1. 1952 yılında istanbul'da dünyaya gelmiştir.

    romanlarında kullandığı farklı anlatım teknikleri ve postmodern yaklaşımlarıyla dikkat çeken yazar, doğu-batı sorununu felsefi ve kültürel açıdan ele almıştır.

    1979'da ilk romanı olan "karanlık ve ışık" adlı eseriyle milliyet roman yarışması'nda birincilik ödülünü mehmet eroğlu ile paylaştı. 1982'de bu roman "" ismi ile yayımlandı. eser 1983'te orhan kemal roman ödülü'nü aldı. böylece de adını sanatseverlere duyurdu.

    2005'in şubat ayında bir isviçre dergisine -das magazin- verdiği demeçte "bu topraklarda üç yüz bin kürt ve bir milyon ermeni öldürüldü. benden başka kimse bunları konuşmaya cesaret etmedi." sözleri türkiye'de büyük tepki topladı ve ona "türklüğe hakaret" davası açıldı. hakkında altı ay ile üç yıl arasında hapis cezası istendi. bu süreç dünya çapında büyük ilgi uyandırdı. orhan pamuk'a açılan bu dava t.c. adalet bakanlığı'nın onayını gerektiriyordu. bakanlıkça izin verilmeyince 22 ocak 2006'da mahkeme yetkisizlik kararı verdi ve dava düştü.
    ve orhan pamuk'a 2006'da nobel edebiyat ödülü verildi. (meraklısına: ödül töreni sırasında yaptığı konuşma "babamın bavulu" adıyla yayımlanmıştır.)

    eserleri altmışa yakın dile çevrilen yazar yine 2006'da time dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri seçildi.
    #17969 kesret | 8 yıl önce
    0yazar 
  2. kendisi batı tarafından "neo oryantalist" olarak bilinen yazar. bana göre ise yaşar kemal ile birlikte en büyük edebiyatçılardan. dünyadaki çoğu edebiyatçıdan daha edebiyatçıdır.

    dan brown'a, haruki murakami'ye "çok iyi yazar abi ya..." diyenler henüz orhan pamuk okumamıştır veya orhan pamuk'u algılayabilecek kadar kitap okumamıştır. eminim ki kendisinin özellikle nobel ödülü aldıktan sonra yazdıkları yüzyıllar boyunca okunacaktır.
    #63690 touma seguchi | 7 yıl önce (  7 yıl önce)
    0yazar 
  3. tek bir paragrafta birden fazla karakterin spesifik ozelliklerini verip metnin gerisinde bunun uzerinde metni yogurup bunu da sikmadan yapabilen nobel odullu yazar.

    bi kitabini okumustum aklimda bu sekilde yer etmis.
    #112181 yurkino | 6 yıl önce
    1yazar 
  4. nobel edebiyat ödülünü hakkıyla almış yazardır. siyasal islamın ne kadar kötü bir imaj bırakacağının en büyük göstergesidir. cahil insanların, entelektüel birikimi olan insanlar üzerinde faşizanca yaklaşımına örnek gösterilecek yazar. ülkemizde değerinin anlaşılacağı günler geldi, hatta geçiyor. elbet bir gün tarafsız, önyargılardan arınmış bir şekilde, yazarın bir eserini okuyabilme fırsatı yakalayacağız. tabi ki bu durum siyasal islam'ın çökmesiyle olacak. maalesef iktidar sahiplerinin oy devşirmek için bir yazarı bir toplumun önüne yem olarak attığını göremeyen biz insanoğullarına, daha kitapları basılmadan önce başına gelecekleri görebilen bir insan olarak çok kırılmış olmalı. toplumu derinlemesine analiz etmeyi başarabilmiş yazar, fikirlerini (doğru olup olmadığını söylemiyorum) kaldıramayan topluma birşeyler anlatmaya çalışıyor. ne kadar acıklı bir durum ki, sadece fikirlerini dile getirdiği için toplumu (kitleyi) yönlendirenler tarafından hedef haline getiriliyor. eminim hedef olacağını zaten biliyordu ve bunu engellemek adına kendini savunmaya dahi geçmedi. nasıl ki şuan cezaevinde masum harbiyeliler kendilerini savunmaya kalkmıyorlar, sadece sessizce anlaşılacakları günü bekliyorlarsa, orhan pamuk'ta anlaşılacağı günü bekliyor. unutmayın hiçbir fikir hapsedilemez, bu fikirler usta bir kişi tarafından kaleme alındıysa eğer yüzyıllarda geçse özgür kalır, ulaşacağı yere ulaşır. kim bilir belki bugün bana ulaşmıştır. belki de bu yazımı okuduktan sonra size ulaşır. ama muhakkak ulaşır.
    #126247 kitapkurdu | 6 yıl önce
    0yazar 
  5. her ne kadar türkiye'de çok da seveni olmasa da kitapları dünyada milyonlarca satan türk edebiyatının nobel ödüllü yazarı. romanlarında kullandığı geriye akışlar insanın kafasını allak bullak edebilecek cinsten. ha bir de ösym sınavlarının vazgeçilmez sorularından.
    #126685 kalpakli | 6 yıl önce
    0yazar 
  6. kanaatimce genelde vasat, bazı romanlarında da vasatın üstü bir romancıdır. 20 yıldır hiç bir politik topa girmemek kendisini kurtarmamıştır. zira artık akp hükümetini fırsat buldukça övmeyen herkes benzer şekilde anılabilir.

    haluk bilginer mesela. neden yandaş basında türklerin gururu diye manşet manşet verilmedi? zira o da nankör bir teroristtir. bu kadar önemli bir uluslararası ödül alıp da nasıl övmezsin sen ülkemizdeki bağzı büyük hizmetleri haluk bilginer. sen kimsin yaaaa?
    #168092 memosh usta | 5 yıl önce
    0yazar 
  7. hakkında konuşmak için önce kitaplarını okuyup, dönemlerini doğru ayırmak lazım. neredeyse farklı yazarların elinden çıkmış gibiler çünkü.

    1- dönemi: bunu tek kitaplık bir dönem olarak görüyorum. çok iyi çalışılmış, ardı iyi doldurulmuş, yazarlığa soyunmadan önce sağlam temeller oluşturmak için ne kadar emek harcandığı her sayfasından belli olan bir roman cevdet bey ve oğulları. türk edebiyatında az rastlanan ırmak romanla giriş yapması, romandan hemen sonra başlayan tarihsel tutarlılık tartışmaları yapıtının gücünü gösteriyor. Burada pamuk uzun süre kafayı takacağı türkiye'nin değişen dünyada dünya değiştirme çabasını daha çok bir izleyici, not eden tarihçi gibi anlatıyor

    2- , , dönemi: Orhan pamuk'un tepe noktası. listeye senaryosunu da ekleyebilirdik, kara kitap'taki bir öykünün senaryolaştırılmış halidir. Burada imzası haline gelmiş, öznesi cümlenin sonunda açığa kavuşan, kimilerine kafa karıştırıcı gelen diline iyice hakim hale geliyor pamuk. artık iddiları, konu üzerine duyguları ön plana çıkıyor. ki bu tarzı, çevirmenlerinin en büyük problemidir. kara kitap'ı ingilizce okuyanlar başarılı bir iş yaptığını düşündüğüm çevirmenin çilesini tahmin edeceklerdir. önce hisleri verip sonra öyküleri sıralıyor paragraflarında. tepe eseri kara kitap o kadar yankı buluyor ki, hususi "" yayımlanıyor mesela. 'dan bayrak devralma çabasına giriyor. üzerinden etkisi hissediliyor. bir uzmanı olduğunu iyice hissettiriyor.

    3- , : Buna Orhan Pamuk'un duraklama dönemi diyebiliriz. Bir başka bakışa göre şahlanma dönemidir. Kara kitap'ın daha basit bir anlatımla yeniden yazımı sayılabilecek yeni hayat ile daha popüler bir çizgiye kayacağının sinyallerini veriyor. kitap rekor baskıyla piyasaya çıkıyor, türk edebiyatının yıldız ismi ilan ediliyor, satışların da gösterdiği üzre. 90'ların sonundaki avrupa edebiyatı üzerine ahkam kesecek kadar bilgim yok ama genel olarak dilde basitleşme, öykünün kendisine kaçme eğilimi var. benim adım kırmızı bu açıdan eleştirilmiştir ama çağrışımsal bir örnekle, 'nun yakın dönemdeki benzer bir geçiş eseri olan 'dan iyidir. zaten bu noktadan sonra ne eco ne pamuk toparlayabildi. bir edebiyatçı bu paralelliğin üzerine gitse acaba ne çıkartır.

    4- ve gerisi: benim çöküş dönemi olarak gördüğüm dönem. Kar okuduğum son pamuk romanıdır. mesele sert anti-kemalist duruşu ve hatta siyasal islamla barış yapması da değil, politik görüş bir romanı gömme nedeni olmamalı. sonuna kadar karşı olduğum bir ideolojinin iyi bir romanıdır mesela. mekan ve olay kurgusu problemleri, karton karakterler, karakterlerin değil yazarın konuşması gibi öncesinde özenle kaçındığı tüm yazarlık kusurlarını bir kitapta buluşturmuştur pamuk. bu noktadan sonra artık edebiyat dışındaki niyetlerin ördüğü bir ajandayla, kendisinden yazması beklenini özensizce karalayan, adeta iş yetiştiren bir yazar olmuştur.

    sonrasında damdan düşer gibi "türkiye'de milyonlarca azınlık mensubu öldürüldü, bunu da bir tek ben söyleyebilirim" gibi herşeyden önce teknik olarak kusurlu bir röpörtaj vermesiyle gündeme geldi. artık cevabını beyaz kale'de yaptığı gibi romanlarla değil, sansasyonla veren bir figüre dönüştü. 2005 yılında, nobelinden bir yıl önce 'komplocu, postalcı' denilen "bu açıklamasıyla pamuk nobeli garantiledi" diye yazmış, haklı da çıkmıştır.

    peki pamuk nobeli haketmiş midir? nobelin ehemmiyetinin tartışması bir yana: "evet" ve ekleyeyim "ama hakettiği için almamıştır". katılmayanlar yukarıdaki ilk iki döneme ait eserlerini nobov ile, eco ile, dostoyevski ile paralel okusun, nasıl bir geleneğin iyi bir temsicisi olduğunu tekrar tartsın.

    ha nobelin ehemmiyeti demişken, o zaman başlayan dönüşümünü murakami'yi aday gösterip 'a ödül verecek noktaya getirmiş , tüm dünyaya "edebiyat mı kaldı, biz bile okumuyoz artık" diyecek kadar düşmüş bir komite var karşımızda.

    #168118 son kurtadam | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    0yazar 
  8. t24'e verdiği röportajı izlerken onun adına biraz utandım doğrusu. daha önceden yazılmış, çalışılmış cevapların kötü bir icrasını bize röportaj diye yutturmaya çalışan koca koca iki adam. tam kıvamında bir muhalefeti, tökezlemeden, ambalajı çizdirmeden oynama. dilin sürçse ne olurdu sayın pamuk? kağıttan okurken zaten sürçtü.

    orhan pamuk'u vasat bir romancı yapan şey bu zaten: başkalarının yargılarını o kadar çok düşünüyor ki kendisinde orjinal bir şey kalmıyor. her türlü sivriliğini, tuhaflığını, sapkınlığını, yargılanma korkusundan, beğenilme arzusundan dolayı kesiyor. kendi kendini hadım ediyor.

    halbuki büyük yaratıcılar, sanatçılar, abuk subuk da konuşabilir, saçmalayabilir. herkesin kursağından şıp diye geçemez bir sanatçı. kılçıklıdır, takılır. büyük içgörülerin, duyguların, keşiflerin bedeli budur.

    orhan pamuk kendi kendisini sıradanlığa mahkum etmiş. cümlelerini ve kurgusunu karmaşık bulanların eleştirileri, onun basitleşmesinin mazareti olamaz. çomarlar ve cahilleri tatmin edecek bir roman mı yazmak istiyor? yoksa faulkner, tolstoy, hemingway ayarında ölümsüz ustaların yanına mı yerleşmek istiyor?

    orhan pamuk vasatlığın üst sınırından fazla açılmamaya karar vermiş. onu orada sevenler çok, onlar da bırakmak istemiyorlar. hep beraber geçinip gidiyorlar. orhan pamuk'a bir öğretmen romancı rolü yüklemişler, ondan abdülhamit'i, kars'ı falan öğretmesini istiyorlar, o da kurguyu biraz boşlayarak onlara klişelerle dolu bir şeyler öğretiyor. anlattıkları yanlış demiyorum, uzun zamandır da okumadım zaten. ama buna ihtiyaç yok ki. sanatın alanını boşaltarak öğretmenliğe kaymasını eleştiriyorum.

    türkçesinin lezzetsiz oluşuna, karakter yaratamamasına falan takılmıyorum. bu hırs ve adanmışlıkla, bunların öneminin kalmadığı, avangart bir esere ulaşabilirdi. nabokovun lolitası gibi mesela, sapkın ve tuhaf şeyler yazabilirdi. orhan pamuk'la ilgili hep üzüldüğüm şey budur. tabii onun şahsında, türk edebiyatına da üzülüyorum.

    ha bu söylediklerim benim beklentilerimin çapı ile ilgilidir. yoksa orhan pamuk büyük bir romancımızdır, umarım daha çok insan onu okur, o daha çok yazar falan filan.
    0yazar