en güzel yerlerden biri olan mardin'de geçmekte olması ayrı bir değer taşır. kadim dinlerin en güzel örneğini gördüğümüz mardin ilimizi araştırmanızı sağlar. ama en önemlisi insanlık adına bir adım atılması gerekiyorsa hemen yapılmalı fikrini aklınıza getirir. kitapta hem avrupa'yı eleştirir hem ortadoğu'yu. hem plaza insanını, hem saf görünen köylüyü. hem müslüman görünüp katil olanı, hem hristiyan görünüp olup can alanı. kısacası insanı insanca görebilmeyi anlatır.
-- spoiler --
gözlerinde karanlık bir nefret okunuyordu, bana bile öyle bakıyordu. lnsan umudunun
bir kısmını kaybederse üzgün görünür ama tamamen umutsuz kalınca, böyle olur.
-- spoiler --
insanlardan umudunu kaybetmediği için belki de son sözü sadece "ben bir insandım" der. ben bir insandım ama sizler beni yok ettiniz demeliydi belki de. tüm kokuşmuşluğunuzla beni huzursuz ettiniz der. ve yunus emre'nin dediği gibi yaratılanı yaratandan ötürü sevmeliydik. o bir insandı. melek oldu. bizlerde insandık. canavar olduk. -
zülfü livaneli bu kitabı için "Bu romanı yazdığımda canım çok yandı" demiş. okurken benim de canım çok yanmıştı. -
İnsanın içini piç eden bir duygu bu. Olmuş ile olmamışın tam ara durumu. Henüz olmamış ama olabilme ihtimali yüksek şey de buna yol açar, olması kesin ama istenmeyen henüz olmamış da buna yol açar.