ho amca şöyle diyordu: bağımsızlık ve özgürlükten kıymetli bir şey yoktur. eğer ki insan, candan ve gönülden çalışmazsa, o, her zaman, esaretin yükünü çeker.
Ölmeden önce, ho chi minh şöyle diyordu: hayatim boyunca, bütün gücümle, içten, gönülden, ülkem için, devrim için ve halkım için çalıstım. eğer ki bu uğurda ölmem gerekliyse, gönül rahatlığıyla mezara giderim. isterdim ki bu çalışmalarımı sürdüreyim, fakat hayatım müsait olmadı buna. bu yüzden gönlüm rahat degil. eğer bütün halklara zafer verseydim, sevinçli giderdim.
ho amca ho chi minh otuz yedi yıl mücadele verdi yaşasın vietnam halkı marksizm ve leninizmin izini gösterdi yaşasın yaşasın vietnam
ho amca, ho chi minh
kadın erkek, hep savaştı dağlara çıktılar aslanlar gibi orak ve kürekle saldırdılar öldürdüler, öldüler, kurtardılar esareti kaldırdılar yaşasın vietnam halkı
ho amca ho chi minh
izimiz çok zordur binlerce bela vardır zafer kazanılmazsa onlar bunu her zaman ceksinler yaşasın yaşasın vietnam
ho amca ho chi minh
ışığını dünyaya yaydın halkların dostu oldun herkesin amcası oldun ve vietnam'a faydalı oldun düşüncen biliçli, halklar için ho amca, amcamız.
vietnam'da kendisine ait tapınaklar bulunan lider.
muhtemelen atalara tapınmak ile ilgili olsa gerek. çin'in kültürel etki alanında kalmış ülkelerde (moğolistan, kore, japonya, vietnam, kamboçya, tayland, laos vs) sık görülen bir durum.
"Olmasaydı kışın soğuğu, kederi
Olmazdı baharın sıcağı, parlaklığı
Felaket de öylece sertleştirdi beni ve kafamı,
çeliğe su verircesine.." Ho Chi Minh
Buradan anladığımız kadarıyla kendisi aynı zamanda bir düşünür ve hayat aşığıdır. Vietnam’ın fransız sömürgesi olduğu o yıllarda- Vietnamlı bok gibi zengin bir ailenin çocuğu olarak doğan ho, gençliğinde fransa’ya taşındığında memleketiyle fransa arasındaki müthiş dengesizlikleri görmesiyle fransa gibi emperyalist devletlerin gücünü, kanına ekmek doğradığı sömürgelerin sırtına basarak elde ettiğini anlamış ve bağımsızlık üzerine düşünmeye başlamıştı. Dünyayı dolaşmaya devam etti. amerika birleşik devletleri’nde yaşarken bulaşıkçılık yaptı, bir dönem de motorola’da çalıştı. ikinci dünya savaşı esnasında ülkesine döndü ve viet minh’i sıfırdan kurup liderliğini üstlendikten sonra işgalci japonlara karşı isyan bayrağını açtı. Japonlara karşı savaşırken Abd’den silah ve para yardımı aldı. vietnam, japonlara karşı net bir zafer kazandı. Vietnam halen fransız sömürgesi olduğu için, fransızlara karşı bir bağımsızlık savaşı verilmesi gerekliydi. Vietnamlılar, japonlardan sonra fransızların da fişini çekerek bir kez daha dünyanın mazlum halklarına umut oldular. sarı ırkın bu meşhum zaferi batı’nın tamamı için büyük bir travma yarattı. Nasıl olur da köylü vietnamlılar, “uygar dünyanın mimarı” avrupalıları yenerdi? Bundan sonrasına amerika birleşik devletleri el atacaktı. Elini atmasıyla eline yüzüne bulaştırması da bir oldu. Vietnam bağımsızlık savaşı’nın en çetin günlerinde amerikalılara söylediği şu söz, hayatın ho amca’yı “çeliğe su verircesine” kararlı ve gözü kara biri yaptığını fazlasıyla gösteriyor:
"sizden öldürdüğümüz her bir kişiye karşılık bizden on kişiyi öldürebilirsiniz ama bu şartlarda bile kaybeden siz, kazanan biz olacağız."
aynı zamanda bir şair olan ho şi minh, budizm’e olan ilgisi, vatansever ve bağımsızlıkçı kişiliği, hawaii gömleği ve parmak arası terlikleriyle tevazunun, erdemin ve bilgeliğin simgesi olarak hatırlanıyor. saygı ve rahmetle anıyoruz (oha ne dedim lan ben şimdi?)