Dünyanın en şanssız canlısıdır, öldürülünce toksin salıyor diye canlı canlı sıcak suda pişirirler bu hayvancağızı o kadar acı çekermiş ki hayvan bağıramadığı için sedece kıskaçlarını oynatabilirmiş ki onu da genelde bağlıyorlarmış zaten.
Ulan ıssız adada yaşayıp mecbur yemek zorunda kalsan anlarım da zengin olup da şu hayvanı yiyen gerçekten bana göre en kibar tabirle canînin önde gidenidir yenmesine izin veren devlet yöneticileri veya dünyada.
sanki ıstakoz yemeseler ölecekler şu hayvanı da yemeyiverin.
İleride umarım çok medeni bir toplum gelir de hayvanı rahat bırakırlar.
hangi gazeteciydi tam hatırlamıyorum, ama bir gazetecimiz ilk defa ıstakoz yediğinde hayvana bodoslama daldığını itiraf etmişti bir yazısında.
avlandıktan sonra çok kısa sürede tüketilmesi zorunlu olduğu için roma imparatorluğu'ndan bu yana zenginlerin yiyeceği olmuştur. çünkü balık gibi depolanamadığı için sadece sahil kesiminde oturan insanlar yiyebilmiştir bu hayvanı. sahile yakın oturanlar da ticaretle uğraşan insanlar olduğundan hep bir üst sınıf yemeği olmuştur.
amerika'nın keşfiyle beraber kuzey amerika'ya yerleşenler ise "sığır eti varken bunu mu yiyeceğiz lan?!" deyip ıstakoza pek ilgi göstermemişlerdir. bunda abd taraflarındaki ıstakozların pek lezzetli olmamasının etkili olduğunu söylüyorlar. avrupa'da zengin yiyeceği olan ıstakoz, abd'de fakirlerin avlayıp yediği bir hayvan haline gelmiş.