23 ocak 1962'de geçirdiği kalp krizi sonucu hastaneye kaldırılan tanpınar, ertesi sabah ikinci bir kalp krizi ile 61 yıllık ömür defterini kapatmıştır.
mezar taşında "ne içindeyim zamanın / ne de büsbütün dışında" dizeleri yer almaktadır.
"şiirim esastır. fakat roman şöhretimi ve şahsiyetimi tesis edecektir. birisi düşüncem, asıl estetiğim, öbürü asrımla temas noktamdır. bu temas kendi estetiğimin içinden çıkmalı, bir anlayışın tatbiki olmalıdır."
"ben aşktan daima kaçtım. hiç sevmedim. belki bir eksiğim oldu. fakat rahatım. aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. şu veya bu şekilde.. fakat daima ödersiniz.. hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz.."
satırlarını gayet haklı bulduğum yazardır. ve kanaatimce türkçenin en iyi romancısıdır.
'''evin üzerime çökmüş gibiydi. bu hislerden kurtulmak için müsveddelerini okumağa karar verdim. ne hazin şeyler. vazgeç mümtaz, hiç istidadın yok. her cümlende yazacağın şey tükeniyor. hiç de kısırlığın o bereketli kısırlıklardan, insana yeni ufuklar açan sihirli zorluklardan değil. beş on sayfa okuduktan sonra, bu masa başında çektiğin sıkıntıları düşündüm ve sana acıdım; şair, muharrir olmanı hiç tavsiye etmediğim halde! –vazgeç mümtaz, vazgeçmezsen bile hiç olmazsa şiire ayırdığın kelimelerle öbürlerini yazmaktan vazgeç. otuz sahipe okudum, bir satır bile hoşuma gitmedi. daha okurdum, bilirsin ki seni beğenmem, fakat severim! ama senin insan talihinden bahsetmeğe ne hakkın var mümtaz? aşk gibi tabii bir iş üstünde bu kadar geciken bir insansın! sen sevgilinden bahset; onun güzelliğini öv; boğazda ışık oyunlarını seyret; mezar taşında keramet, eski musikide dirayet vehmet! görmüyor musun dışarıda geiş hareket var! insanlar istiye istiye ölüyorlar.zannetme ki onları da beğeniyorum. fakat ne olsa biraz anlıyorum. sen insanlığın asıl tecrübesinden gafilsin! açlığı, sefaleti bilmiyorsun. yanlış anlama, bütün hayatından sıkıntı akıyor, fakat tabiatın, terbiyen onu görmeğe müsait değil. önünde gelecek diye bir vehim aynalanıyor, ona doğru koşuyorsun! sen insan talihinden bahsetme! kendinden bahset!''