-Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümünde; -Master ve doktora eğitimini Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde yaptı. -Aynı okulda 2011 yılında öğretim üyeliğinden emekli olmuştur. -2009 yılında Erdal Öz Edebiyat Ödülü'nü almıştır. -Puslu Kıtalar Atlası adlı kitabı, 20'den fazla dile çevirilmiş ve Kültür Bakanlığı tarafından tanıtılmıştır. -Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri adlı romanı İngiltere'de sahnelenmiştir.
İhsan Oktay Anar'ın yazın biçimi, göndermeler içerir. Kabaca birkaç örnek vermek gerekirse Amat'taki İsrafil adlı çocuğun gemi borazancısı olup diriliş düdüğünü çalışı islamiyette kıyamet haberi olan borazanı çalacak meleğe, alt ambar toprak altına ve mezara göndermeler ya da modellemelerdir.
-izmir karşıyaka erkek lisesi'nde okurken kitap okumak için okulu asıp sık sık kütüphaneye gittiği için devamsızlıktan okuldan atılmıştır. lise öğrenimine akşam lisesinde devam etmiştir.
-puslu kıtalar atlası'nın ve efrasiyab'ın hikayeleri'nden bir öykünün sinemaya uyarlanması için teklif gitmiş ancak bu teklifi kabul etmemiştir.
-basılmamış olan "tamu" adlı bir eseri vardır. 1991'de yazdığı bu eseri yayınlatmak için dört sene boyunca yayınevleriyle görüşmüş ama sonra eserini beğenmez olup yayınlatmaktan vazgeçmiştir.
-amat'ı yazmak için üç sene boyunca denizcilik tarihiyle ilgili ne var ne yoksa okumuştur.
-eserlerini eşi özlem anar için yazmaktadır. onun beğenisini okurun beğenisinden evla görmektedir. *
-kutsal kitapları çokça okumakta en iyi yazarın "tanrı" olduğunu düşünmektedir.
*** kendisine sorulan "istanbul'u çok az görüp de, bu kadar iyi anlatabilmenin sırrı yalnızca tahayyül gücü müdür? eski istanbul'u anlatan kitaplara merakınızın derecesi nedir?" sorusuna "anlattığım istanbul 17. yüzyılın istanbul'u. ben dahil şimdi yaşayan hiçbir kimse o istanbul'u görmedi." şeklinde bir cevap verdiği bilinmektedir. ***
Kısa bir dönem popüler kültüre kurban olmak üzereyken, romantizm akımını temsil etmesi ve kullandığı dil ile yarattığı farktan ötürü son anda kurtulmuş kıymetli bir yazarımızdır. İzmir'de yaşadığım dönem gazi kadınlar sokağı'nda birçok kez rakı masasında oturmuş, keyifli sohbetlerine nail olma şansı yakalamıştım. İki dubleden sonra genellikle dili dolaşır, dedikleri iyice anlaşılmaz hale gelir :) Derya'dır, can'dır. Selam olsun ağabey, sen hep yaz e mi.
Türk Edebiyatına kalemiyle harikalar katmış olan yazar. Felsefi yorumlaması, kapalı anlatımları, cümlelerin çekiciliği kendine has tarzını kanıtlar nitelikte. Dönem sonu ödevimi kendisine ayırdığım (bkz: puslu kıtalar atlası)
başka bir dünyadan olduğunu düşündüğüm nefis bir yazar. şimdiye kadar iki kitabını okudum. üslubu, o uydurma gibi duran ve bir kısmı büyük ihtimalle öyle olan kelime dağarcığı beni benden alıyor. diğer kitaplarını da okuyup kendisini "bütün kitapları okunan yazar" yapmak istiyorum ama yeni kitap çıkarmadığı için diğerlerini okumaya bir türlü elim gitmiyor. umarım yazmayı bırakmamıştır. ama buna rağmen yazıyorsa ve bunu bizden esirgiyorsa çok kırılırım kendisine.
iyi ki yazıyor dediğim insanlardan, üstkurmaca* üstadı uzun ihsan efendi.
benim için üstadın ustalık eseri "suskunlar" kitabıdır.
bundan 13 sene evvel 18-19 ekim gibi 2007'de çıkmıştı. 20 veya 21 ekim de pazar günüydü ve o gün izmit'ten kadıköy'e gitmiştim ve ilk işim kitabın birinci baskısını almak olmuştu.
hatta şu detayı da unutmuyorum, birinci baskısı 40.000 adet yapılmıştı.
ve ilginç bir şekilde en uzun kitabı da yine benim ustalık eseri dediğim suskunlar'dır 7 kitabın içerisinde.
tüm kitaplarını hem de sırasıyla okumuş biri olarak şu puanlamayı verebilirim;
-Puslu Kıtalar Atlası / 10 üzerinden 8
(238 s) (1995)
-Kitab-ül Hiyel / 10 üzerinden 7,5
(144s) 1996)
-Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri / 10 üzerinden 7
(245s) 1997)
-Amat / 10 üzerinden 8,5
(235s) 2005)
-Suskunlar / 10 üzerinden 10
(269s) 2007)
-Yedinci Gün / 10 üzerinden 4
(240s) 2012)
-Galîz Kahraman / 10 üzerinden 5
(181s) 2014
bu kadar yazdık, o zaman suskunlar girizgahını alalım bari kitabın;
"kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür."
(mevlana)