Bir fıkrada şöyle der : "Lenin yönetmek nasıl olur gösterdi, Stalin nasıl yönetmek gerekir gösterdi, Kruşcev herhangi bir aptalın ülkeyi yönetebileceğini gösterdi, Brejnev ise herhangi bir aptalın ülkeyi yönetemeyeceğini gösterdi." Gorbaçov döneminde ise birlik dağılmıştır.
sosyalizmin uygulanabileceği en uygun şartlara sahip olan ülkeydi. çarlık rusya'sını düşündüğümüzde onlarca halk, onlarca inanç ve iki adet fikir(çarlık ve sosyalizm)…
din kullanılarak düşünülecek bir dini devrim başarıya ulaşamazdı çünkü hristiyanlık, müslümanlık, şamanizm gibi birçok inanç var. ırk da kullanılamazdı çünkü geniş coğrafyanın sebep olduğu iletişim kopukluğu fikirlerin benimsemesi için zamanın çok uzamasına sebep olacaktı. fakirlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlikten barut gibi patlamaya hazır hale gelen halkın daha farklı bir şeye ihtiyacı vardı: sosyalizm. eşitlikçi ve özgürlükçü, emeğinin karşılığını veren katılımcı cumhuriyet söylemleri devrimin başarıya ulaşmasını sağlayan en önemli faktörlerdi ki öyle de oldu.
objektif yaklaşıldığında görece ilkel sayılabilecek bir dönemde coğrafyanın tamamına hakim olup 1700'lerde siyasini birliğine kavuşan abd'ye karşı 1920'lerde toparlanma süreci yaşayan sscb'nin kısa sürede her alanda abd ile beraber dünyanın bir numaralı devlet statüsüne ulaşması tamamen yaşanan devrimle alakalıdır.
uzun bir süre yönetsel açıdan dünyanın tek farklı devleti konumunda olması tüm dünyanın mesafeli yaklaştığı bir devlet olarak kalmasına yol açmıştı. sscb'nin bilim ve eğitim açısından hızlı gelişimi sosyalizm karşıtı bir hareket doğurmuş, on yıllar süren bir soğuk savaşa neden olmuştur. fikirsel yayılmalardan ve sıçradığı devletlere girmeden bitireyim... soğuk savaş dönemi boyunca kendini sosyalizm karşısında konumlandıran ülkelerin tüm medya organları ne öğrenmemizi istediyse onu öğrendik sonucunda ise çoğunluğun nefretle baktığı bir sistem ortaya çıktı.