Görme kusurunu en pratik şekilde geçici olarak ortadan kaldıran çift cam.
Bu alet zamanla kafanın şeklini mi alıyor bilinmez, gözlük hiçbir darbeye maruz kalmasa dahi şekli değişiyor. Sürekli kullananlarda burun üzerinde iz bırakıyor. Yağmurlu havada ya da soğuktan sıcağa geçince kullanım dışı kalıyor. Bazen kafada takılı olmasına rağmen görünmez oluveriyor. Pek çekilir dert değil gibi.
9 yıldır kullandığım, artık vücudumun bir uzvu olan zımbırtı.
neresinden tutarsan tut ayrı bir derttir bu. en büyük sıkıntısı da kırılmaya en meyilli eşyanız olması. eğer sahip olduğunuz aksesuarlardan biri kırılacaksa kesinlikle o kırılan şey gözlük olur. türkiye'de de ucuz değil ki bu meret. öğrencilik döneminde kırıldıysa ve sürekli gözlük kırdığın için ailenle papaz olmaya başladıysan bin bir türlü yapıştırma teknikleriyle uğraşırsın.
insanoğlu işte kendinde olmayan ne varsa istiyor. kiminle konuşsam "hep gözlüklü olmak isterdim, çok güzel bir şey" lafını duyuyorum ve bıktırıyor bir süre sonra insanı. hoş bilmiyorlar ki o gözlük bir süre sonra burnunun üstünde at taşıyormuşsun gibi hissettirecek. evet at. burnunun şekli değişecek, yepyeni bir kemikle baş başa bırakacak bu namussuz seni.
yatarak televizyon veya film izlemek işkence zaten. Bir de "koltukta sızmak" eylemi sizin için geçerli olmuyor eğer geçerliyse o gözlük mutlaka kıçınızın altına girecektir bir şekilde. aynanın karşısına geçip uzaktan gözlüksüz nasıl göründüğünüzü hiç bilemeyeceksiniz.
işin acı tarafı insanların bir çoğu gözlerinin bozuk olduğunun farkında bile değil. hayatı sd kalitesinde izliyorlar ve herkesin öyle gördüğünü sanıyorlar. her ne olursa olsun bir göz doktoruna görünün efendim. zaten şimdiye kadar hiç bir hastahanede göz için uzun bir kuyruk görmedim yarım saatinizi almaz.
bir de kullananlar veya yeni başlayanlar için temizlik önemli bir konu. öyle her bulduğunuz "aa bu pamuklu mu? dur gözlüğümü sileyim" demeyin. çevrenizde gelişen olayları bir süre sonra çizik çizik izlersiniz. ellerimizi güzelce temizleyip sabunu elimizde köpürtüyoruz daha sonra gözlük camlarına iyice yedirerek tatlı su ile durulama işlemi gerçekleştiriyoruz. bir kağıt havlunun üzerine bıraktığımız gözlükler kısa zaman içerisinde size pırıl pırıl bir görüntü olarak geri dönüyor.
hayatıma giren tüm kadınlar istisnasız olarak gözlük kullanıyordu.
ayrıca çekici bulduğum bazı kadınların da aslında gözlük kullandığını ve dışarıda nadiren kullandıklarını öğrenince de insan "şerefsizim aklıma geldiydi" diyebiliyor.
görme bozukluğunu giderdiği gibi bazı insanların (örneğin ben) baş ağrılarını da gideriyor bu zımbırtı. artık göz yorulduğu için mi baş ağrısı yapıyor yoksa başka bir nedenden dolayı mı bilmiyorum ama en güçlü ağrı kesicilerin yapamadığı ağrı kesme işini bu zımbırtı 5 dakika içerisinde yapıyor.
Şiddetli ve uzun süre gitmeyen bir baş ağrınız varsa, özellikle alın bölgenizde, göz doktoruna görünmenizde fayda var derim.
Kendisinde olmayan karizmanın farkında olan çoğu öğretmenin veli toplantısı öncesi numarasız olanından takıp kendilerine seviye atlattığını sandığı bir materyal.
Aşağıdaki metni 1 yıl önce gözlükçü biri bana atmıştı numaralı gözlük için yazmıştır ama güneş/okuma gözlükleri için de geçerliliği vardır. “Sağlamlık: Asetat =>Titanyum > Kemik (Kullanıma bağlı asetat veya Titanyum sağlamlığı değişir)
Hafiflik: Titanyum > Kemik > Asetat
Dayanıklılık: Asetat>Titanyum>Kemik
Fiyat: Titanyum=>Asetat> Kemik (markaya göre fiyat değişir bazı modellerde asetat bazılarında titanyum daha pahalı olabilir)
İncelik: Titanyum>Asetat=>Kemik” Bildiğim kadarıyla Titanyum, asetat, kemik gözlüğün çerçevesinden kullanılan malzemedir. Kemik çerçeve falan diye kullanım alanı var.
Bir de ekran süreniz fazla ise (pc, telefon, tv) gözlük camınıza blue cut denilen mavi filtre taktırmalısınız ama benim gibi fakirseniz ve ekran süreniz günde minimum 10 saat ise mavi filtre yerine yeşil filtre taktırabilirsiniz daha ucuz ve daha az etkili Son olarak burada da çerçeve tipleri bulunmaktadır.
mantar kurabiye diye okuduğum başlığın biraz daha dikkatli baktığımda matar kubileya olduğunu fark etmemle edinmem gerektiğine kanaat getirdiğim okuma camı.
12 yıldır takıyorum, bugüne kadar en ufak bir faydasını göremedim. Suratında boşa ağırlık yapar (özellikle de sıcak havalarda), maske takarsın anında buğulanır, yağmur veya kar yağarken zaten önünü göremezsin…
hele o ekranın camını temizlemek zorunda kalmak, başlıbaşına bir eziyet: parmak izleri, toz, kıl, tüy, yün, yumak...
hani bu gözlük işi bazısını havalı gösterir, bir tarz falan katar ben de o da yok anasını satayım. kahrolası gözlüğün şu güne kadar hayatıma soktuğu problemler yetmezmiş gibi bir de beni alabildiğine tipsiz göstermeyi becerdi sağolsun.
çok şükür bir aksilik olmazsa yakında kurtulacağım. nedir kardeşim bu gözlük zımbırtısından çektiğim? yeter ulan!