kendisinden ve tadından önce, filmlerde ısrarla vurgulanan karizmasıyla tanışılan. eve girildiği gibi kapak açılır, 2-2,5 cm yi geçmeyecek şekilde doldurulur, iki de buz atılır elle ama. ya da iş çıkışı bir mekana gidilir barmene ''her zamankinden'' derken yorucu bir gün geçirildiği vurgulanır. kadın bir karakterse karşısındaki elemana şuh bakışlar fırlatırken, işaret parmağını bardağın ağzında gezdirir filan işte. ulan holivud işin gücün subliminal haa.
İsmi İrlanda ve İskoçya lehçelerinde "yaşam suyu" anlamına gelen "uisge beatha"dan gelmektedir. Arpa, buğday, çavdar veya mısırdan damıtılarak yapılan ve meşe fıçılarda dinlendirilerek olgunlaştırılan bir tür alkollü içkidir.
Genel itibariyle İskoç (Scotch), İrlanda (Irish) ve Amerikan/Burbon (American/Bourbon) viskisi diye 3’e ayrılır.
Burbon viski, amerika’da üretilir ve bir kez damıtılır. Üretiminde genel olarak mısır kullanılır.
iskoç viskisi, iskoçya'da üretilir ve iki kez damıtılır. Üretiminde genel olarak arpa kullanılır.
İrlanda viskisi, irlanda'da üretilir ve üç kez damıtılır. Üretiminde genel olarak arpa kullanılır.
Merketlerde satılan viskiler iki çeşittir, single malt ve harmanlanmış. single malt olanlar sadece bir damıtımevinin ürettiği ve şişeleyip sattığı viskilerdir. Genellikle diğerlerinden biraz pahalıdır. harmanlanmış ise birçok damıtımevinden toplanmış viskilerin çeşitli oranlarda karıştırılıp şişelendiği viskilerdir. Marketlerde popüler olan viskiler genellikle harmanlanmıştır. Her firma kendi karışım oranını saklı tutar.
yorucu geçen bir iş gününden sonra, ofiste şehrin günbatımı manzarasını izleyerek içilesi içki türü.
lakin hayalim sanatçı olmak (ses sanatçılığı aklınıza gelmesin hemen, başka sanatlar da var) ve sanırım böyle bir eylemi hiç gerçekleştiremeyeceğim... çünkü hayalimdeki yaşam tarzıma ters. en iyisi bir caz barda içeyim ben bunu.
olgunluk seviyesiyle beğeni seviyesi artan alkol. gençken bir türlü güzel gelmez, yaşlandıkça da bir tek bundan içmek ister insan. birde şöyle kaliteli bilmem kaç yıllık falansa ımh baya güzeldir. ben henüz o kadar yaşlanmadığım için sevmiyorum^^
çavdar,buğday,arpa veya mısırdan damıtılarak yapılan ve meşe fıçılarda dinlendirilerek olgunlaştırılan alkollü içkidir. sek olarak ya da maden suyu ile içilmesinden yanayım. kendi düşüncem çikolata ile içmeyin
tek başına içilebilecek en güzel içkidir. ötekilerin hemen hepsi yaren ister, sohbet ister. viski istemez. ya da bana öyle geliyor. geçen hafta hastaydım. burun akıntısı, boğaz ağrısı mevsim normali. geçiştirdim bir şekilde ilaçsız falan. ama öksürük kaldı. doktorların dediği iyileştikten sonra sekiz haftaya kadar devam edebiliyormuş bu öksürük. gündüz pek sıkıntı yok ama geceleri uyutmuyor. çaresi viski. vakti zamanında bir doktor arkadaşım söylemişti. öksürük şurubundan daha etkilidir diye. öksürük geldiğinde shot bardağının dibine iki yudum, fazla değil, viski koyup dikiyorum kafaya. anında kesiyor o yapışkan öksürüğü. sonra gelsin uyku.
Bu meret hakkında hintliler gibisini görmedim. Özellikle de hani şu başına türban saran sihler. Genelde skoç içerler viskiyi beğenmediklerinden. Mesela biz türklerde çok azdır skoçla viskinin farkını söyleyebilecek, ki ben dahil. Ama aha heriflere sor, black label ne, red label ne, viski ne skoç ne sana söylesinler. Şaşırırsınız.
ülkemizde viski denince akla nedense, aslında çok ta kaliteli olmayan chivas, johnny walker, jack daniels gibi blended viski üreten markalar geliyor ve inanılmaz rağbet görüyorlar. tabi ki single maltlarla arasındaki fiyat farkını görmezden gelmiyorum ama çok özel bir kaç marka blend viski hariç, bu saydığım viskiler bir single malt viskinin yanından geçemez. single malt viskiler konusu ise bir derya. şöyle lastik kokulu bir ardbeg 10 olsa da içsek. swh
en sevdiğim içkidir kendileri. sofra istemez, muhabbet istemez, insanı yormaz, bol bol işetmez, rahatlatır, kafayı bulayım dersen 2 litre içmen gerekmez.
fakat pahalı bir zevktir. scotch'u makbuldur. 12 yıllıkları en premium markalarda bile hayal kırıklığıdır. minimum 18 yıllık olandan almanızı tavsiye ederim. bütçeniz uygunsa 25 yıl ve üzeri her kadehte ayrı bir zevk verecektir.
eski irlanda dilinde, uisce (su) ve bethu (yaşam) kelimelerinden türetilerek, 18. yüzyılda uisge beatha (yaşam suyu) şeklinde adlandırılmış, sert bir içki türüdür. irlanda ve abd'de whiskey, ingiltere ve iskoçya'da daha çok whisky şeklinde yazılır.
canadian, japanese, scotch, bourbon, sour mash gibi türleri olan, yıllandırıldıkça tadı değişip güzelleşen, hoş sohbete yarenlik edebilecek güzel bir içki türüdür
Alkolün damıtılmasına ilişkin en eski kayıt 13. Yüzyılda şaraptan damıtıldığı yer İtalya olarak kayıtlara geçer.
Bir kral tarafından bir keşişe viski yapılması için verilen arpanın kraliyet komisyonu tarafından hazineye kaydedilmesi ile bilinen en eski ve resmî belgeli viski İskoç viskisi olarak kabul görmüştür.
14. yüzyılın sonlarında İskoç kralı VI. James’in Lindores Manastırı keşişi John Cor’a viski yapması için belirli miktar arpa vermiştir. O zamanlarda viski manastır keşişleri tarafından yapılır ve hemen tüketilmek üzere hazırlanırdı. Fıçılarda dinlendirme işlemi yapılmadan içilen viskinin tadı çok sert olurdu. 16. Yüzyıla gelindiğinde unutulmuş bir viski fıçısının bulunması ile viskinin uzun süre dinlendirildiğinde daha olgun ve güzel olduğu keşfedildi.
İngiltere Kralı VIII. Henry’nin 1536 yılında manastırları kapatması ile işsiz kalan keşişler, öğrendikleri viski damıtma becerisini manastır dışına taşıyarak geçimlerini sağlamaya başladılar. İlerleyen yıllarda dönemin parlamentosu viskiye vergi getirdi ve viski sokaklardan yer altına inerek kaçak üretilmeye başladı. Devam eden yıllarda asker ile viski üreticileri arasında kanlı olaylar yaşansa da viskiyi benimsemiş İskoçlar pes etmeden üretimlerine devam ettiler.
Kendisi de kaçak viski üreticisi olan Gordon Dükü 1823 yılında parlamentoya sunduğu teklif ile viski kanunu hazırlandı. Bu kanuna göre viski üreticileri viski ruhsatı almak için hükümete 10 pound ödeyecek ve üretimine göre vergi ödeyecekti. Hükümetin ve üreticilerin kabul ettiği bu kanun sayesinde yıllar içerisinde kaçak üretim sonlanmış oldu. Günümüzde üretim yapan damıtım evlerinin çoğu 1823 yılına kadar kaçak viski üretiyorlardı.
Viskiden bahsederken Aeneas Coffey’i anmamak olmaz. Viski yüzyıllardır hep aynı teknik ile üretiliyordu. Maltlanmış arpanın birası bakır imbiklerde ağır ağır damıtılıyordu. Bu da hem maliyeti arttırıyor hem ürün üretimini etkiliyor hem de ağır bir tada sahip oluyordu. Aeneas Coffey’in 1831 yılında bulduğu Coffey imbiği sayesinde her türlü tahılın birasından hızlı ve ucuz viski üretilebilmeye başlandı.
Viskinin Uluslararası alanda ün kazanmasının büyük payı 1880 yılında Fransa’da ortaya çıkan asma biti yüzünden şarap bağlarının ürün vermemesi ve mahzenlerin boş kalmasıyla İskoçların bu durumu fırsata çevirip viskinin şarap yerine tüketilmesini sağlamasıyla olmuştur.
Günümüzde Kral IV James ve Friar John Cor adına özel viskiler üretilmektedir.