Zamanında Polonyalı kız arkadaşımın söylediği kadarıyla çok fazla keko holigan barındıran , pronounceları zor mekanlarıyla (Szczebrzeszyn,Szczodrkowice,Warmątowice Sienkiewiczowskie),Białowieża,Wisła,tatra gibi doğa güzellikleriyle bilinen ülke.
bu ülkenin halkının konuştuğu dil eksriyetle lehçe'dir ve halkına da leh denir. Bu tarihte lehistan adıyla anılmalarıyla doğrudan alakalıdır. fakat dilimizdeki ağız-şive-lehçe üçlüsündeki lehçe ile karışıklık yarattığından bazı kesimlerce halkına polak, konuştukları dile de polakça denilmiştir.
tamam güzel bir hareket de, ne bileyim bu tür radikallikler her ne kadar muhafazakar bir katolik olsam da beni pek hoşnut etmiyor. sonuçta isa mesih de kendi krallığının bu dünya üzerinde olmadığını söylemişti.
yine de seviyorum bu ülkeyi. çok samimi dindarlar barındırıyor bünyesinde. bazılarına gıpta etmemek elde değil.
bir aksilik olmaz ise kışın ziyaret edeceğim bir avrupa ülkesi.
tarihi açıdan, özellikle 2. dünya savaşı kalıntıları ile ilgi çeken bir ülke. ayrıca mimarisi ve doğası da çok güzel. Ek olarak para birimi olan zloti, Türk lirasından sadece 50 kuruş değerli.
otel masrafım da olmayacağı için ilk yurt dışı seyahatim için en iyi seçenek olmakta.
avrupa'daki en muhafazakar ve milliyetçi ülkelerden biri konumundadır. neden böyle oldukları konusuna gelirsek bence ulus devletlerini ve devletleriyle beraber bağımsızlıklarını geç kazandıkları için.
tarih derslerinde koca topraklarla lehistan adıyla gördüğümüz polonya; almanlarla ruslar arasında 2 kere paylaşılmış, toprakları almanlar ve ruslar arasında uzun yıllar savaş cephesi görevi görmüş bir ülke.
bu işgal edilme psikolojisinden uzun süre çıkamayacaklar gibi zira ordusunda en çok tank bulunduran avrupa ülkelerinden. almanlardan çekinmiyorlarsa bile ruslardan çekindikleri ve sürekli tetikte oldukları kesin; hele rusya-ukrayna savaşından sonra iyice paranoyaları artmıştır.