İstanbul Sözleşmesinin feshinin ardından, katledilen kadınlar üzerine açılan girdiler, her gün artık "rutine" dönen "kadına şiddete son" medya ikiyüzlülüğü üzerine, altına imzamı attığım bu yazıyı unutulmamasını dileyerek sözlüğe ekledim.
Kadın cinayetleri politiktir çünkü defalarca tehdit edilen kız kardeşlerimiz karakola şikayette bulunduğu zamanlarda hiçbir şekilde güvenlikleri sağlanamadı. Ve en sonunda, ev içi şiddetin son damlasında hayatlarını yitirdiler. Ne için? Bazen görmezden gelindikleri için, bazen susturuldukları için…
Kadın cinayetleri politiktir çünkü ayrılmak istediği eşinden kaçmaya çalışan Burcu, defalarca şiddet gören eşi tarafından defalarca tehdit ediliyordu.’’Benden ayrılmak istediğini, seni dövdüğümü tek ben bileceğim. Yoksa ailen zarar görür.’’ Diyordu. Burcu, ev içi gördüğü şiddetten kaçabilmek için sadece sığınma evine ihtiyacı vardı.
Kadın cinayetleri politiktir çünkü gitgide muhafazakar bir toplum haline getiriliyoruz. Muhafazakar bir toplumun içerisinde erkek şiddeti neredeyse meşrudur. Çünkü erkeğe itaat etmek istemeyen kadın suçludur.
Kadın cinayetleri politiktir çünkü eğitim sistemimizin temeli dahi cinsiyetciliğe dayanıyor.
Kadın cinayetleri politiktir çünkü, bir yılda 5 kız kardeşimizi yitirmenin ardından -şüpheli bir intihar vakası iddiası ile 6- her şehre bir sığınma evi gerektiğine dair bir tablo oluşmuşken bile hiçbir şehre sığınma evine yönelik çalışma başlatılmamıştır.
Kadına cinayetleri politiktir çünkü, kadına yönelik şiddetle ilgilenen herhangi bir birim hala daha bulunmamaktadır.
Kadın cinayetleri politiktir çünkü medya, kadına yönelik şiddete karşı herhangi bir çalışma başlatmayan devleti sorgulamak yerine şiddeti ve cinayetin haklı sebeplerini arıyor.
Kadın cinayetleri politiktir çünkü yargı önünde bile meşrulaştırılmaya çalışılıyor.
Erkek şiddeti hızla yayılan ve nefes aldırmayan bir hastalığa dönüşerek toplumsal bir salgın olmuştur.Yarın hangi haberle uyanacağımızı bilmiyoruz.Korkmaktan daha çok öfkeliyim. Ama sisteme,ataerkiye,devlete… Biliyorum ki yılgınlık çökerse üzerim(iz)e , kadının bir özne olarak toplumda bulanabilmesi bile mümkün olmayacaktır ve hepten kaybedeceğiz.
Yarın bugünden daha güçlü olsun diye, mücadeleye devam edeceğiz,sırf bir kız kardeşimizi daha yitirmek istemediğimiz için, sırf Burcu’lar, Halime’ler yaşayabilsin ve daha adını bilmedğimiz tüm kadınlar özgürleşebilsin diye…
Kadın cinayetlerinin engellenmesine yönelik bazı yaklaşımları derlemeye çalıştım. Bir kısmı yapılabilir/yapılmakta ama kimi için pek ümit yok içimde.. yine de paylaşmak istedim.
kültürel ve dini değerlerin birleştirici, hümanist ve kadına değer veren yönlerini ön plana çıkararak onları evrensel insani değerlerle harmanlamak ve uzun vadede eğitim aracılığıyla kadın ve erkek arasındaki “kültürel referans farklılığı açığı”nı ortadan kaldıracak zihniyet değişimini sağlamak: Bu amaçla başta Tv olmak üzere "değerli kişilerce" hazırlanan spotların okutulması.. Camilerde hutbe ve vaazlar... hedef kitle dini merkezlerine alanlar.. Olur mu? Zor..
Kolluk tarafından doldurulan “Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet kayıt formu”nün titizlikle yazılıp, aynı şekilde değerlendirilmesi: Günümüzde baştan savma yapılıyor, bu bağlamda kolluğa eğitim verilmesi, teşvik edilmeli.. Olur mu? Belki...
Kadına şiddet vakasına karışmış erkeğe öfke kontrol eğitimi: Mecburi tutulmalı, bir tür psikoteknik yaklaşım.. Bu programda belirli bir seviyeyi tutturamayanlar izlenmeli.. Olur mu? Mümkün
Cinayetlerin sıklıkla barışma ya da görüşme randevularında gerçekleşmesi nedeniyle bu görüşmelerin emniyet görevlileri tarafından kontrol edilen, denetlenen mekânlarda ve onların nezaretinde gerçekleştirilmesi: Kollukla pratik değil, günümüzde bir "uzlaşma-arabulucu mercii var, bu çalıştırılabilir, bir avukat ve psikolog gözetim/denetiminde yapılabilir, en azından risk değerlendirmesi yapılır. Olur mu? Mümkün
Özellikle televizyonlarda kadın cinayetleriyle ilgili haberlerin verilmesi sunulması konusunda sıkı denetim: Kesinlikle. Bu cinayetlerin sunuluş biçiminin adeta diğer “uyuyan hücreleri harekete geçirme etkisi” yaptığı düşünüldüğünden dolayıdır. Çünkü kadına yönelik cinayetlerin bir anda peş peşe gerçekleşmesi haber sunumunun adeta kelebek etkisi uyandırdığı sonucuna ulaşılmasına neden olmaktadır. Olur mu? Mümkün
Dizi filmlerdeki şiddet sahneleri konusunda yapımcıların hassas davranması: Kesinlikle mecbur bırakılmalı. Her gün bir can yiterken dizilerde şiddet sarmalı zirvede.. Olur mu? Mümkün
Boşanma sürecinin uzaması stres kaynağı ve çocukların velayeti sorununun mevcut şartlar altında tekrar gözden geçirilmesinde yarar olabilir: Yıpratıcı boşanma sürecinin hızlandırılması, velayet konusunda daha geniş bakış, belki de daha hayırlı sonuçlar ortaya koyabilecektir. Olur mu? Mümkün
KADES gibi uygulamaların bilinirliği yaygınlaştırılarak şiddete maruz kalan veya kalma riski içinde olan kadınların bu durumdan kurtulmaları sağlanabilir: Olur mu? Mümkün